I'm back in traducir turco
11,664 traducción paralela
Hey, I'll take those and put them in the back for you.
Bunları alıp arkaya koyarım.
It's the only way I'm getting back in alive.
Oraya canlı şekilde dönebilirim.
I thought I'd make up Stephen's bed in case... In case Tom came back.
Stephen'ın yatağını hazırlayayım diye düşündüm Tom'un geri dönme ihtimaline karşı.
And then in the back, it says, "I never started tryin'."
Tabelanın arkasında da "Hiç uğraşmadım" yazıyor.
I need the tank in the back of my truck.
Kamyonun arkasındaki tüpe ihtiyacım var.
I've been to the moon and back in that thing.
Bu ayda aya kaldım ve geri döndüm.
Stan g life i will never die, I'm a stangle, bitch yeah, we put the wedding back together first we broke it up but we made it better nobody makes fun ofme in any way'cause I got Mike by my side, and you know what he say
Stang tarzı, Asla ölmeyeceğim, Stangle'ım ben, yersen Düğünü tekrar organize ediyoruz Önce dağıttık sonra tekrar topladık
I did something once, something bad... a long time ago now, back in Japan, that's why I had to leave.
Vaktiyle bir şey yapmıştım, kötü bir şey... Uzun zaman önce, ta Japonya'da ; bu yüzden ayrılmak zorunda kaldım.
And I thought that we could put some of our own pictures - and some stuff in the back, too.
Belki arkaya da kendi fotoğraflarımızı koyarız diyordum.
You know, I couldn't help but notice you ladies being hassled by that asshole in the car back there.
Yardım edemedim ama, şu arkadaki arabadaki götoğlanları tarafından rahatsız edildiğinizi farkettim.
I'll go back in late summer, graduate, do that thing.
Yaz sonunda gidip mezun olacağım falan.
Sometimes I feel like I'm just, you know, buried in my work, but I feel like it's important to give back, you know?
Bazen, işime çok dalmışım gibi geliyor, ama bilirsin, önemli olan, yaptığın işin hakkını verebilmek.
Did I think that the quiet guy in the back seat was cute?
Arkada oturan sessiz çocuktan hoşlandım mı?
I had this fella in the back.
Arkada bir arkadaşım vardı.
I'm back in the cab.
Ben taksime geri döndüm.
I'm sorry. Karen, will you get back in the goddamn car?
Karen, biner misin şu arabaya?
Then I search all over and then... Woof, woof! I pull back these brambles and see the rocks have fallen in.
Her tarafı aradım, sonra havlamayı duyunca şu çalıları çektim ve taşların düştüğünü gördüm.
I was in the back of some car at some point in the last two days.
Son iki gün içinde bir ara bir arabanın arkasındaydım.
Anyway, every night I had to turn in my notes, and every morning I would get them back. People take all kinds of precautions in my line of work. Okay.
her gece notlarımı verip her sabah da onları geri alırdım insanlar benim işimde her türlü önlemi alıyorlar tamam ama iki gün önce saçma bir şey oldu notlarımı geri aldığımda, üzerlerinde bir işaret vardı yanlış hesapladığımı düşündüğüm zaman Tom Soberinin yapacağı türden bir sembol
I'm a businessman. Now, what will it cost me to turn your attention back to reservation cigarettes and discount liquor? Your sister, and I'll throw in a bonus.
ben bir işadamıyım şimdi, rezerve sigaralar ve ucuz liköre dikkatini geri çevirmenin ücreti nedir kardeşin, ve bir de bonus alacağım bana imrenmeden başka ne önerebilirsin ki?
Fail to hand me the master video when I'm back in New York tomorrow evening, and your troubles today will be longed for fondly compared to the realm you will find yourself in.
Yarın akşam New York'a dönene kadar bana orijinal kopyayı ulaştıramazsanız kendinizi bulacağınız cehenneme kıyasla bugün yaşadıklarınız rahmet gibi gelecek.
Back in the day, I used to deliver coal to both buildings, through this basement.
Eskiden bu giriş katını kullanarak her iki binaya da kömür taşırdım.
No, I took it from you and then slipped it back in your coat when I pushed you out.
- Hayır. Senden aldım, sonra seni iterken paltona geri koydum.
I'm just going to be in the back, stretching.
