Any time traducir turco
11,056 traducción paralela
And I haven't spent any time in Tahiti, though I hear it's a magical place.
Ben de Tahiti'de geçirmedim. Ama büyülü bir yer olduğunu duydum.
Any time now, Hawkeye!
Ne zaman istersen Hawkeye!
Well, she didn't waste any time, did she?
Hiç zaman kaybetmedin değil mi?
You could've come in here at any time before the meeting to say you found something, but you didn't.
Toplantı öncesi bir şey bulduğunu söylemek için her zaman gelebilirdin ama gelmedin.
Any time.
Ne zaman istersen.
He could have left any time he wanted.
İstediği zaman çıkabilirdi.
We can repeat my experiment any time you want.
Deneyimi istediğiniz zaman tekrar edebiliriz.
I don't kill, but I'm not giving up on chocolate any time soon.
Öldürmem ama çikolatadan vazgeçmek gibi bir niyetim de yok.
Of course, any time
Elbette... Ne zaman arzu ederseniz.
You can kill me any time, Marshal.
Beni istediğin zaman öldürebilirsin Mareşal.
Alex doesn't have any time to waste.
Alex'in fazla zamanı yok.
We don't have any time, man.
- Hiç zamanımız yok, adamım.
Any time the band would get stuck on a song, couldn't write a hook, or figure out a lyric, they'd have a meal.
Grup ne zaman bir şarkıda takılıp kalsa, nakarat yazamasa ya da bir dizenin içinden çıkamasa, bir yemek yerlermiş.
Feel free to step in here any time.
Burada istedikleri zaman gezinmekte özgürler.
Actually, not any time.
Aslında ne zaman istersen değil. Şimdi!
And, uh, Carmen is not going to be in the army any time soon.
Ve Carmen bu yakınlarda orduya falan katılamayacak.
Stoick, any time you'd like to chime in, we can put this thing to rest.
Stoick, ne zaman lafa girmek istersen bu olayı hiç olmamış gibi kapatabiliriz.
But keep your eyes open for Dagur. He could show up at any time.
Fakat gözlerinizi Dagur için dört açın.
Any time someone tries to love you, you shove them away.
Ne zaman biri seni sevmeye çalışsa onu itiyorsun. Ne?
You know, any time today would be good.
Biliyorsun, bu işi bugün yapsanız iyi olur.
How about any time, anywhere you need me, I'll be there.
Peki şu nasıl, nerede ve ne zaman ihtiyacın olursa orada olacağım.
- I mean any time at all? Of course I do...
- Tabii güveniyorum...
I'd wager this farmer against you at any time.
Bahse girerim ki bu çiftçi her zaman karşında olacak.
We can take all fortresses at any time!
Bütün kaleleri istediğimiz zaman ele geçirebiliriz!
- The Danes could be here at any time.
- Danlar her an burada olabilirler.
- Every time I see you you make some crude comment about how great my body is or how hot I am. Do you have any idea how that feels like?
- Ne zaman vücudumun harikalığı veya ne kadar seksi olduğumla alakalı kaba bir iltifat yapsan nasıl hissediyorum biliyor musun?
I mean, it seems like the only person she spent any real time with was her bodyguard.
Demek istediğim, görünüşe bir kişi her zaman prensesin yanıdaydı. O da Kişisel koruması.
I... I can't remember the last time anybody gave me any money.
En son ne zaman birinin para verdiğini hatırlamıyorum bile.
Any other time I wouldn't think twice.
Başka zaman olsa, ikinci kez düşünmezdim.
I can't approve of any of this, but I haven't laughed in a long time.
Bunların hiçbirini onaylayamam ama uzun zamandan beri hiç bu kadar gülmemiştim.
Our love will exist always, through any trial of time or circumstance.
Aşkımız her zorluğa ve her şartta rağmen daima var olacak.
Let's not waste any more time, okay?
Daha fazla zaman kaybetmeyelim, tamam mı?
I want to go somewhere for a few days take your time, explore any part of the world, enjoy, relax.
