English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ V ] / Ve ölüm

Ve ölüm translate Russian

2,213 parallel translation
Birliğe karşı suç işlediniz ve ölüm cezasına çarptırıldınız.
Вы признаны виновными в преступлениях против Союза и приговорены к смерти.
Bu yaşam ve ölüm döngüsü devam etti. Nathan'ın ise hiçbir şeyden haberi yok.
Круг соблазнения и смерти повторяется снова и снова, а Нэйтан об этом не подозревает.
Duck, koşulları ve ölüm zamanını biliyorum. - Oradaydım, olaya tanık oldum.
Дак, я знаю обстоятельства, я знаю время смерти.
Ki muhtemelen naftalin ve ölüm kokmasının sebebi de bu.
Может быть именно поэтому он пахнет нафталином и смертью.
Tehlike ve tereddüt arasındaki bir yarışta yaşam ve ölüm arasındaki fark özgüvene dayanır.
в гонке между опасностью и нерешительностью разница между жизнью и смертью сводится к доверию.
Ve durmak kesin ölüm demektir.
А остановка - верная смерть.
Önce tıbbî tetkikçi doğrulamalı ama morluğa ve sertliğe bakacak olursak ölüm zamanı muhtemelen dün öğle civarıydı.
Хорошо, мы должны согласовать это с М. E. но судя по синюшности и степени окоченения, Я подсчитал, что время смерти - вчера после полудня.
Bölüyorum ama aslında geçen gün bir telefon aldık ve bu gerçekten doğru, karşıdaki ; yeni "Zor Ölüm" filmi için Moskova boyunca bir kamyon kovalama sahnesi isteyen bir Hollywood yapımcısıydı.
Хочу лишь заметить, что на следующий день к нам поступил звонок, и это чистая правда, от Голливудского продюсера который спросил, сможем ли мы снять погоню на грузовиках в Москве для нового "Крепкого орешка". Серьёзно.
Bütün romantik şiirler ölüm ve cinayetle mi bitiyor?
Боже. Что, каждая романтическая поэма кончается убийством и смертью?
Sana tek bir şey söyleyeyim, buradan kurtulduğumuzda Seattle Grace-Mercy Ölüm'den ayrılacağım ve asla geri dönmeyeceğim!
Я скажу только одно... Когда мы выберемся отсюда, Я уйду из Сиэтл Грейс
Eğer ölüm korkunu yenmezsen, kısa sürede ölür ve unutulursun.
Если не победишь свой страх смерти, ты умрешь быстро и будешь забыт
Çoğu bilim adamı ölüm tehdidi aldı ve başka ülkelere göç edip kimliklerini değiştirmek zorunda kaldı.
Многим ученым стали угрожать, и они эмигрировали, изменив имена.
Fakat sonu ölüm oluyor ve kız kardeşi de her şeyi riske atacak kadar çaresiz kalıyor. İşini, hapse girmeyi sırf kardeşinin deposunu alabilmek için.
И в итоге, он умирает а она достаточно отчаянно рискует всем... своей работой, рискует попасть в тюрьму.... чтобы просто заполучить барахло брата.
Wendell'a, elmas bileziğin çalınmasından sonra şüpheli bir şekilde tren çarptı ve altı hafta sonra da kız kardeşi onun deposunu ararken sonu ölüm oldu.
Так Вэндэлл был подозрительно сбит поездом после того, как украл бриллиантовый браслет. и спустя шесть недель, его сестра отправляется искать в его контейнере хранения, и тоже оказывается мертва.
Okuryazarlık oranında 7. sıradayız, matematikte 27.'yiz,... bilimde 22., ortalama yaşam süresinde 49.,... bebek ölüm oranında 178.,... ortalama hane gelirinde 3.,... işgücü oranında 4. ve ihracatta da 4. sıradayız.
Мы 7 по грамотности, 27 в математике, 22 в науке, 49 по продолжительности жизни, 178 по детской смертности, 3 по семейному доходу 4 по рабочей силе и экспорту.
Fukushima nükleer santralindeki sızıntı dördüncü seviyeden beşe yükseldi ve yediye yükselme ihtimali var, ki aradaki fark yaşam ve korkunç bir ölüm gibi.
