From this point on traducir turco
203 traducción paralela
From this point on, I'm not you're coordinator.
Bugün senin stilistliğini bırakıyorum.
Now, from this point on, the dance just continues until the lover takes the maiden in his arms and carries her away, but I don't think there's any point in demonstrating that.
Bu noktadan sonra, adam genç kızı kollarına alıp götürene kadar dans devam ediyor ama bunu yapmamıza gerek yok bence.
From this point on we tuck our tail between our legs and run for home...
Şu andan itibaren kuyruğumuzu bacaklarιmιzιn arasιna kιstιrιp eve...
From this point on, I will take charge of everything, personally.
Şu andan itibaren tüm kontrolü şahsen ele alıyorum.
From this point on, we're behind the lines.
Bu noktadan itibaren, hatların gerisindeyiz.
All right. From this point on, we're behind enemy lines...
Peki, Askerler, bu noktadan itibaren, düşman hatlarının ötesindeyiz.
From this point on, the entire brigade is restricted to barracks for a period of eight hours.
Şu andan itibaren, bütün tugayın barakalardan çıkması 8 saat süresince yasaktır.
From this point on, the real killing begins.
Bu noktadan itibaren, daha çok ölüm olacak.
( Carlson ) From this point on the highway to here. Over 150 miles of desert.
- Bu noktayla otoban arasında 150 millik çöl var.
We must be more careful from this point on
Artık çok daha fazla dikkatli olmalıyız
From this point on, he will be encapsulated in an environment 320 degrees below zero.
Bu noktadan sonra, 0'ın altında 320 derecelik bir ortamda kalacaktır.
From this point on, we can rely on the computer
Bu noktadan sonra bilgisayara güvenebiliriz.
From this point on, you have the right to remain silent. - You understand?
Şu andan itibaren sessiz kalma hakkına sahipsiniz, anladınız mı?
From this point on, it will be too late.
Bu andan sonra herşey için çok geç olacak.
From this point on, he was dying.
O noktadan itibaren ölüyordu.
Yep. From this point on Marcie Rhoades soars like an eagle. "Simpleton"?
Şu andan itibaren Marcy Rhoades bir kartal gibi süzülecek.
From this point on, you will enjoy no privilege of rank, no privileges of person.
Şu andan itibaren, hiç bir rütbe ve bireysel ayrıcalığınız yok.
Twenty-three field coils working in concert will generate the Soliton Wave from this point on the planet's surface.
Uyum içinde çalışan 23 saha bobini... soliton dalgasını gezegen yüzeyinin bu noktasından yollayacak.
But we feel that we can handle it from this point on.
Fakat bu noktadan itibaren biz halledebiliriz.
Everything that happened to her, every event from this point on you must duplicate exactly.
Onun başına gelen her şeyi, her olayı bu noktadan itibaren aynen yapmalısın.
From this point on, that's not going to be good enough.
Bu noktadan sonra, bu yeterli olmayacak diyorum.
So from this point on, you should consider me like a friend of the family.
Yani bu noktadan itibaren, beni bir aile dostu olarak görmelisin.
We're just spectators from this point on.
Bu noktadan sonra sadece izleyiciyiz.
From this point on, no talking.
Bu noktadan sonra, konuşmak yok.
From this point on, it will be inappropriate for Earthforce personnel... to publicly criticize the government or its decisions.
Bu andan itibaren, Dünya Kuvvetleri personelinin hükümeti ve icraatlarını alenen eleştirmesi yasaklanmıştır.
Now, whatever these men say from this point on clearly matters not because this proves them liars.
Bu adamların söylediklerinin hiçbir önemi yok... çünkü bu, yalanlarını kanıtlıyor.
Now, just remember, from this point on... we are sophisticated, educated, successful career women. All right.
Pekala.
True, but the likelihood of contact will increase from this point on, and my orders were very clear.
Kardasyan tehditleri çok ciddiye alırdı. Ama artık değil. İyi günler, Binbaşı.
From this point on, your vessel will maintain a distance of at least five light-years from our borders.
Bu nokta da, geminiz sınırımızdan en az 5 ışıkyılı bir mesafede seyahatini sürdürecek.
From this point on... hardship and deprivation will be our constant companions.
Bu noktadan sonra cefa ve mahrumiyet bizim en yakın dostumuz olacak.
Be advised that all your activities will be monitored from this point on.
Şu andan itibaren bütün hareketlerinizin izleneceğini aklınızda bulundurun.
I had to think about chocolate But mum explained me that from this point on we were poor
Çikolatayı düşünüyordum ama annem şu andan itibaren bizim fakir olduğumuzu söyledi
From this point on, I give my heart to no one except God.
Bu noktadan itibaren, kalbim sadece tanrıya ait olacak.
You have my word you'll be kept in the loop from this point on.
Şu andan itibaren gelişmelerden haberdar edileceksiniz.
- Boys and girls of America, from this point on I promise Clerks, the cartoon is going to be more like Clerks, the movie.
- Amerika'nın genç erkekleri ve bayanları, şu andan itibaren Tezgâhtarlar dizisinin filme daha çok benzeyeceğini söylemek istiyorum.
I owe everything, from this point on, to that man. " That's quite high praise, wouldn't you agree, Detective?
