English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ I ] / Istıyoruz

Istıyoruz translate Russian

436 parallel translation
Herşeyi biryerlere tıkıştırmak zorunda kalıyoruz.
... ужасный беспорядок. Барахлом всё завалено аж до самого порога.
Adres neydi? St. Cloud Otelinde kalıyoruz.
Мы остановились в отеле Сент-Клауд.
Her müşterimize yaptığımız gibi sigortayı 30 gün uzatmıştık ama maalesef daha fazla uzatamıyoruz.
Мы не хотим, чтобы страховка пропала. Мы дадим ему месяц, но это максимум.
En sonunda resmi olarak tanıştırılıyoruz.
Нас недавно официально представили друг другу.
Bunu nasıl çalıştırıyoruz?
Как мы договорились до этого?
Onu çalıştırmıyoruz, bize yardımcı oluyor.
Она у меня не работает, она оказывает услугу.
O bunu ilk kez yapmamıştır. Dahası, ona ödeme yapıyoruz, tanrıya değil.
Батюшке не впервой подобными делами заниматься тем более не бог его вознаградит каналью
Biz yalnızca alıştırma yapıyoruz. Zeka ve nüktecilikten kalanları hayata geçiriyoruz.
Вывели на прогулку жалкие остатки нашего остроумия.
Sizinle ilgili bulabildiğimiz her şeyi kesip yapıştırıyoruz.
Мы вырезали из газет все о вас.
Madagaskar ve Antiller'den gelen beş değişik tütünle de karıştırıyoruz.
Да, мы смешиваем пять видов табака, сорта из Мадагаскара и 3ападной Индии.
Neden onu, St-Germain'de yakalıyoruz? Bu daha önce yapılmıştı.
Здесь полно народу, мы его уже так однажды ловили.
Tehlikeli bir düşmanla uğraşıyoruz, St. Clare.
Мы имеем дело с опасным врагом, Сан Кляр.
Çünkü zaman farkı diyalog kurmayı İmkânsız kılıyor bu yüzden ekip, ABD Başkanının önceden kaydedilmiş bir mesajını yanında götürdü. Burası Oğlak Bir Kontrol. Houston, kamerayı çalıştırıyoruz.
Поскольку из-за задержки во времени прямое общение с экипажем невозможно, экипаж прослушает заранее записанное поздравление президента США.
Tekrar çalıştırmakta problem yaşıyoruz.
╦ воуле пяобкглата стгм епамасумдесг тоус.
Sizi temin ederim. Hepsini birbirine karıştırıyoruz diye yemeklerden azar azar koymayacağız tabii ki.
Могу вас заверить, только потому, что все это будет перемешано нам и в голову не придет подать вам меньше обычного.
Çalıştığımızı Tanrıdan saklamıyorsak, neden komşulardan saklıyoruz?
Если ты не скрываешь мою учебу от Бога, то почему скрываешь от соседей?
Mesaj alınmıştır, tamam. Seni bir yere bırakmıyoruz.
Я никому тебя не отдам.
- Birlikte yürüyüşe çıkıyoruz sanmıştım.
Я думал, мы все собираемся на прогулку.
Alıştırma yapıyoruz.
Тренируемся.
Yazın bir çocukla tanıştım ve bunun yüzünden konuşamıyoruz.
Летом я познакомилась с парнем но теперь не могу с ним встречаться. И не могу поговорить об этом с отцом.
İşleri onun için kolaylaştırmaya çalışıyoruz, kafasını karıştırmaya değil. O yüzden komiklik yapmayı kes.
Мы стараемся объяснить ему некоторые вещи, так что давай не будем здесь играть хоть немного.
Daha önce hiç olmamıştı, ne demek istediğimi biliyorsun burayı temiz tutmaya çalışıyoruz.
" акого раньше не было. ѕопробуй это вычистить.
Zamanın bir parçası içinde sıkıştığımızı düşünüyoruz. Bu zamanda aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyoruz.
Мы думаем, что мы зависли в определённом фрагменте времени и мы снова и снова проходим этот отрезок времени.
Yıllardır birlikte görev yapıyoruz. Sırt sırta çatıştık.
Мы с Вами служили вместе много лет, сражались плечом к плечу.
DNA sıralayıcıyı çalıştırıyoruz.
Активирую секвенатор ДНК.
Sorun değil. Refleksleri çalıştırıyoruz.
Будем отрабатывать рефлексы.
Yüksek basınçlı sıkıştırılmış hava ile temizliyoruz ve yarı ıslak vakum temizleme ile kalan sıvıyı da alıyoruz.
Обработаем сжатым под высоким давлением воздухом потом водопылесосом удалим остатки жидкости.
- Neden sadece ikimiz santrali çalıştırmıyoruz.
