English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ P ] / Parayı

Parayı translate Russian

13,281 parallel translation
Parayı unut Cornell.
Да забудь о деньгах, Корнелл.
Sorun yok. Pasaportları, biletleri ve parayı attın demek?
Ты выбросил паспорта, наличку, документы...
Her biriniz kahramanlarımız, rehinelerimiz için sadece bir dolar bağışlasanız yeter. Parayı toplayabilmek için bir kampanya başlatıyorum...
Если каждый даст всего по доллару, наши герои, наши заложники... будут спасены...
Bu kadar nakit parayı bir yere kaldırmamız lazım. 124 bin dolar var.
Надо что-то делать с наличкой. Здесь 124 000.
- Parayı kime verdim peki? - Vermedin.
Кому я дала деньги?
Sana polisi karıştırma, yoksa öldürürüz dediler, sen de korktuğundan parayı, söyledikleri köprünün altına bıraktın. Oldu valla, köprü altı oldu.
Ты оставила их под мостом... и не сказала полиции, потому что боялась... просто оставила сумку с деньгами под мостом...
- Parayı bulamazlar, çünkü parayı kötü adamlar aldı bizi kaçıran diğer kötü adamlara verecekler.
Никто ничего не докажет и не заподозрит. Деньги забрали похитители.
Parayı ödemezsen kocanı ve Bay Franks'i öldürürüm.
Если не заплатишь, я убью твоему мужа и Фрэнка.
Çünkü benim bu işi yapmamın tek yolu parayı direkt olarak tamamıyla almam.
Я на это соглашусь, только если ты выдашь мне напрямую полную сумму.
- Parayı kullanabilirim. - 2. cadde mi burası?
- Это на Втором авеню?
Onca parayı kolay olmasını istediğim için ödemedim.
Я платил не за то, чтобы ты далась мне без боя.
Parayı aldığında bunun zehirli atık olduğunun farkındaydın.
Ты знал, что это токсичные отходы, когда брал деньги.
Kasaba için aldım o parayı.
Я их взял городу помочь.
Bizden çaldığın parayı istiyorum.
Мы хотим деньги, которые ты у нас украл.
Başkanlarının kaçırılması haberinin duyulması sonucunda hisselerin tepe taklak olmasını engellemek isteyen yönetim kurulu aynı gün içinde parayı yollamayı kabul eder.
Правление попробует избежать убытков, вызванных новостями о том, что их президента похитили. Так что пришлет средства в течение одного дня.
Parayı buldum.
Я нашел деньги.
Parayı al ve teşekkür et.
Просто возьми и скажи : "спасибо".
- O halde neden parayı ödüyorsunuz?
Тогда зачем платить деньги?
Notu ona verirsin, demiryolu yönetim kuruluna telgraf çeker parayı öderler, biz de zengin oluruz.
Ты даешь ему записку, он телеграфирует правлению железной дороги, они платят, мы все идем богатыми домой.
Kan tabancaları seferber eder, parayı değil.
Кровь принесет ружья, а не деньги.
Parayı almazlarsa, bir sonraki ceset Thomas Durant'inki olacak.
Если они не получат деньги, следующим трупом станет Томас Дюрант.
- Parayı alıp, memlekete gideriz.
- Мы возьмем деньги и поедем домой.
- Parayı ödeyecekler.
Они заплатят.
Thomas Durant sana teslim edildikten sonra parayı ver.
Но не раньше, чем Томас Дюрант окажется у вас.
Durant, çiftlik sahiplerine ödeme yapmak için parayı yolladığını mı sana söyledi?
Дюрант сказал вам, что телеграфировал за деньгами, чтобы расплатиться с ранчерами?
Parayı getir.
Распакуйте деньги.
Yani, o puştlar buraya gelip, parayı teslim ettiklerinde oradaki mahlûk ve ben... -... parayı alıp, bu berbat yerden gidiyoruz.
Так что когда эти ублюдки приедут и передадут деньги, существо наверху и я возьмем их и уедем подальше из этой поганой дыры.
- Parayı alıp buradan hemen gidelim.
Так, надо брать эти деньги и уходить. Быстро.
- Parayı aldı kadını vurdu ve gitti derdim illa tahmin etmek zorunda olsaydım.
Он поднял сумку, застрелил ее и уехал прочь, я бы сказал так.
Ama yüz yüze görüşmek istemedi o parayı belirttiğimiz bir noktaya bıraktı sonra ben de paketi bıraktım işte.
Но он не хотел личных встреч, он просто оставлял деньги на "посадку", а потом я оставлял ему пакет с товаром.
Annem hayır dedi, bu yüzden parayı kendim biriktirmeye kadar verdim.
Мама не разрешила, но я решила собрать денег сама.
Çocuklar için topladığım bütün parayı sana vereceğim...
Я отдам вам все деньги, что собрала для школьных кружков,
Topladığın bütün parayı vereceksin, ben de parayı... çocuk kulübüne vereceğim, ve annene söylemeyebilirim.
Ты отдашь мне все деньги, что собрала, а я отдам их на школьные кружки. И - может быть - ничего не скажу твоей маме.
Bu da hayatımın içine etmek için... o kadar parayı nereden bulduğunu açıklar.
Это объясняет откуда у нее столько денег, чтобы разворотить мою жизнь.
Kadın parayı hiç önemsemiyor.
Ей деньги особо не нужны.
Dük'ün yeğeni parayı Londra'dan getirecek.
Племянница великого князя привезёт их из Лондона.
Parayı teslim edin.
Отдайте мне деньги.
Parayı Bay Kaledin'e vermem söylendi.
Мне сказали отдать их мистеру Каледину.
Parayı verin.
Теперь отдайте мне деньги.
Parayı dolar olarak istememin nedeni buydu işte.
Поэтому я и просил в долларах.
Ama matematik bilmezsen, o kadar parayı nasıl sayacaksın?
Но как ты планируешь считать заработанные деньги, если не знаешь математику, а?
Eve koşup parayı alır, öderim.
Я сбегаю домой, возьму деньги, вернусь и расплачусь.
Babacığım. Parayı bulduk.
Пaпoчкa, мы нaшли дeньги.
- Parayı kim takar? Çok güzel hayvanlar, değil mi?
Но разве это важно, они ведь такие красавцы.
Lindacım eğer yardım etmek istiyorsan bir koşu bakkala git ve 20 paket sigara al. - Parayı Lizzie verir.
Линда, хочешь помочь – сбегай в магазин и купи мне штук 20 папирос... – Лиззи даст тебе сдачу.
Hiç uğraşmadan parayı götürürdük, değil mi John?
Это как собирать яблоки с нижних веток.
Lizzie, bilinsin ki o parayı verdim çünkü kimi geceler beni acımdan uzaklaştıran sendin.
Лиззи, пусть все знают, что твои деньги даны тебе, потому что были ночи, когда ты не дала моему сердцу разбиться.
Parayı da üç Lee ailesiyle bölüşeceksin.
Разделишь их между тремя семьями Ли.
Duane parayı bırakacağını söyledi.
- Какие деньги? - Дуйэн обещал оставить для меня деньги, их нет?
- Al şu parayı.
Берите чертовы деньги.
- Parayı alınca teşekkür et.
- Благодарить станешь, когда будут деньги.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]