Dark blue traducir turco
262 traducción paralela
To me, getting dressed up was always just putting on my dark blue suit.
Giyinmek benim için sadece takım elbise demekti.
I could see you looking very handsome and successful in a dark blue flannel suit.
Seni lacivert bir takım elbiseyle çok yakışıklı ve başarıIı olarak hayal edebiliyorum.
He had a dark blue one, I remember it.
Koyu mavi bir tane vardı. Anımsıyorum.
Ale! Bring my dark blue suit, there is still room.
Ale, koyu mavi takımımı getir, bavulda hala yer var.
You wore a dark blue dress.
Lacivert bir elbise giymiştin.
Single-breasted, three-button, narrow lapels, dark blue, size... 39 regular.
Tek göğüslü, üç düğmeli, dar klapalı tüm takımları. Açık griden, koyu maviye. Ölçü : 39, normal.
The killers'car was dark blue, light green, brown, black.
Katillerin aracı lacivert, açık yeşil, kahverengi ve siyah.
Dark blue sky told me, noble strangers, without me you would never get out... of this labyrinth alive.
Karanlık mavi yıldızlar, asil yabancıların bensiz asla bu piramitden... sağ çıkamayacaklarını söylüyorlar.
I suggest maybe a black or even dark blue. Black, blue, orange, white.
Ben bir siyah ya da koyu mavi önerebilirim.
A dark blue Fiat 132.
Koyu mavi bir Fiat 132.
We've got a BOLO out for two white males operating a 1984 dark blue Ford.
1984 model koyu mavi Ford kullanan iki beyaz erkek hakkında uyarı yapıldı.
Your eyes are dark blue, my child.
Gözlerin kan çanagi olmus, kizim.
The car was dark blue.
Araba koyu maviydi.
Paintings on black and dark blue velvet.
Siyah ve koyu mavi kadifenin üstünde bir resim.
- Or perhaps dark blue.
- Lacivert de olabilir.
'89 Ford, dark blue, RHX715.
'89 Ford, koyu mavi, RHX715.
Will Oxfordia, sporting the dark blue bruises... ... hold sway over Cambridgensia, with the light blue contusions?
Koyu mavili Oxfordia açık mavili Cambridgensia, üzerine galip gelebilecek mi?
You see the dark blue coil in the upper right-hand corner?
Sağ üst köşedeki koyu mavi bobini görüyor musun?
Not dark blue? Black?
Koyu mavi ya da siyah değil.
The color of defeat is a dark dark blue! The color of defeat is a dark dark blue!
Mağlubiyetin rengi koyu bir mavi
Rain is falling and it's dark dark blue
Yağmur yağıyor, hava koyu bir mavi
I wore the pink suit for Kiyomi's wedding, and the dark blue dress for Kotoko's shower.
Kiyomi nin düğünü için pembe elbisemi giydim ve Kotoko nun duşu içinde koyu maviyi
- Dark blue, and the shoes were black.
- Lacivert, ve ayakkabıları siyahtı.
Sometimes you see lay people wearing apparently black socks but if you look closely, they're really very, very, very, very dark blue.
Bazen sıradan insanların siyah çorap giydiğini görürsün ama dikkatli bakarsan çorapların aslında çok çok koyu mavi olduğunu görürsün.
I thought my Uncle Tommy was wearing black socks but when I looked at them closely, they were just very, very, very, very, very, very, dark blue.
Amcam Tommy siyah çorap giyiyor sanırdım. Ama yakından bakınca anladım ki çok çok çok çok koyu mavilermiş.
It feels like how love should be - floating through a dark blue sky.
Bana aşkın koyu mavi bir gökyüzünde akmasını hissettiriyor.
He was wearing a two-piece dark-blue flannel lounging suit... with a cunning white monogram on his upper pocket.
İki parçalı lacivert flanel sabahlık giymişti. Üst cebine beyazla işlenmiş baş harfleri çok şirindi.
He has dark brown hair, blue eyes, height about six feet two, no hat, around 25 years old. "
Koyu kahverengi saçlı, mavi gözlü, 1.80 boylarında, yaklaşık 25 yaşlarında. "
It's a pair of dark glasses... to keep the sun out of those pretty blue eyes... and the rhinestones to frame them in.
