All sorts traducir turco
2,206 traducción paralela
You know, for centuries... women have been seducing men through food, doing all sorts of crazy stuff.
Yüzyıllardır kadınların erkekleri yiyeceklerle çılgın şeyler yaparak baştan çıkardığını biliyor muydun?
You're gonna need'em later for all sorts of naughtiness.
Az sonra yaramaz sözler için lazım olacak çünkü.
There, there now. You'll have all sorts of new playmates very soon.
Sakin ol, yakında birlikte oynayabileceğin bir sürü arkadaşın olacak.
The doctors put him on all sorts of medication.
Hemen her tür ilaç verildi kendisine.
And you can ask all your questions, and I'll give you all sorts of answers.
Sorularını sorarsın, ben de sana her türlü cevabı veririm.
He imports all sorts of pricy goods from europe.
Avrupa'dan her çeşit pahalı eşya getiriyor.
It leads to unwanted pregnancy, all sorts of things.
Bu istenmeyen hamileliğe neden olur, herşeyi sıralayabilir.
We get all sorts along here.
Burada hemem hemen her türden insan gördük.
They're gonna ask him all sorts of questions about everything he's ever seen or done.
Tüm soruları ona soracaklar gördüğü ve yaptığı tüm şeyler hakkında.
There's all sorts of shit starting to rot.
Her şey çürümeye başladı.
I got all sorts of responsibilities.
Bir sürü sorumluluğum var.
Why is DMT in our bodies? Why is it in plants, all sorts of mammals?
DMT'nin insan vücudundaki, bitkilerdeki ve tüm memelilerdeki işlevi nedir?
Orally active Ayahuasca tends to pick you up and gently carry you into the space and hug you and embrace you and clean you and show you all sorts of mystical visions and then it very gently brings you back down like you're floating on a feather back to the ground.
Ağız yoluyla alınan Ayahuska, sizi göklere çıkartır, kucaklar, temizler ve tüm mistik görselleri önünüze serer, ve sonra tekrar sizi, tüy gibi hafifçe eski halinize döndürür.
You've got to account for this stuff the way you've got to account for dreams, the way you've got to account for all sorts of psychoactive responses.
Tıpkı rüyalarınızı, tüm psikoaktif tepkilerinizi açıklayabildiğiniz gibi bu maddeyi de açıklayabilmelisiniz.
And of course we didn't tell that to the press, so... there were all sorts of speculation, drug rumors, people saying I went crazy... all sorts of stuff.
Tabi basına böyle demedik bu yüzden uyuşturucu iddiaları, dedikodular delirdiğimi düşünmeler falan.
All sorts of stuff down there.
İşe yarar her şey şeridin içerisinde kalsın.
We have been at all sorts of places.
Seninle her yere gitmiştik.
All sorts of different charities ran these schemes.
Birçok hayır kurumu bu projeyi yürütüyordu.
All sorts of things.
Yapılması gerekenleri.
We're getting a ton of plant samples. TJ thinks there's all sorts of medicinal possibilities.
Bir sürü bitki örnekleri alıyoruz, T.J. her türlü ilaç ihtimalinin bulunduğunu söylüyor.
They'll do all sorts of experiments on you.
Sana orada türlü türlü deneyler yapacaklar.
You got access to all sorts of good stuff... bank codes, port authority manifests, stock exchange.
Bütün havalı şeylere erişimin var... Banka şifreleri, liman yetki manifestoları, borsa senetleri gibi.
You got access to all sorts of good stuff.
Bütün kaymaklı işlere erişim hakkın var.
He approached me at a conference years ago, asked all sorts of questions about abnormals in ancient mythology.
Yıllar önce bir konferansta yanıma gelmişti ve antik mitolojideki anormaller hakkında bir sürü soru sormuştu.
Yeah, you buy her all sorts of junk and then wonder why she's got an attitude.
Evet, önemsiz onu her türlü satın ve sonra o yüzden merak ediyorum bir tutum var.
I've been collecting photographs, magazine articles, all sorts about her for years.
Yıllardır fotoğraflarını, hakkındaki yazıları, onunla ilgili şeyleri biriktiririm.
- People say all sorts.
- İnsanlar çok kızdığınızı söylüyorlar.