Sadece ben olacağım, arkadan gelme.
I'm going back in.
Geri dönüyorum.
I repeat, I'm going back in.
Tekrar ediyorum, geri dönüyorum.
Hey, John, I think the back is in slush.
Hey, John, sanırım arkası çamurlu.
- I'm going back in.
- Yeniden içeri giriyorum.
Look, I don't know where you went, but you're not gonna go back in, I'm calling in my people.
Bak, nereye gittiğini bilmiyorum, ama tekrar içeri girmeyeceksin, üstlerime haber vereceğim.
Take back your favor in defense of these people I seek, and relinquish them to me.
Aradığım insanları savunmayı bırak ve onları bana teslim et.
After what happened in Washington, I thought we were going to come back... and start the X-Men, like we all used to talk about.
Washington'da olanlardan sonra buraya dönüp... hep konuştuğumuz gibi X-Men'i kuracağımızı sanmıştım.
I have been... thinking about my responsibilities back home in Bechuanaland.
Sorumluluklarımı ve Bechuanaland'a dönmeyi düşünüyordum.
You think you can just show up with some bullshit excuse and I'm just gonna let you walk back in my life?
- Hayır. Böyle saçma sapan bir sebeple gelip seni tekrar hayatıma sokacağımı mı sanıyorsun?
Tell her I'll call her back in the morning.
Ona sabah onu geri arayacağımı söyle.
I'm gonna put two bullets in the back of your head before you can say eat my asshole.
Sen daha, "götümü yala" diyemeden, beyninin ortasına iki kurşunu gömerim, bilmiş ol.
You put it in the back of a woman, I reckon.
Hatırladığım kadarı ile, aletini, bir kadının göt deliğine sokmuştun.
I'm in the press area, so it'd be great if you give me a call back maybe if you can come over here and just talk to me.
İnanmalısın. İnanıyor gibiyim. Belki de biraz vakit alıyordur.
I'm gonna go to the store, I'll be back in 20 minutes.
Markete gideceğim, 20 dakikaya dönerim.
I'm coming back for you in style, Minnie Ruth.
Sana çok klas döneceğim Minnie Ruth.
I'm back in Cambodia with the kids.
Kamboçya'ya çocukların yanına geri döndüm.
♪ I think I'm back in the dream ♪
# Galiba rüyaya geri döndüm #
♪ And then I'm back in the dream ♪
# Yine rüyanın içindeyim #
So I can wave back to you when I'm in London.
Londra'dan sana el sallarım o zaman.
♪ And I'm back in the dream ♪
# Rüyaya geri döndüm #
No, I'd be back in Norton filling HESCOs.
Çıkmazdık, Norton'da yardım kutuları paketliyor olurdum.
Woodward, I'm back in Kabul again.
Woodward, Kabil'deyim.
I'll cut him off in the back.
Ben arkasından dolanırım.
I had to get mine in the back, like everybody else, so what makes you so special, "G"?
Arkada benimkini almak zorundaydım, herkes gibi Öyleyse seni bu kadar özel yapan şey, "G" mi?
I mean, let's be honest, she wasn't the one who swore to be honest and to be faithful and not cheat in the back room of the barbershop until I'm dead.
Demek istediğim, dürüst olalım, o değildi. Dürüst olmak ve sadık olmak için yemin ederek Ve berber dükkânının arka odasında hile yapmayın
If I go back in there now, I'm never gonna leave, so...
Şimdi oraya geri dönersem, asla ayrılamayacağım, bu yüzden...
Hey, guys, I, I'm back in mine, um...
Hey çocuklar, ben, benimkinde geri döndüm, um...
i'm back 1030
i'm back now 27
i'm back here 20
back in town 16
back in business 17
back in 260
back in the day 245
back in my day 20
back inside 56
back in the car 36
i'm back now 27
i'm back here 20
back in town 16
back in business 17
back in 260
back in the day 245
back in my day 20
back inside 56
back in the car 36
back in line 31
back in high school 24
back in college 24
back in the old days 18
back in the 107
back in a minute 41
back in a sec 24
ines 33
in fact 10253
internet 115
back in high school 24
back in college 24
back in the old days 18
back in the 107
back in a minute 41
back in a sec 24
ines 33
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769
indians 76
insight 19
intelligence 152
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769
indians 76
insight 19
intelligence 152