Мы можем управиться со станцией и сами.
Bir grup ayrılıkçının yabancılarla bağlantılı olduğunu Volkan kültürünün saflığını kirletmeye, ve yok etmeye çalıştıklarına inanıyoruz.
Группа, которая верит в то, что контакты с другими расами загрязняют нашу культуру и уничтожают чистоту вулканской расы.
Sonra, biraz tuvalet kağıdı alıyoruz küçük parçalar halinde kopartıp buraya, buraya ve buraya, kısacası kanayan heryere yapıştırıyoruz.
Потом берем туалетную бумагу. Отрываем маленькие кусочки и залепляем ими все места, откуда идет кровь.
Ben bütün bu saçmal ıklardan kaçıyoruz sanmıştım.
Я думал, мы уже отошли от этого дерьма.
Köşeye sıkıştım, o yüzden emniyet kemerini bağla. Çevreyoluna çıkıyoruz.
Лучше пристегни ремень, мы выезжаем на скоростное шоссе.
Biz de yolcu tarafından yaklaşıyoruz, sıkıştıralım onu.
А мы со стороны пассажира, зажмем в коробочку.
Eroini karıştıracak birini arıyoruz.
Мы ищем специалиста в героине
Seni tanımıyoruz, seninle daha yeni tanıştık ve katiyen senden hoşlanmadık.
Мы тебя не знаем, только с тобой познакомились, и ты нам точно не нравишься.
Joey Pardella nin Ellingson virüsu işine karıştığına inanıyoruz.
Мы полагаем, что Джой Парделла ис вовлекал в этот Ellingson вирус.
Zaman açısından biraz sıkıştım, o yüzden Ellen'a yakım çekimle başlıyoruz... hani sahnenin son kısmındaki. Ve senin de "Danny için endişelenmiştim" sözünden.
Я немного зажат по времени, так что начнём с крупного плана Эллен... и снимем последнюю часть сцены с твоей фразой "Я беспокоилась за Дэнни".
Biz onun yerine yapıştırıcı kullanıyoruz.
Так что мы вместо этого лечим ее клеем "Супер Супер".
Şimdi, hadi görelim. Biz karıştırıyoruz.
Посмотрим что у нас получается.
Narnları gezegenlerinden alıp inşaat işlerinde ve fabrikalarda çalıştırıyoruz.
Мы привозим нарнов с их планеты для работы на стройках и помощи на фабриках.
Demek istediğim, çok iyi anlaşıyoruz herşey çok güzel yani, iyi, yani o herşeyi yapmıyor ve sonra sen "ciddi" ve "ateşli" ile ortalığı karıştırıyorsun.
Ну да, он ничего не делает а потом тебе обязательно было прийти со своей "горячей" и "парочкой".
İşlemcide sorun tanımlama çalıştırıyoruz.
Мы запускаем диагностику компьютерного ядра.
Masum olduklarını kanıtlamaya çalışıyoruz. ve sizinki gibi paralityum kullanan bir geminin patlayıcıların üretilmesine karıştığına inanmak için sebebimiz var.
Мы пытаемся доказать их невиновность, и у нас есть причина полагать, что такое судно, как ваше, использующее паралитий как топливо, может иметь отношение к производству взрывчатки.
- Üzerinde çalışıyoruz ama pislikler bizi köşeye sıkıştırdı.
- Очень жаль, господин президент, но они загнали нас в угол.
Onca yıldır tanışıyoruz, beraber okuduk, beraber çalıştık.
Все эти годы, что мы знаем друг друг, мы учимся и работаем вместе.
Sayısız katliamda bulunmuş St. Vigeous zayıflıklarımızdan bizi arındırman için sana yakarıyoruz.
Святой Виг, тот кто убил столь многих мы умоляем тебя, избавь нас от наших слабостей.
Kapatıyoruz. Havuz kapanmıştır.
Бассейн закрывается.
Ben nerede kalmıştım, tamam işte başlıyoruz.
Ну, блин, не грусти. На чем я остановился? Похоже на...
- Hatta bu uğurda sahte deliller yerleştirmeye çalıştıklarına inanıyoruz.
- Мы думаем, что они даже хотят сфабриковать соответствующие доказательства.
Yoğun bir program olacak. Ama bütün sorumluluklarını sıkıştırmaya çalışıyoruz.
Оно будет плотным, но, думаю, мы сможем уместить в него все твои обязанности.
Ama tütün, bağımlılık ve toplum sağlığı hakkında verebileceği önemli bilgileri yayınlayamıyoruz. Neden? Çünkü çalıştığı şirketle bir gizlilik anlaşması imzalamak zorunda kaldı.
Но мы не можем познакомить вас с информацией о здоровье нации и пристрастии к табаку,... которой он хотел поделиться.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]