Get a haircut traducir turco
322 traducción paralela
Why don't you get a haircut, Buljanoff?
Saçını kestirsene Buljanoff.
But first get a haircut.
Ama, önce bir berbere gidin.
- Get a haircut too.
- Saçını da kestir.
Did you get a haircut?
Saçını mı kestirdin?
- First, get a haircut.
- Önce saçını kestir.
Let's go get a haircut.
Hadi saç kestirmeye gidelim.
Did you possibly get a haircut?
Saçını mı kestirdin yoksa?
You're about to get a haircut.
Saç traşına hazır ol.
- Here, get a haircut.
- Al bakalım kuaföre git.
Why don't you get a haircut and an apartment.
Saçını kestirip kendine bir ev tutsana.
Why don't you get a haircut!
Neden saçını kestirmiyorsun?
Why don't you get a haircut?
Sen neden saçlarını kestirmiyorsun?
- Did you get a haircut?
- Saçını mı kestirdin?
And get a haircut, you pansy!
Saçını da kestir, hötöröf!
When the hell you going to get a haircut?
Ne zaman berbere gideceksiniz?
And get a haircut.
Bir de saçını kestir.
You eat more often than you get a haircut.
Ben, senin saç kestirmenden daha çok yemek yerim.
You decided to get a haircut... while I earned money for you to live on?
Ben senin için para kazanırken... sen saçını kestirmeye mi karar verdin?
My father gave me 8 francs to get a haircut.
8 frankım var ama babam berberde saçlarımı kestirmem için verdi.
To get a haircut at the barber? .
saçlarını kestirmek için mi?
Get a haircut.
Saçını kestir!
Daniel, did you get a haircut?
Daniel, saçını mı kestirdin?
Why don't you get a haircut?
Niye saçını kestirmiyorsun?
Get a haircut, and I'll give you the money.
Saçını kestir, parayı vereyim.
You'll give me the money if I get a haircut?
Saçımı kestirirsem mi parayı vereceksin?
"Get a haircut." But hell, you gotta have long hair nowadays or you can't work.
"Saçını kestir." Ama ne yazık ki bugünlerde uzun saçlı değilsen iş bulamıyorsun.
B.A., weren't you going to the barbershop to get a haircut?
B.A. sen saç kestirmeye berbere gitmeyecek miydin?
Gotta get a haircut.
Saçlarımı kestireceğim.
The judge would make you get a haircut.
Yargıcın istediği ilk şey saçının kesilmesi oluyor.
You should get a haircut.
Saçlarını kestirmelisin.
Honey, get a haircut.
Gitmişken berbere de gitsene.
- Do I have to get a haircut?
- Berbere gitmesem olmaz mı?
I go to get a haircut, they charge me like four bucks, which is the same amount of money they would charge anybody to come in.
4 dolar karşılığında saçlarımı kestireceğim, ki içeri herhangi başka birinin vereceğiyle aynı miktar para.
Get a haircut.
Saçını kestirmelisin.
He went to get a haircut.
Saçını kestirmeye gitti.
That I get a haircut.
Saç tıraşı olmamı.
Get a haircut. How many times I got to tell you?
Saçını kestir Daha kaç kere söyleyeceğim?
Are you going to get a haircut while you're here?
Buradayken saçınızı kestirecek misiniz?
Get a haircut, Al.
Saçlarını kestir, Al!
Don't you think I want to get a haircut, Peg?
Ben saçlarımı kestirmek istemez miyim sanıyorsun, Peg?
You want me to get a haircut today?
Bugün saçlarımı mı kestireyim?
Get a haircut, you hippie!
Saçını kes, hippi!
- Lf you get yourself a haircut.
Saçını kestirirsen tabii.
We're sitting right here like customers in a barbershop waiting our turn to get a nice, close haircut.
Burada oturuyoruz, berber müşterisi gibi saçlarımızı kestirip güzelleşmek için sıra bekliyoruz.
Get yourself a haircut!
Saçını kestir!
And get a haircut.
Saçlarını da kestir.
Harry, go get yourself a haircut.
Harry, git dışarıda dolaş biraz.
Why don't you get yourself a real haircut? Here, take this.
Neden saçını doğru düzgün kestirmiyorsun?
And everyone said - very nice I thought - how important for morale to feel that they were arriving on another planet where you could get a good haircut and where the phones were clean.
bence çok güzel bir düşünceydi... başka bir gezegene inip iyi bir saç traşı yaptırmanın ya da temiz telefonlar bulmanın ne kadar moral verici olduğundan bahsetti.
Get yourself a haircut.
Saçlarını kestir.
Every haircut, it took about two minutes, no more than that, because there was a lot of women to come in and to get rid of their hair.
Çok sayıda kadının saçını kesiyorduk. Her kesim iki dakikadan az sürüyordu. Çünkü saçı kesilmeyi bekleyen çok fazla sayıda kadın vardı.
get away 981
get a room 162
get away from me 879
get a life 77
get a job 140
get a dog 22
get along 45
get a load of this 43
get a good night's sleep 36
get a hold of yourself 104
get a room 162
get away from me 879
get a life 77
get a job 140
get a dog 22
get along 45
get a load of this 43
get a good night's sleep 36
get a hold of yourself 104