And when he did traducir turco
691 traducción paralela
He'd have come in and when he did, even if he'd never met you.
Seninle hiç tanışmamış olsa bile gelirdi.
And when he did, he wasn't good.
İçtiği zaman pek iyi olmuyordu.
And when he did, it was a bloody accident.
Ve başardığında, lanet bir kaza oldu.
And when He did trees and shrubs, we helped make all this.
Ve O çalıları ve ağaçları yaparken, biz de yardım ettik.
And when he did it he was whistling just like in one german movie, where there was a maniac who was whistling before he killed.
İşkence yaparken ıslık çalıyordu. Bir Alman filminde, manyak bir katil cinayet işlemeden önce ıslık çalıyormuş.
Like you did when you worked for my dad, and he caught you stealing nickels?
Babam için çalıştığında hırsızlık yaptığını bulduğu zaman gibi mi?
He claims further that when he talked to you about these promises... you did " strike, beat and knock him down...
Dahası sana verdiğin bu sözleri hatırlattığında ise O'na şunları yapmışsın : " vurmuş, dövmüş, yere sermiş...
Sheriff, did you ever hear about the fix a man was in... when he was comin'down the road with a pitchfork on his shoulder... and a farmer's dog ran out and bit him on the leg?
Şerif, bir adamın düştüğü güç durumu anlatan hikayeyi hiç duydunuz mu? Hikaye'de adamın biri omzunda yaba ile yürürken çiftçinin köpeği adamın bacağını ısırıyor.
When i explained to him how i knew that dimitrios had no money when he died. And how did you know?
Dimitrios'un üzerinden hiç para çıkmadı dediğimde.
They'll have to drop the charges when I tell them what he did and why.
Neyi ne sebeple yaptığını anlattığımda ona yöneltilmiş suçlamaları düşüreceklerdir.
Yet she did when she married, and he seemed to survive very nicely.
Yine de evlendiğinde ayrıldı, o da hayatta kalmayı başarmış gibi.
And when it come time for them to cut the cake, the band played Kiss Me Again, she put her arms around him, and, boy, did he look scared!
Sıra, pastayı kesmeye geldiğinde orkestra "Beni Bir Daha Öp" ü çalmaya başladı. Gelin kollarını, boynuna dolayınca damadın nasıl korktuğunu görmeliydiniz!
Sure. He says that guys who dress up like Santa Claus and give presents do it because when they was young they must have did something bad and they feel guilty.
Noel Baba gibi giyinip, hediyeler dağıtan kişilerin... bunu çocukken yaptıkları... kötü bir şey yüzünden... kendilerini suçlu hissettiklerinden... yaptıklarını söylüyor.
Father started it and Mark did the rest when he needed more space for his workroom.
Babam başladı ama Mark çalışması için daha fazla bir alana ihtiyaç duyunca gerisini o tamamladı.
He had a fever when he was in Spain, and when the fit was on him, I did mark how he did shake.
Sıtmaya tutulmuştu İspanya'da, tir tir titrerken bakıyordum ona.
I worked 16 hours a day for him when I was 10 years old... and all he ever did from that day to this was treat me like a hired hand.
10 yaşındayken onun için günde 16 saat çalıştım. ve onun bana tek yaptığı, kiralık biriymiş gibi davranmak.
Who told me... when we both lay on the ground frozen almost to death... how he did lap me even in his own garments... and gave himself, all thin and naked, to the numb, cold night?
İkimiz birlikte, o meydanda, yattığımız yerde soğuktan donmak üzereyken, giysilerini çıkarıp üzerime örttüğünü, kendisinin ise gecenin donduran ayazında neredeyse çıplak kaldığını söyleyen oldu mu bana?
Three times today my footcloth horse did stumble... and started when he looked upon the Tower... as loath to bear me to the slaughterhouse.
Haşalı * atım da bugün Kale'yi gördüğünde üç kere ürküp tökezledi. Sanki beni o mezbahaya götürmek istemiyor gibiydi.
And when he was slain, did the dogs not lick his blood?
Öldüğünde de köpekler kanını yalamamış mıydı?
He did good things and never told on anyone even when they told on him.
İyi işler yaptı ve o kendisini ele verdiklerinde bile onları asla ele vermedi.
Did she sneak up behind him... and hit him with that piece of firewood when he wasn't looking?
Arkasından sinsice dolanıp odunla kafasına mı vurdu?
He did not remember when he had attained humility but he knew he had attained it and he knew it was not disgraceful and it carried no true loss of pride.
Ne zamandan beridir tevazu sahibi biri olduğunu hatırlamıyordu ; ama ona sahip olduğunu biliyordu. Ayrıca bunun kendini küçük düşüren, onur kırıcı bir şey olmadığını da biliyordu.
Did he say you knew the difference between right and wrong when you shot Quill?
Peki Quill'i vurduğun sırada... doğruyla yanlışı ayırt edebiliyor muymuşsun?
And when did he learn this? It took the whole war?
Buna nasıl bu kadar emin olabiliyor ki?
But he did know when and where Sir Henry was arriving... and where he'd be staying.
Ancak Sör Henry'nin ne zaman ve nereye geleceğini ve nerede kalacağını biliyordu.
WHEN HE CAME IN, I TOLD HIM TO SIT DOWN AND HE DID.
Girdiğinde otur dedim, oturdu.
When he was wondering about the moon, did he mention the possibility of heaven? Or did he say there was nothing but a world of stars and moons and galaxies?
Ayın öbür tarafında ne olduğunu merak ettiğinde orda cennetin olabileceğinden hiç bahsetti mi,..... yoksa yıldızlar, aylar, galaksiler ve evrensel tozlardan başka birşey olmadığını mı söyledi?