And, you know, he knew about it, because it's where we used to hide out when we were kids, after doing all sorts of horrible things to the town folk.
Saklandığım yeri biliyordu çünkü kasaba halkına yaptığımız onca şey sonrası orada saklanırdık.
They asked all sorts of questions they already knew the answers to.
Cevaplarını zaten bildikleri bütün soruları sordular.
Well, she knows all sorts of things, does Alex Drake.
Alex Drake böyle şeyleri iyi bilir.
You must be an expert in all sorts of things?
Her türlü şeyde uzman olmalısın?
Will it be friend or foe, servant or master? To the extent that the Internet developed independent behaviors would be scary, could be very scary. Of course, it could have all sorts of security implication.
Yaşam şansı milyonda bir, milyarda bir bile olsa, ortada yalnız olabilmemiz için, evrene atılmış çok çok fazla biyolojik zar var.
Thing is, Rachel filled that girl's head with all sorts of things.
Rachel o kızın kafasını bir sürü şeyle doldurdu.
They let all sorts of people roam the streets these days.
Günümüzde her türlü insanın sokakta dolaşmasına izin veriyorlar.
Tax evasions, corruptions all sorts.
Vergi kaçakçıları, yolsuzluk yapanlar, bunlardan birkaçı.
She was taking all sorts of notes.
Kadın sürekli not alıyordu.
Crazy brains. They get soaked in dopamine and adrenaline and all sorts of hormones and chemicals that make them delicious.
Deliren beyinlerdeki dopamin ve adrenalin bütün kimyasallar ve hormonlar beyni daha lezzetli yapıyor.
- I do all sorts of artifacts ropes, whips, muzzles, everything.
- Elde yapılmış her tür eşya halatlar, kırbaçlar, tüfekler, her şey.
Under the spell of an immense curiosity about sex, bent on questioning it with an insatiable desire to hear it speak and be spoken about quick to invent all sorts of magical rings that might force it to abandon its direction. " ( MicheI FocauIt )
seks'e duyulan muazzam ilginin büyüsü altında, sorgulamaya eğilim gösterip doyumsuz bir arzu ile duymaya ve konuşmaya ve hakkında konuşulan her çeşit sihirli yüzüklerle yolundan vazgeçirmeye zorlanacaktır. " ( MicheI FocauIt ) VGNC Team
Usually it's, critics back then particularly, just trying to be cool, so they would write all sorts of things.
Eleştirmenler eskiden özellikle havalı olmaya çalışır, bu yüzden her tür şeyi yazarlardı.
Look, heads do all sorts of crazy things when you shoot them.
Bak, vurulduklarında kafalar böyle saçma sağan şeyler yaparlar.
All sorts of knickknacks.
Her türlü biblo.
They send you all sorts of forms and paperwork and shit.
Sana bir ton ıvır zıvır form falan gönderirler.
There was all sorts of things they could have put here but this was just the right size and shape.
Buraya koyabilecekleri bir çok şey vardı fakat sadece bu doğru şekilde ve ölçüdeydi.
They can probably do all sorts of amazingly powerful tricks.
Muhtemelen çeşit çeşit yetenekleri de mevcuttur.
There are all sorts of people in this world.. .. notjust one's like Al's dad.
Dünyada hiç kimsenin babası Al'ın babası gibi olamaz.
'cause I got all sorts of different kinds.
Elimde tüm çeşitlerinden var da.
They gave him all sorts of painkille.
Ona ağrıkesicilerin her türünü verdiler.
Well, clearly there are unresolved feelings manifesting in all sorts of virility displays,
Şey, yiğitlik yapma tavırlarınızdan açıkça belli oluyor ki aranızda henüz sonuca kavuşmamış duygular mevcut.
Throughout my career I've met all sorts of different people.
Kariyerim boyunca her telden insanlarla karşılaştım.
Computers. We have access to all sorts of information here, birth certificates, dmv files, census data.
Bilgisayarlarla her türlü bilgiye ulaşabiliriz
all sorts of things 27
all set 422
all stars 18
all screaming 68
all scream 16
all ships 23
all summer 24
all stop 47
all systems go 42
all stations 41
all set 422
all stars 18
all screaming 68
all scream 16
all ships 23
all summer 24
all stop 47
all systems go 42
all stations 41