English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Come around

Come around traducir turco

4,860 traducción paralela
You know, I prayed you'd come around.
Yola gelmen için dua ediyordum.
Finally, you've come around.
- İşte! Sonunda dediğime geldin.
I told ya she'd come around.
Fikrini değiştirir demiştim ben sana.
But Beverly Goldberg does not come around.
Ama Beverly Goldberg'in fikrini değiştirdiği falan yoktu.
He'll come around.
Yola gelecektir.
And now, the thoughts don't even come around anymore, so...
Ve artık yeni fikirler de gelmiyor.
Those girls had better not come around my place again.
O kızları bir daha evimin etrafında görmesem iyi olur.
You know, maybe the Wilkes will come around.
Belki de Wilkes'ler fikirlerini değiştirir.
Apology accepted. You know, I've actually come around to your way of thinking on this.
Aslında, ben de bu konuda seninle aynı düşünmeye başlıyorum.
I should come around more often.
Daha sık gelmeliyim.
No one's come around.
- Gelen giden olmadı.
There's a team of agents that's going to come around that corner any second.
Ajan ekibi her an o köşeden çıkagelebilir.
"Your birthday has come around."
Doğum günün geldi.
Should have know this was gonna come around to you needing something from me.
Bu işin senin benden bir şey istemene geleceğini bilmeliydim.
- Gird your loins. And speaking of- - Has Daniel come around to accepting the fruit of his?
Kemerini bağla... derken, Daniel ne yapıyor?
I'll get him to come around. Just...
Ben onu canlandırırım biraz.
I knew you guys would come around.
Sözüme geleceğinizi biliyordum.
If you come around here again, you could die
Eğer buraya bir daha gelirsen ölürsün.
She'll come around.
Buralara tekrar gelecektir.
I thought I'd come around and... socialise.
Gelip biraz sosyalleşebileceğimi... düşündüm.
She'll come around.
Kendine gelecektir.
He'll come around, Beth.
Yola gelir, Beth.
I'll take care of it so that they never come around again.
İcabına bakacağım. Bir daha gelmeyecekler, tamam mı?
We grab that bitch and I swear he's gonna come around.
O sürtüğü alırsak, yemin ederim herif yola gelecektir.
But I know she'll come around.
Ama eninde sonunda doğruyu bulacaktır.
- Come on, I'm just messing around.
- Hadi, dalga geçiyorum sadece.
[Chuckles] Take the quiche around while it's hot, and then come back for the prosciutto, okay?
Hâlâ sıcakken kişleri al ve sonra da jambona geri dön.
She'll come around.
Yola gelecektir.
I'm going to go over to Ivan's casting studio and dig around a little and see what I can come up with.
Ivan'ın aktörlük stüdyosuna gideceğim ve oratlığı araştırıp bir şeyler bulmaya çalışacağım.
You wouldn't mind, if we come inside and take a look around then?
İçeri girip etrafa bir baksak, sizin için sıkıntı olmaz o zaman?
- Just come here. And you need to spend time, you need to be around me, and I want you to be around me'cause I want...
Ve benimle zaman geçirip, benimle beraber olmalısın çünkü seni etrafımda istiyorum,
Come on, we'll show you around the joint.
Gel, sana etrafı gezdirelim.
God, being around you, around the house, people actually doing something meaningful with their lives... oh, come on, you do too.
Tanrım, senin ve istasyonun etrafında olmak... Gerçekten anlamlı bir şey yapanlarla birlikte. Hadi ama, sen de yapıyorsun.
Come on, quit lying around and get out of there before this whole thing blows to smithereens.
Hadi ama orada uzanmayı bırakın ve bu koca yığın sizi paramparça etmeden çıkın oradan.
People would come from miles around,
İnsanlar kilometrelerce uzaktan gelirlerdi.
But, like, Ja'mie, come on, she is nicer when she's not around Lauren.
Hadi ama Ja'mie, Lauren'le olmadığında hoş biri.
I've been doing a lot of thinking today, a lot of wandering around, and this seemed like the most appropriate place to come.
Bugün uzun uzadıya düşündüm. Dolandım durdum ve burası gelmek için en uygun yer gibi göründü.
It's Piper, she's around the corner, come on.
Piper bu, buralarda bir yerlerde, hadi.
HOW COME BODY PARTS AREN'T STRUNG AROUND. Narrator : IN 50 YEARS OF FARMING,
Rotası Melbourne şehrinin eteklerinden King Island'ı geçecek şekilde çizilmişti.
Oh, come on, Jason, tears aren't gonna turn this aircraft carrier around.
Hadi ama, Jason, gözyaşları bu uçak gemisini geri döndürmeyecek.
I didn't come hereto be smacked around.
Buraya dayak yemeye gelmedim.
Turn around and come back.
Hemen dönün.
I'll come by your house around 11 : 30 with the ladder?
Saat 11'de merdivenle sizin eve gelirim o zaman?
If it's working, they'll come running out sneak around back, break in where the stash is.
Her şey yolunda giderse dışarı çıkacaklardır. Arkalarından ani saldırıyla ; malı sakladıkları yere giriyoruz
Hotel security asked us to come upstairs, have a look around.
Otel güvenliği yukarı çıkıp bakmamızı istedi.
It has come to my attention that there's some of you that aren't Thrilled the way some things are done around here.
Duydum ki bazılarınız burada işlerin yapılma şeklinden memnun değilmiş.
Just kick him into the military first, and he'll come to his senses after being scraped and tossed around for about 2 years.
Orduya göndereceksin böylelerini. Saçları kazınıp, 2 yıl boyunca burnu sürtünce anca anlar saygıyı!
Why are you ordering me around to come and go? I already told you on the phone that we caught the serial murderer.
Size telefonda seri katili yakaladığımızı söylemiştim.
Okay... if tiny men are flying around in the forest... how come I've never seen them?
Peki ama ormanın içinde uçan minik insanlar varsa ben niye hiç görmedim?
At that point you guys come out from around the truck and you fire on the panzer's position.
Bu arada diğer taraftan siz ortaya çıkarsınız. Onlar da Panzeri öne sürerler.
And I just have to sit here and wait around, hoping that you'll come home every few weeks?
Üstüne bir de burada oturup birkaç haftada bir de olsa dönmeni mi bekleyeyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]