I lose everything traducir turco
411 traducción paralela
If that thief gets away with that $ 10,000... I lose everything.
O hırsız 10.000 dolarla kaçarsa... her şeyi kaybederim.
- Then I lose everything.
- Sonra her şeyi kaybediyorum.
I lose everything, or misplace it, or forget it.
Her şeyi kaybeder oldum.
If Sam Jones gets away with this, I lose everything.
Sam Jones'un yaptıkları yanına kalırsa, her şeyi kaybederim. - Hayır.
I lose everything unless I have a son.
Bir oğlum olana kadar her şeyimi kaybetmişim.
The point is, if I go to Austin, I lose everything, all right?
Mesele şu ki, eğer Austin'e gidersem her şeyimi kaybederim.
I lose everything :
Her şeyi kaybediyorum.
I'II lose everything I ever was.
Sahip olduğum herşeyi kaybederim.
I had everything to lose.
Kaybedecek bir çok şeyi var.
Never had to lose everything I had in life.
Daha önce hiçbir şeyimi kaybetmek zorunda kalmadım.
We are happy, Mrs. Romari, because you have everything and I have nothing to lose.
Biz mutluyuz, Bayan Romari. Çünkü sizin her şeyiniz var benim ise kaybedecek bir şeyim yok.
- Everything! If I lose my leg, I lose Rosie.
- Bacağımı kaybedersem onu da kaybederim.
And if I walk out I'll lose everything, and I'll never be anybody.
Eğer çıkıp gidersem herşeyi yitiririm, asla önemli biri olamam.
And I'd lose everything, right?
Yani her şeyimi kaybederim, öyle mi?
If I lose this battle, I will lose everything.
Bu mücadeleyi kaybedersem, her şeyimi kaybederim.
I'll lose everything.
Her seyi kaybederim.
Without that money now, I'll lose everything.
Şu an o parayı kaybedersem, her şeyimi kaybetmiş olurum.
Now, if I don't win that race, I'm going to lose my plane and everything.
Yani bu yarışı kazanamazsam uçağımı ve her şeyimi kaybedeceğim.
Look, if I don't get back in that race, I'm gonna lose everything.
Bak eğer yarışa dönemezsem her şeyimi kaybedeceğim.
I just don't think it's possible for someone to lose everything all the time.
Sadece birinin her zaman kaybedeceğinin mümkün olduğuna inanmıyorum.
When I get up in the morning and get ready for breakfast... thinking I have to do everything all over again, I just lose my strength.
Sabah kalkıp kahvaltı için hazırlandığımda her şeye yeni baştan başlamak zorunda olduğumu düşündükçe tüm enerjimi kaybediyorum.
If I am to lose everything here, I must accept the destiny of the Demon Way.
Eğer bu sahip olduğumuz her şeyi kaybedeceğimiz yerse eğer bu kaderimizin yazgısı ise o zaman kabul ederiz!
If I can't make a crop, we lose everything!
Mahsül yoksa açıkta kalırız!
You think I want to make you lose everything.
Sana her şeyini kaybettireceğimi düşünüyorsun.
You try and lose me and I'll blab everything I know.
Hele bir benden kurtulmaya çalışın bildiğim her şeyi anlatırım.
All right, look... If I lose, I'll tell you everything you want to know.
Tamam, bak eğer kaybedersem, bilmek istediğin her şeyi öğreneceksin.
I'd lose everything if this is a bet.
Bu bir bahis olsaydı, kaybetmiştim.
Unless you can help me, I'm gonna lose everything my father worked for.
Bana yardım etmezseniz, babamın uğruna çalıştığı her şeyi kaybedeceğim.
Montezuma, I lose "everything's"! Yeah?
- Monte, her şeyim gitti!
You lose those creeps and I'll forget about the lawsuits, the hospital, everything.
Sen o serserileri atlat ve ben de dava açmayı, hastaneyi, her şeyi unutayım.
Why didn't you wake me up and say, "l think I'm having this problem... "... can I go down and lose everything? " Then I could've helped and maybe said no.
Neden beni uyandırıp "Sanırım bir sorunum var aşağıya inip her şeyi kaybedebilir miyim?" demedin.
I will see that everything is kept exactly as I have found it, but I beg you not to lose an instant, as it is difficult to leave Sir Eustace there.
"her şey tam bulduğum gibi" duruyor mu anlayacağız. "Sir Eustace'i" öyle bırakmak zor olacağı için, " yalvarırım zaman kaybetme.
I'll lose her, I'll lose everything.
Onu kaybedeceğim, herşeyi kaybedeceğim.
I needed the down payment... or I was gonna lose everything.
Peşinata ihtiyacım vardı, yoksa her şeyi kaybedecektim.
You could lose everything that you've worked for and everything I've worked for.
Uğrunda çabaladığın her şeyi kaybedebilirsin. Uğraştığımız her şeyi.
That's tragic and sad, but I haven't come this far to lose everything now.
- Bu çok trajedik ve üzücü, ama bu kadar yaklaşmışken kaybedemem.
Then I started to lose everything.
Adını hatırlamıyorum.
When I'm downloaded, I'll lose my memory, all my programming... Everything?
Yüklendiğim zaman, tüm hafızamı ve programlarımı, kaybedecek miyim... her şeyi mi?
You see, I'm about to lose everything.
Her şeyimi kaybetmek üzereyim.
I'm about to lose everything.
Herşeyi kaybetmek üzereyim.
I don't want to lose everything.
Her şeyi kaybetmek istemiyorum.
I have nothing to gain and everything to lose by helping you.
Sana yardım etmenin bana bir getirisi yok, ama kaybedecek çok şeyim var.
After everything we've been through, I'd hate to lose the last of him now.
Yaşadığımız bunca şeyden sonra son parçasını da kaybetmek istemem.
Kitana I have lost everything and I'm not going to lose you too.
- Kitana... Her şeyimi kaybettim. Seni de kaybetmeyeceğim.
Now that the CIA knows, I'm gonna lose everything- -... my career, my reputation.
Artık CIA bunu biliyor. Her şeyi kaybedeceğim kariyerimi, ünümü.
No, what I want now is for you to know what it feels like to lose everything you have.
Hayır, şu anda senden istediğim tek şey her şeyini kaybetmenin nasıl bir his olduğunu öğrenmen.
I have everything to lose.
Ben herşeyimi kaybedebilirim.
Lose everything I promised Everything Dahok brings.
Söz verdiğim herşeyi kaybet... Dahak'ın getireceği herşeyi.
And make sure I don't lose everything I have in here.
Ve buradaki herşeyimi kaybetmeyeceğimden emin olun.
I mean, I still do that if you give something your all, everything you have it doesn't matter if you win or lose as long as you risked everything, put everything out there.
Ve hala inanıyorum eğer bütün varlığını ve sahip olduğun her şeyi ortaya koyarsan her şeyini riske ettiğin ve elinden geleni yaptığın sürece kazanmanın ya da kaybetmenin önemi yoktur.
I wanted to tell you on New Year's that you're a wonderful woman and that I'd do everything not to lose you.
Yen yılda sana harika bir kadın olduğunu söylemek istedim... ve seni kaybetmemek için herşeyi yapacağımı.
i lose my job 16
i lose 78
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
i lose 78
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79