O güzel mavi gözlerini güneş ışınlarından koruyacak sahte elmaslarla süslü bir güneş gözlüğü.
For that you take your suit blue dark?
Koyu mavi takımın bunun için mi?
- Dark hair, blue eyes. - What is this?
- Siyah saçlar, mavi gözler...
But the dame with the blue hair and dark glasses asked who you were.
Ama arabadaki, mavi saçlı ve gözlüğü deniz kabuklarıyla örülmüş kadıncağız bana sordu : Bu kim?
I think it was dark, black, or maybe it was blue.
Sanırım, koyu renkti, siyah veya belki de maviydi.
Thirty years ago, when your mother and I married, the sky was blue, but dark clouds were already looming on the horizon :
Otuz yıl evvel, anneniz ve ben evlendiğimizde sema masmaviydi ama ufukta kara bulutlar çoktan belirmeye başlamıştı.
Blond hair, dark-blue eyes
Sarı saçların, mavi gözlerin.
When last seen, he was wearing tan chinos pale blue shirt, brown coat or sweater, dark gloves.
Son görüldüğünde, kahverengi bir pantolon mavi bir gömlek, kahverengi bir ceket, koyu eldivenler giyiyordu.
The blue flags represent the units that will be on duty by dark tonight.
Mavi bayraklar bu gece görevli birlikleri gösteriyor.
He had blue eyes and dark hair.
Gözleri maviydi... saçları siyah.
A blue, checked jacket... with dark-blue pants.
Mavi ve damalı bir ceket. Yanında lacivert pantolon.
Locked in a dark room for hours, your letter writer. Little boy blue. Boo-hoo.
Küçük mavili çocuk saatlerce karanlık bir odada kilitli kalıp, zırlayarak mektubunuzu yazdı.
Dark hair. Blue eyes. Spoilt.
koyu saçlı, mavi gözlü, şımarık.
5'5 ", dark hair, blue eyes.
1,65 boyunda, koyu saçlı, mavi gözlü.
I know she was big and dark and had blue eyes, a large nose and full lips, but I can't fit the various pieces together.
Büyük, koyu mavi gözleri olduğunu biliyorum, bir de burnunun büyük, dudaklarının dolgun olduğunu.
Cool breezes ripples at the river below... as fleecy clouds float high... and I mark how the dark green gum trees match... the bright blue vault of the sky.
Serin meltemler, nehirde dalgalar yaratıyor yumuşacık bulutlar gökyüzünde süzülürken. Koyu yeşil sakız ağaçları nasıl da uyum sağlıyor gök kubbenin parlak mavisiyle.
Aside from the hair, three blue grains, dark flecks, went to Brian's end.
O mavi parçacıklarla Brian ilgilendi.
"The blue and the dim and the dark cloths Of night and light and the half light."
" Masmavi ve loş ve karanlık kumaşları Gecenin ve ışığın ve alacakaranlığın
That is why blond hair, blue eyes became black hair and dark skin.
Bu yüzden, sarı saç ve mavi göz siyah saç ve koyu tene dönüverdi.
Yes, I always wanted dark blue eye shadow.
- Çok güzel. Evet.
Well, I dreamt that I was lying in my bed, in the dark when all of a sudden, this bright blue light filled the room.
Yatağımda uyurken, rüyamda, karanlıkta aniden parlak bir ışık belirdi ve odamı kapladı.
Blue eyes, dark hair, great lungs.
Mavi göz, siyah saç, harika ciğerler.
He had dark hair, blue eyes.
Siyah saçlı, mavi gözlüydü.
blue 909
blueberry 28
blues 38
bluebell 46
blue bloods 102
blue shirt 26
blue jeans 16
blue eyes 153
blue moon 21
blue water 26
blueberry 28
blues 38
bluebell 46
blue bloods 102
blue shirt 26
blue jeans 16
blue eyes 153
blue moon 21
blue water 26
blue one 16
blue team 58
bluestone 23
blue sky 21
blue mountains 29
blue blur 16
blue skies 29
blueprints 36
dark eyes 18
dark hair 228
blue team 58
bluestone 23
blue sky 21
blue mountains 29
blue blur 16
blue skies 29
blueprints 36
dark eyes 18
dark hair 228