Although a simple man... he was not so simple that he did not know... when it was a weekday and when it was Sunday.
Basit bir adamdı gerçi fakat hafta içi olduğunu, Pazar günü olmadığını bilmeyecek kadar da basit biri değildi.
And when the boy found the girl attractive, desirable, irresistible he did what any red-blooded American boy would do. ;
Çocuk kızın güzel, cazibeli ve karşı konulmaz olduğunu anlayınca her gücü kuvveti yerinde tipik Amerikan erkeğinin yapacağı gibi. ;
Have you never read what David did, when he and his followers hungered?
Davut'un, yanındakilerle birlikte acıkınca ne yaptığını okumadınız mı?
They work for Paco Fuentes, or they did. He and his brother took over the town, when old was discovered around here.
O ve kardeşi, nehirdeki altını duyunca Mimbres'e geldiler.
And when he died, did he call out my name?
Ölürkende... benim ismimi söyledi?
And then when he died they did an autopsy and found out that he was a raving queen.
Öldüğünde otopsi yaptılar ve çılgın bir eşcinsel olduğu ortaya çıktı.
Later, when he did cross-examine a witness and the judge stopped him, he cooly quoted the penal code.
Sonrasında, bir tanığı çapraz sorguya çektiğinde ve yargıç onu durdurduğunda sakin bir şekilde caza kanunundan alıntı yaptı.
Tell me, sir, when Mr. Tindle "lurched off," as you put it, did he lurch naked? And did he subsequently lurch naked through the streets of the village?
Söyleyin bana, iddia ettiğiniz gibi Bay Tindle "sendeleyerek gittiğinde" çıplak mıydı?
It, first, it did not believe very, but when the Russians had attacked the Finnish and had not had success he was presumptuous of that it was really truth.
Hitler ilk başta buna inanmasa da Rusların Finlandiya seferinde başarısız olması üzerine gelen rapoarların doğruluğuna ikna olmuştu.
When he looks at a painting - a Matisse, a Chagall - and says, "That's mine, I did it," he is always right.
O bir tabloya baktığı zaman - bir Matisse olsun, bir Chagall olsun - tek bakışta "bu benim eserim, ben yaptım" diyebilir ve daima da haklıdır.
When they did, one in the front would come out with his hands up and one behind him, he'd come out with a grenade.
Bunu yaptıkları zaman öndeki ellerini kaldırarak yürür arkasındakinin elinde ise el bombası olurdu.
"When anxiety did not possess him... " he would joke and play with us like a child,
Kaygılanmadığında şakalar yapardı ve bizimle bir çocuk gibi oynardı.
Jackie, when you and George were together, did he do that stuff?
Jackie, sen George'la beraberken de, böyle şeyler yapar mıydı?
By the way, I wanna ask you, did you find when you did kissing scenes with him, did he open his mouth and wiggle his tongue around?
Şeyi düşündün mü? Onunla öpüştüğünüz sahnelerde, sence de şey değil mi? Seninle birlikte ağzını açıp, dilini içeride dolandırdı mı?
Ted Striker was right when he test-piloted that sucker, and what did he get for telling the truth?
Ted Striker o hurdanın deneme pilotluğunu yaparken haklıydı oysa gerçeği söylemenin karşılığında ne aldı?
And when Bramlette told you that he'd seen Ruiz kill a cop in the Everglades, did you still think he was just "blowing smoke"?
Bramlette, Ruiz'i Everglades'de bir polisi öldürürken gördüğünü söylediğinde... hala "bir şeyler biliyormuş gibi yapıyor" diye düşündünüz mü?
And when did he tell you this?
Ve bunu size ne zaman söyledi?
When Max saw me in that sweater with the mouton collar and the ivory buttons, he said "Rose, where the hell did you get that sweater?"
Max beni fildişi düğmeli o süveterin içinde görünce "Rose, bu süveteri nereden buldun?" dedi.
Yes, what did he answer... when his wife and sister came?
Karısıyla kız kardeşi getirildiğinde ne cevap vermişti?
when i was your age, i had a friend just like mike, and i think he did everything i told him to do because he wanted me all to himself.
Senin yaşındayken, aynen Mike gibi bir arkadaşım vardı, Ve ondan istediğim herşeyi yaptığını düşünüyordum. çünkü beni sadece kendine saklamak istiyordu.
When you're in the witness chair and he goes'tell the court what you did when wacko was digging and my client was suffering and begged you to open the cage.'And Terry says'nothing'.
Tanık sandalyesinde oturduğunda sana "sapık çukuru kazarken ve müşterim senden kapağı açmak için yardım dilenirken sen ne yapıyordun?" Ve Terry'nin cevâbı "hiçbir şey" olur.
- When did he appear and why?
- Neden geldi?
When you and Mrs. Kirk talked to Dr. Morrison, chatted with him about the crime. Claudia had been charged with, did he also indicate to you that he thought it was the best way?
Siz ve Bayan Kirk Dr. Morrison ile konuşurken onunla, Claudia'nın itham edildiği suçtan bahsederken size de bunun en iyi çare olduğunu düşündüğünü söyledi mi?
So he told Arturo that he'd have to ship off, which he did, but he told Catarina he'd be back for her and when he came back, he'd signal with three long blasts so she could dive off the rocks and swim to the boat, and they'd be on their way.
Ve Arturo'ya gitmesini söyler. O da gider ama önce Catarina'ya geleceğini söylemesi gerekmektedir. Ve geldiği zaman üç uzun düdükle sinyal verecektir.
and when you wake up 22
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when it does 101
and when i woke up 67
and when that happens 94
and when i get back 43
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when it does 101
and when i woke up 67
and when that happens 94
and when i get back 43