Руководство АЭС Фукусима сообщило что уровень радиации был 4, потом его подняли до 5 но есть шанс возрастания его до 7 а значит это вопрос жизни и смерти.
Mellie'nin sözlerinin ülkeyi ve müttefiklerimizi harekete geçirmek için benim tarafımdan yürütülen halkla ilişkiler stratejisinin bir parçası olduğunu ve Kinyazi'nin ölüm mangalarına engel olmak ve bölgedeki çıkarlarımızı korumak için..
Скажи им, что заявление Мелли было просто частью пиар-стратегии, организованной мной, чтобы сплотить страны и наших союзников, и показать, что я готов потратить каждый цент политического капитала моей жены... весь Форд Нокс... чтобы остановить его эскадроны смерти
Evet bu ; kanser, intihar ve kalp hastalıklarında ölüm oranının... normalden fazla olmasına neden oluyor.
Несомненно, что приводит к высокому уровню смертности от рака, самоубийств и заболеваний сердца.
Gövdede ve kollarda ölüm öncesi oluşmuş bir çok kemik hasarı mevcut ayrıca kafatasında da darbeye bağIı hasarlar var.
Множество посмертных повреждений костей рук и туловища, а также... перелом черепа.
Ölüm rassal ve beklenmedik ve nadiren öngörülebilen bir şeydir.
Смерть... случайна и неожиданна, и очень редко предсказуема.
Artık biliyorum. Kırık parmaklar ve mafyadan gelen ölüm tehdidi.
Кажется, теперь я знаю, сломанные пальцы и угрозы смерти со стороны бандитов.
Geçtigimiz son bes yil boyunca, bana ve aileme karsi ölüm tehdidi altinda Glades'i ve içindeki herkesi yok etmek gibi korkunç bir amaca sahip bir girisimde suç ortagiydim.
За прошедшие 5 лет под угрозой моей жизни. и жизни моей семьи.. я стала участником предприятия.
Evlilik cüzdanı. Ölüm ve doğum belgeleri.
свидетельство о браке, о смерти, о рождении.
Ona dair elimdeki her şey... Ölüm ve doğum belgeleri o kasanın içindeydi.
И практически всё, что у меня от него осталось... свидетельство о смерти, о рождении...
Burası kamu arazisi ve kaza sonrası ölüm.
Автомобильная авария со смертельным исходом.
Sadık bir şekilde hizmet etmek için yemin ettiğim adam aşağıda ölüm-kalım savaşı veriyor. Ve sen bunu politik bir fırsat olarak görüyorsun.
Человек, которому я поклялся служить верой и правдой, борется за свою жизнь этажом ниже, а вы видите в этом благоприятную возможность.
"Biri seni ölüm kapanının içinde deliler gibi New York'ta turlatacak ve gülecek."
Человек очень быстро возит вас по всему Нью-Йорку на машине смерти, при этом постоянно смеясь ".
Ölüm ve can çekişme onlardan biri değildi.
Смерть не является одним из них.
Ölüm döşeğinde sana ve Yvette'e onların varlığından bahsetti.
Он рассказал вам с Иветт об их существовании только перед смертью.
Evet ve Cazuli Halı Fabrikası'nın sahibi George Cazuli, ölüm tehditlerine yabancı olan birisi değil.
Да, и владелец "Покрытий Казули", Джордж Казули, случается, выполняет свои угрозы.
" Ölüm arkasında durdu ve şöyle dedi : 'Beni takip et.
Предвестник смерти стоял за его спиной и сказал ему : "Следуй за мною - настал твой час разлуки с миром".
Çekingenlik falan kalmıyor yani. Sonra bir bakmışsın ölüm döşeğindesin ve vücudundan ateş çıkarır resmen...
Как будто все комплексы исчезают, и в следующий момент ты в постели, смертельно больной, тело как будто горит изнутри....
Ve şimdi müşterimiz, işte yerde ölüm raporu duruyor.
Теперь она наш клиент, а там на полу лежит мертвый репортер.
Başkanın politik ölüm fermanını yayınladın. Ve hayatının geri kalan günleri boyunca, söylediklerini yemek zorunda kalacaksın Tom.
