Having fun traducir turco
5,282 traducción paralela
- Are you having fun?
- İyi vakit geçiriyor musunuz?
So ladies, are you having fun yet?
Bayanlar, şimdiye kadar eğlendiniz mi?
Who were you having fun with?
Kiminle eğleniyordun?
Hey. [Both laugh] I thought we were just having fun.
Ben sadece eğlendiğimizi sanıyordum.
Oh, so now we're telling each other everything? 'Cause last night we were just having fun, Jess.
Çünkü geçen gece sadece eğleniyorduk Jess.
Are you having fun?
Eğleniyor musun?
Oh, you having fun?
Hoşunuza mı gidiyor?
Well, we're having fun.
Eh, eğleniyoruz.
Andi and I may not have been getting a lot done, but at least we were having fun.
Andi ve ben belki çok fazla şey yapmadık, ama en azından eğleniyorduk.
Because we're supposed to be having fun.
- Çünkü eğlenmeleri gerekiyor.
Having fun yet?
- Eğleniyor musun?
Just to see her in there having fun makes me feel so much better.
Sadece orada onun eğleniyor olduğunu görmek beni çok iyi hissettiriyor..
- Well, having fun obviously.
Belli ki eğleniyor.
Just having fun.
Eğleniyorduk.
I was having fun.
Eğleniyordum burada!
You having fun, Lonnie?
Eğleniyor musun Lonnie?
Yeah, I'm glad we're all having fun with this.
Benle kafa bulmanıza bayılıyorum.
You having fun?
- Eğleniyor musun?
You having fun? Yeah.
- Eğleniyor musun?
Now we're having fun.
Şimdi biraz eğlenebiliriz.
I mean, I'm really having fun with just you.
Yani sadece seninle de çok güzel vakit geçiriyorum.
- Now tell me you're not having fun.
- Eğlenmediğini söyle bakalım.
Are you having fun?
- Eğleniyor musun?
We're having fun.
Hepimiz eğleniyoruz!
Said she was just having fun.
Eğlencesine yapıyormuş.
You having fun playing with your little toys?
Küçük oyuncaklarınla oynayarak eğleniyor musun?
You are having fun?
Eğleniyor musun?
! They're having fun in there!
Eğleniyorlarmış orada.
I'm having fun. This is really fun.
Bu gerçekten eğlenceli.
It's not that I'm not having fun.
Eğlenmediğimden değil. Çünkü eğleniyorum.
I'm actually having fun.
Kim bilebilirdi?
Sounds like he's having fun.
Eğlenceli bir işi var.
Those guys sure are having fun.
Eğleniyorlar gibi.
We're having too much fun.
Çok eğleniyorduk.
See how much fun I'm having?
- Ne kadar eğlendiğimi görmüyor musun?
Oswald and Raoul here were... just having a little fun, weren't you, boys?
Oswald'la Raoul biraz eğleniyordu, değil mi çocuklar?
I'm having so much fun.
Çok eğleniyorum.
Having a little fun.
Biraz eğleniyorum.
We're having fun.
Eğleniyoruz.
He was having so much fun.
Çok eğleniyordu.
Ah, but they were just having fun.
Sadece eğleniyorlardı.
We were having a fun time.
Arkadaşlarıyla çok iyi zaman geçiriyorduk.
Listen, we are so happy that you and Daya are having such fun, special, secret times together.
Daya ve senin eğlenceli özel ve gizli zaman geçirmenizden çok mutluyuz.
Apparently, we're all having a little too much fun here
Görünen o ki burada biraz eğlence yaşayacağız.
What's the fun of having a yard sale if you can't mock the lowlifes that shop there? Pfft.
Burada durup ayak takımıyla dalga geçemeyeceksek bahçe satışının eğlencesi nerede?
Just having some fun.
Sadece biraz eğleniyordum.
RAE SIGHS 'However much fun I was having with Liam, there was one thing I'd been ignoring, and that was the fact that I'd landed Archie totally up to his tonsils in the turd.'
Liam'la her ne kadar eğlensem de, bir şeyi görmezden geliyordum, o da Archie'yi içinden çıkılmaz bir boka sürüklediğim gerçeğiydi.
I've been having the most amazing time. It's really fun.
Evet, burada çok iyi vakit geçiriyorum.
You don't look like you're having much fun, though.
Sen pek de eğleniyor gibi değilsin.
Once I'm done having my fun.
Önce biraz eğleneyim.
We're just having a little fun.
Sadece biraz eğlenmek.
funny enough 21
funny you should ask 57
fun's over 44
functional 31
funny thing 100
funny stuff 18
funny man 41
funny guy 62
funny story 114
funny you should mention that 21
funny you should ask 57
fun's over 44
functional 31
funny thing 100
funny stuff 18
funny man 41
funny guy 62
funny story 114
funny you should mention that 21