Bir kaç günlüğüne bir yere gitmek istiyorum. Acele etme, dünyadaki her şeyi keşfet, eğlen, rahatla.
So, instead of wasting any more of my time, I need you to go call someone that matters.
O yüzden daha fazla zamanımı harcamadan önce önemli birilerini ara.
They're not taking any of my time.
Benim vaktimi almıyor. İyi bir fikir değil.
The thing is, kids are naturally anxious about their appearance just really on any given day, so to disrupt the routine, you know, a routine that some of us are barely hanging on to just to get them dressed and out the door and get the snack made and get the lunch made and get the sunscreen on and get them in the car and get them here on time, and then you, kind of, add this, um, lunatic wacky hair wrench into the works...
Bu şey de çocuklar gerçekten herhangi bir günde kendi görünüşleri hakkında doğal olarak endişeliler bu şekilde rutinleri bozulacak bazılarımızın güç bela sıkıca tutunduğumuz sadece üstlerini giydirip kapıdan çıktığımız ve kovulduğumuz ve öğlen yemeği yaptığımız, güneş kremi sürdüğümüz ve onları arabayı bindirdiğimiz ve burada onlarla zaman geçirdiğimiz bir rutinimiz vardı....... ve sonra sen, ve onlar, delice tuhaf bükülen saçları planladınız.
Coulson's busy with Daisy, so now is as good a time as any.
Bundan iyi bir zaman olmaz.
Any time, Tony.
Ne zaman istersen Tony.
You will issue a full presidential pardon to me for any and all crimes committed in the time of my service to you.
Size hizmet ettiğim süre boyunca işlenen her suç için resmi bir af yazmanızı istiyorum.
The strongest person I've ever known in this or any other time.
Bu zamanda ya da diğerinde, tanıdığım en güçlü insan o.
Last time she had a problem, she went to Harvey, but this time she's coming to me, and I'm not gonna farm any of it out.
Geçen sefer bir sorunu olduğunda Harvey'ye gitmişti,... ama bu kez bana geldi ben de işi bir başkasına yüklemek istemiyorum.
Well, I won't kill any of them next time.
Bir dahakine hiçbirini öldürmem.
Unless, of course, any of you can make time out of your busy schedules to capture a dangerous maniac?
Tabi tehlikeli bir manyağı yakalamak için yoğun programlarınızdan vakit ayırarak benimle birlikte gelmek isteyeniniz varsa o başka?
Uh, it's probably a bad time to mention it, but any astronauts you guys had in orbit are definitely dead.
Söylemek için kötü bir zaman belki de ama yörüngedeki bütün astronotlarınız kesin ölmüştür.
No. The problem is we haven't gotten any one-on-one time.
Sorun şu ki, hiç birebir vakit geçirmedik.
Did you need any more time, Mrs. Florrick?
Zamana ihtiyacınız var mı Bayan Florrick?
This dinner is gonna be a bloodbath, and last time I checked, the Mikaelsons didn't need any help killing anyone.
Bu yemek bir katliam olacak... ve en son baktığımda, Mikaelsonlar'ın birini öldürmek için yardıma ihtiyacı yoktu.
Ok, look, this isn't going to make any sense to you, but i... all right, so I traveled back in time from when we tried to take out Savage.
Sana söyleyeceklerim hiç mantıklı gelmeyecek. Savage'ı alt etmeye çalıştığımız zamandan geri geldim.
" didn't make the time go by any faster.
"... zamanın daha hızlı ilerlemesini sağlamadı.
You know, if you have any insight at all into what kind of creature might have done all this damage, now would be a really good time to tell me. Nolan?
Böylesine bir saldırıyı ne tür bir yaratığın yapmış olabileceği konusunda bir fikrin varsa, bunu şimdi söylemenin tam sırası.
Alistair spent more time in this room than any other.
Alistair zamanını diğer odalara nazaran daha çok bu odada geçirirdi.
any time now 37
any time you like 18
any time you're ready 21
any time you want 17
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
any time you like 18
any time you're ready 21
any time you want 17
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
time for bed 134
times before 18
times in a row 26
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
time for bed 134
times before 18
times in a row 26