Если ты напечатаешь этот политический некролог президента Гранта, эти слова будут пожирать тебя до конца твоих дней, Том.
- Ölüm ve ahlaksızlık.
- Смерть и разврат.
Tehlike isteği, ölüm ve yasak davranışlara olan ilgisi- -
Она явно увлечена смертью, презирает опасность и склонна нарушать запреты...
Biz konuşurken, bir ölüm mangası beni öldürmek üzere yola çıktı ve bu kamptaki herkesi.
Пока мы говорим, отряд смерти в пути, чтобы убить меня... и всех в этом лагере.
Peach'e gittim ve ona ölüm kalım meselesi olduğunu onu geri almamız gerektiğini söyledim.
Я ходила к Пич и сказала ей, что это вопрос жизни и смерти и он нужен нам назад.
" Ölmek üzere olmam ve yaşam desteğinin sadece ölüm anını ertelemeye yönelik olması durumunda a şıkkı, sondayla beslenmek istiyorum b şıkkı ancak doktorum tavsiye ederse sondayla beslenmek istiyorum ve c şıkkı sondayla beslenmek istemiyorum.
"В случае, если я близок к смерти" "и аппаратура жизнеобеспечения лишь отсрочит" "момент моей смерти"
Diğer yirmi milyonu ise ağır ve acı dolu bir ölüm tadacak.
Ещё 20 будут умирать медленной и мучительной смертью.
YıI 1912 yolcular hep beraber gemiye tıkışıyor ve havada ölüm kokusu var.
Год 1912, пассажиры собрались вместе для тепла, смерть витает в воздухе.
Ve polise göre ölüm nedeni Zehirlenme. Benim yemeklerimden mi?
Полиция полагает, что его отравили.
- Bana o aptalca soruyu sordun ve dünyam başıma yıkıldı, ve o geri döndü magazin gazetelerine düştüm, ölüm tehditleri aldım iş hayatım sürekli bir risk altında sen hayatımı mahveden misin?
- Ты задала мне этот дебильный вопрос и мой мир начал рушиться, и она приехала сюда, и я появился в таблоидах, и начал получать угрозы, и моя работа постоянно под угрозой, и ты разрушаешь мою жизнь?
Tamam, Celia Jaffe'in otopsiye ihtiyacı var ve benim ölüm sebebine ihtiyacım var, Maura.
Ладно, Селии Джаффе нужно сделать вскрытие. А мне нужна причина смерти, Мора.
Sparling ve ben ölüm haberini vermek için... Robert Carlson'ın karısının yanına gittiğimizde birden kocası ortaya çıkıverdi.
Мы со Спарлинг поехали сообщить жене Роберта Карлсона, о том, что ее муж погиб, только вот муж неожиданно объявился.
Ölüm oranının nefesinin ensenizde olduğunu ve gelecekten korkmuş, yaşlı bir tavuk gibi kaçtığınızı öğrendim.
Я узнала, что смерть дышит вам в затылок, и вы бежите от будущего как испуганная старая курица.
Wesen soykırımlarının simgesi gibi bir şey. Ve geçmişini bilen neredeyse tüm Wesen çocuklar Sterbestunde'yı bilir. Ölüm saati.
Фактически, это символ погромов Существ, и каждый ребенок-Существо, связанный со своим прошлым, знает о Штербенштунде, часе смерти.
Grimmlerden oluşan ölüm ekipleri kırsal bölgeleri dolaşıp, kelle alır, göz oyar kolları, testisleri keser ve sonra da Sterbestunde damgasıyla kurbanlarını işaretlerlerdi.
По сути, эскадроны смерти Гриммов бродили по сельской местности, отсекая головы, выдавливая глаза, отрезая конечности и яички, а потом помечали жертв клеймом Штербенштунде.
Evet, aslında bu ölüm ve şehirle ilgili.
Да, вообще-то это о смерти и городе.
Ölüm, hayatımızın zor ve talihsiz bir parçasıdır.
Смерть, к сожалению, неизбежна.
Ama, o özel bir şeydi... ve dün annenin ölüm yıldönümüydü.
когда твоя мама умерла.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]