Another life traducir turco
2,058 traducción paralela
He must've lived a chef in another life.
Diğer yaşamında şef olarak yaşamış olmalı.
- Risk another life?
- Başka bir memurun hayatını riske mi atalım?
We really have lived another life with each other.
Gerçekten diğer birimizle birlikte başka bir hayat yaşadık
# Was it in a dream or another life?
# Bir rüya yoksa başka bir hayatta mıydı? #
But that was another life.
Ama bu başka bir yaşamdaydı.
You know, In another life, you'd have made an excellent criminal.
Öbür dünyada senden dört dörtlük bir suçlu olur.
In another life.
Başka bir hayattan tanışıyoruz.
Perhaps I will see you in another life.
Belki seninle başka bir hayatta görüşürüz.
Saved another life?
Bir hayat daha kurtardın.
Maybe she was talking about another life.
Belki de başka bir yaşamdan bahsediyor.
Another life.
Başka bir hayat.
In another life, the makings of a nurse, I think.
Öteki hayatında hemşireydi sanırım.
I wish we'd met in another life, Frank.
Seninle farklı bir hayatta tanışmayı dilerdim, Frank.
Maybe there is another life.
Sahit oldun mu?
She said what if there isn't another life?
O başka bir hayat olmadığını söyledi.
You know, in my book it says that chronic neck pain comes from bein'hanged in another life.
Biliyor musun, benim kitabıma göre boyun ağrısı başka bir hayatta asılmış olmaktan gelirmiş.
We'll love in another life.
Başka bir hayatta aşık olacağız.
Maybe we'll meet in another life.
Belki başka bir hayatta görüşürüz.
All these memories came washing back, of my life, only it was another life.
Hayatıma dair bütün anılarım geri gelmeye başladı. Ama bu başka bir hayattı.
In my entire life I've never hurt another.
Tüm hayatım boyunca hiç kimseyi kırmadım.
Another reason to consider a life of piracy.
Korsanlığı seçmesi için bir sebep daha.
You go out and walk these halls, and you will see people fighting for another day of life.
Şu koridordan yürüyüp dışarı çık insanların bir gün daha yaşamak için savaş verdiklerini göreceksin.
Here, 30 metres beneath the Costa Rican forest canopy, another dedicated mother ensures that her young also have the best possible start in life.
Burada, Kosta Rika ormanının gölgeliğinin 30 metre altında bir başka kendini adamış anne, yavrusunun mümkün olan en iyi şekilde hayata başlamasını sağlamaya çalışıyor.
But there's another future. You put the gun down, you stay perfectly still and you start your life again.
Ama diğer bir gelecekte,... silahını yavaşça yere bırakıp olabildiğince sakin kalırsın,... ve hayatına yeniden başlarsın.
Buy yourself another night of life?
Hayatını bir gün daha uzatmak?
You were raised with the belief that no man's life is worth more than another's, but I tell you today, the enemies we will face are not men.
Hiç kimsenin yaşamının bir başkasınınkinden değerli olmadığı inancıyla yetiştirildiniz ama bugün karşılaşacağımız düşmanlar insan değil.
Her adult life is so short, she may not get another chance.
Yetişkin ömrü kısa, başka bir şansı daha olmayabilir.
If you want to keep your personal life personal, look into another line of work.
Özel hayatını kendine saklamak istiyorsanız, başka bir iş bulun.
One life ends, another begins.
Bir hayat sona ererken yeni bir hayat başlıyor.
There must be another life.
Başka bir hayat olmalı.
Ending the life of another person... to save your own.
Başka birisinin canını alarak... kendi hayatını kurtarabilirdi.
Taking another man's life, that's not an easy thing to do, don't you agree?
Başka bir adamın canını almak hiç kolay bir şey değildir, sence de öyle değil mi?
Is there another role that I have to play for the rest of my life?
Hayatımın sonuna kadar oynamam gereken başka bir rol mü var?