Bu noktadan itibaren her şeyimi o adama borçluyum. " Bu büyük bir övgü öyle değil mi Dedektif?
From this point on there's no talking, no study guides... no exceptions.
Bu noktadan sonra, konuşma yok, notlara bakmak yok... istisna yok.
We'd all appreciate it if, out of respect for Diana, from this point on... you stay silent on the subject.
Şu andan itibaren, sırf Diana'ya saygı göstermek için, bir daha bu konuda ağzını açmazsan, minnettar kalacağız.
From this point, the F.B.I. relayed Dietrich's messages to Germany... on the wavelength and schedule and in the code that the Germans had given him.
FBI Dietrich'in mesajlarìnì verilen frekansta ve zamanda Almanlarìn verdigi şifreyle buradan Almanya'ya aktarìyordu.
You don't know from what point on this coast the Colonel is planning to sail to England?
Albay'ın kıyının hangi noktasından İngiltere'ye gitmeyi planladığını bilmiyor musun?
The point of this treaty, as I've reiterated on a number of occasions is that in every true sense we force ourselves gradually to step away from an offensive posture.
Bu anlaşma meselesi, ki defalarca tekrarladığım üzere... her bakımdan mantığa uygundur. Kendimizi, saldırgan bir pozisyondan ağır ağır uzaklaşmaya zorluyoruz.
But when you play this reel back, it skips... from the end of the previous phone call... to the point where your secretary tells you... that Mr. Stafford is on the phone... but in between there's a splice mark.
Çelişkiyi görebiliyorsun. Sen inanılmaz birisin. Gerçekten inanılmaz.
We could drill diagonally under her land, from the edge of the creek at this point on your property.
Daha yatay bir yolla arazinin altına girebiliriz. Yani sizin arazinizdeki bu derenin kenarından delebiliriz.
Repeating this bulletin from the Coast Guard... be on the look out for the "Sea Grass"... a thirty-foot trawler... last seen approximately 15 miles east of Spivey Point.
Sahil güvenliğin verdiği haberi yayınlıyoruz : En son Spivey Point'in 15 mil doğusunda görülen 10 metrelik balıkçı teknesi Sea Grass aranıyor.
From this point, I continued on foot.
Oradan yoluma yaya devam ettim.
- The crucial point, as I suspected from the start, is the dinner that came down from the kitchens above and was served at this table on the evening of the 6th of May.
Başından beri şüphelendiğim gibi, asıl nokta yukarıdaki mutfaktan gelen ve 6 Mayıs'ta bu masada servis edilen akşam yemeği.
It was fun to be a part of that and to see Zap suddenly everywhere... from this concept of Robert's, this fantasy of doing his own comic book... with a glossy cover and actually printed... to seeing it start turning up in all the windows on Haight Street, windows around town... hearing people talk about it... having the other artists show up at a certain point and wanting to be a part of it.
Bunun bir parçası olmak ve Zap'ın her yere yayılmasını izlemek çok eğlenceliydi. Robert'ın bu konseptiyle beraber, kendi kuşe kapaklı çizgi roman dergisi yapma ve gerçekten basılması Haigh Caddesi'nin vitrinlerinde görme şehrin dört bir yanında insanların onun hakkında konuştuğunu duyma başka sanatçıların da gelip bunun parçası olmayı istemeleri fantezisi gerçek olmuştu.
The problem is that on this end, it's jumping from point to point so quickly that even at maximum warp, by the time we got to its next probable location, it would be gone.
Problem ise sonunda, bir noktadan diğer noktaya maksimum hızda... hareket ediyor, Ne zaman bir sonraki yeri tespit etsek o başka bir yere gidiyor.
From this point forward, you will no longer have access to any primary systems on this ship- - not without my direct authorization.
Şu andan itibaren, benim direkt olarak iznim olmadan geminin birincil sistemlerine giriş yetkini kaldırdım.
I'm begging you to look at it from her point of view and maybe... let her, just this once, not come to dinner on Friday.
Ama yalvarırım onun açısından bak. Rory, sırf bu seferlik cuma geceki yemeğe gelmese olur mu?
From this moment on, we are all on point.
Şu andan itibaren hepimiz bu işteyiz.
from this moment 32
from this day forward 62
from this moment on 89
from this point forward 38
from this moment forward 22
from this day on 20
from this 24
from this day forth 27
point one 17
from the bottom of my heart 69
from this day forward 62
from this moment on 89
from this point forward 38
from this moment forward 22
from this day on 20
from this 24
from this day forth 27
point one 17
from the bottom of my heart 69
from now on 1905
from your perspective 17
from the very beginning 50
from new york 38
from here on out 107
from the future 31
from the heart 21
from time to time 154
from where 295
from the start 66
from your perspective 17
from the very beginning 50
from new york 38
from here on out 107
from the future 31
from the heart 21
from time to time 154
from where 295
from the start 66
from the past 16
from a distance 46
from here on 55
from you 300
from what i hear 195
from your wife 16
from me 297
from us 65
from then on 61
from where i'm sitting 28
from a distance 46
from here on 55
from you 300
from what i hear 195
from your wife 16
from me 297
from us 65
from then on 61
from where i'm sitting 28