All shouting traducir turco
316 traducción paralela
What were they all shouting about?
İnsanlar neden bağırıyordu?
[ALL SHOUTING INDISTINCTLY]
[.. ]
[ALL SHOUTING]
[beraber]
— and the people were all shouting : "Just wait'til Lenin gets here!"
ve herkes bağırıyordu : "Lenin buraya gelene dek bekleyin"
Hayward, 3,460... [woman screams ] [ all shouting ] [ screams]
Hayward 3460... Orada!
- [All Shouting, Cheering] - Crank " em up!
Motorları çalıştırın.
All I know is, I heard Lieutenant Lussan shouting at the Colonel.
Tek bildiğim Teğmen Lussan'ın Albay'a bağırdığı.
- ( ALL CHEERING, SHOUTING ) 1 think you make one big mistake, mister.'
Bence büyük bir hata yapıyorsunuz, Bayım.
And what's the shouting all about?
Ne diye bağırıyorsun?
If he did, no need for you to go opening your trap and shouting his name all over the place.
Yaptıysa bile, o koca ağzını açıp ortalık yerde adını bağırman gerekmiyor
What's all that shouting?
Bütün bu yaygara da ne?
All of you, stop that vulgar shouting out of windows.
Hey, bırakın artık şu pencerelerden bağırıp çağırmayı.
[Man Shouting] It's all right here.
[Adam Bağırıyor] Hepsi burada.
I feel like shouting out the truth, to put an end to all this!
Gerçeği haykırmakla bütün bunlara bir son verebilirmişim gibi geliyor.
He had been shouting at me all my life.
Hayatım boyunca bana bağırdı durdu.
Well, amigos, it was all over but the shouting...
Bu kadardı çocuklar.
- Hey, what's all the shouting'and drum beating'about?
- Bu gürültü ve davullar da neyin nesi?
She was shouting all the time.
Sürekli bağırıyordu.
All those people shouting and swearing, always being on the road, that world of misery, lice, disease.
Bütün o bağıran, küfreden insanlar yoktu. Hep dört teker üzerinde, bir dünya sefalet, bitler, hastalık...
YOU'RE GONNA CATCH IT, YOUNG FELLA. YOUR MA'S BEEN SHOUTING FOR YOU ALL OVER TOWN.
Annen seni her yerde arıyordu delikanlı!
Well, I don't see how they can help you - - you keep shouting about it all the time.
Nasıl bilmesinler ki sen her an uluorta bağırıp duruyorsun.
What's all the shouting and yelling in here?
Bu bağırış çağırış da ne?
If we'd all stop shouting and cooperate...
Eğer hepimiz bağırmayı keser ve işbirliği içinde olursak...
Afterwards, when it's all over and the shouting's stopped. Because it's then that I'm going to need you.
Daha sonra, her şey bittiğinde ve bağrışmalar kesildiğinde o zaman sana ihtiyacım olacak.
All the landowners were there shouting.
Toprak sahiplerinin hepsi orada bağrışıyordu.
Who's doing all that shouting?
kim böyle bağırıp çağırıyor?
They were shouting for victory all over Europe... praying for victory, to the same God.
Avrupa'nın her yerinde zafer bekleniyor zafer için aynı Tanrıya dua ediliyordu.
All at once they were there, eating his food, shouting for more, filling the air with terrifying words about dragons, fire, stolen gold and death.
Birdenbire, içeri daldılar, yemeklerini yiyip, dahasını istediler, ortamı ejderhalar, yangın, çalıntı altın, ölüm gibi korkunç kelimelerle doldurdular.
- Strange, with all that shouting.
- Tüm bu bağırışta uyuması tuhaf.
I'll keep shouting all night long!
Bütün gece bağıracağım!
It's so different from all the charging and shouting we made.
Bütün hücumlarımızdan ve çığlıklarımızdan o kadar farklı ki.
If all the shouting's over up there, I'd like for you to report to Sickbay.
Eğer tüm bağırıp çağırmalar bittiyse revire gelin.
Yes, I'm interested in shouting, all right.
Evet, ilgi alanım bağırmak.
In the meantime, since I am on all channels, perhaps I'd better carry on with this broadcast, by shouting about our housing plans, from down here as best as I can.
Bu arada, hazır tüm kanallardayken konut planlarımız hakkında buradan bağırarak devam etsem iyi olur.
What's with all that shouting?
Bu bağırışın niye?
Their made-up faces and enigmatic expressions the maskes of drunkards, the shouting, wild laughs, idiotic and cruel jokes... reminded me of some strange and weird people... that you see all over the district.
Makyajlı yüzleri, gizemli ifadeleri sarhoş maskeleri bağırmaları, vahşi gülüşleri, aptal ve acımasız şakaları her yerde görebileceğimiz garip ve acaip insanları hatırlattı bana.
[All Shouting]
Daha değil.
I can't do anything with you shouting all the time.
Her zaman böyle bağırırsanız hiçbir şey yapamayız.
When I say fanatics, you could be holding a position and they're about 30 yards away from you, and all of a sudden they'd come flying at you, shouting and yelling.
Fanatik derken yani siz bir pozisyondasınızdır onlar da otuz metre ileridelerdir ve bir anda size doğru bağırarak çığlık çığlığa adeta uçarlar.
Just stop shouting, Billy, because you'll scare all the seals away.
Bağırmayı bırak Billy. Tüm fokları korkutup kaçırıyorsun.
It's useless all this shouting, you're going to jail for life.
Bağırmanın faydası yok, Hapishane seni bekliyor.
All day long i hear him shouting loud
Gün boyunca tüm gücüyle bağırıyor
- What was all that shouting about?
- Bütün bu gürültüde nedir?
No, if it's all the same to you, I'll just get you two shoved out, and then get on with some other bits of shouting.
Hayır, eğer sizin için farketmeyecekse, ikinizi dışarı atacağım, sonra da bağırmaya devam edeceğim.
After all that shouting and of coughing, I practically ruined my voice box.
Çığlıklar ve öksürme boğaza zarar verir.
- What's all the shouting?
- Ne bu yaygara?
So they all began to cry out, to beg, shouting, " Heydebreck was a trick!
Bunun üzerine hepsi birden ağlamaya, yalvarmaya, bağırmaya başladı :
- Yeah! [All Shouting] One!
Bir!
As long as we all stay within shouting distance of each other.
Birbirimizi duyacak mesafede olduğumuz sürece.
For heaven's sake, what is all this hullabaloo, all this shouting and yelling blue murder?
Tanrı aşkına, nedir bu gürültü, bağırışlar, ortalığı velveleye vermeler?
Why all the shouting?
Bütün bu bağırış neden?
shouting 365
shouting continues 49
all set 422
all stars 18
all sorts of things 27
all screaming 68
all scream 16
all sorts 34
all ships 23
all summer 24
shouting continues 49
all set 422
all stars 18
all sorts of things 27
all screaming 68
all scream 16
all sorts 34
all ships 23
all summer 24