You know the good book says that there is no greater love... than when a man lays down his life for another.
İyi kitaplar der ki ; Hayatını başkası için adayandan daha büyük bir aşk yoktur.
I've always believed that a man should have, at one time or another in his life, both a mentor and a protégé.
Bir erkeğin hayatında en az bir kez, hem çırağı hem de ustası olmalıdır.
Welcome to life, Clarke, you're just another tainted grown-up.
Hayata hoş geldin Clarke, başka bir ergenlik lekesi daha.
Because I cannot have another in my life.
Çünkü ben başka bir hayatta yaşayamam.
Because I cannot have another in my life. "
Çünkü benim başka bir hayatım yok.
"I cannot - I cannot have another in my life."
"Çünkü ben başka bir hayatta yaşayamam."
You think he had another woman in his life.
Sence hayatında başka bir kadın mı var?
So at this low, low moment in his life, he assumes yet another person who has a story worse than his own.
Yaşamındaki bu sıradan dönemde kendisinden daha kötü bir hayatı olan birinin kimliğine büründü.
I mean why should I get married and ruin another person's life.. huh?
Ben de, neden evlenip, diğer insanın hayatını mahvedeyim ki derim.
This is something I've always wanted to do, is to help people, in some way or another, knowing that I helped Eugene out, it made my life so much better.
Her zaman diğer insanlara, yardım etmek isterdim, o ya da bu şekilde, Eugene'e yardım ettiğimi bilmek, hayatımı çok daha güzel hale getiriyor.
Look, I don't need another guy trying to run my life.
Erkek arkadaşım değilsin. Acıdığım için eve aldığım bir çocuksun ve 17 yaşındasın.
Chinese or western boxing. Although people have different status in life, he doesn't believe that one person's integrity is worth more than another's.
Hayattaki statüleri nedeniyle bir insanın başka birisine üstün olduğuna inanmıyor.
Farinata, another hated man in life.
Farinata, hayatımda nefret ettiğim bir insan daha.
Who gives you the right to life of another experiment?
Çünkü, kim sana başkalarının hayatlarına girip deney yapma hakkını verdi?
Today really is the first day of the rest of my life, and I'm not going to let another day pass doing things i don't want to do or feeling ways I don't want to feel.
Bugün hayatımın geri kalanının ilk günü ve bir günü daha yapmak istemediğim şeylerle geçirip kendimi kötü hissetmek istemiyorum.
Another piano saved my life.
Başka bir piyano, benim hayatımı kurtardı.
Help us through our sorrow that we might be strengthened by one another and that we might renew our reverence for life and that we might treasure the mystery of love that comes to us in our courage to risk its very loss.
Hüznümüzü bastırmamıza yardımcı ol ki birbirimizden destek alarak güçlenelim yaşama olan saygımızı tazeleyelim ve kendini riske atarak cesaretimizde beliren aşkın gizeminin değerini bilebilelim.
The reality is that he was chipping around, off and on, uh, to one extent or another, his whole life.
Hakikat şu ki o gezindi, ordan oraya, öyle ya da böyle, bütün hayatı boyunca.
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30
life's a bitch 23
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is complicated 17
life is full of surprises 25
life's not fair 17
life is great 19
life is 34
life and death 48
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is complicated 17
life is full of surprises 25
life's not fair 17
life is great 19
life is 34
life and death 48
lifetime opportunity 45
life in prison 19
life crisis 61
life insurance 30
life was good 16
life support 23
life's short 17
another 624
another one bites the dust 21
another one 540
life in prison 19
life crisis 61
life insurance 30
life was good 16
life support 23
life's short 17
another 624
another one bites the dust 21
another one 540
another round 104
another day 137
another time 384
another guy 19
another beer 33
another world 21
another girl 20
another way 17
another chance 20
another question 32
another day 137
another time 384
another guy 19
another beer 33
another world 21
another girl 20
another way 17
another chance 20
another question 32