I remember something traducir turco
1,117 traducción paralela
Well, the language gets pretty thick, but I remember something about how the book was distributed.
Ve dilini iyice derine koydular. Bu kitabın nasıl parçalandığını hatırlıyorum.
- Mr Ducksworth, you wanted me to learn about fair play... and how to be part of a team... and I may not have learned everything yet, but I remember something my father said to me.
- Bay Ducksworth, benim adil oyunu öğrenmemi istemiştiniz... ve bir takımın parçası olmamı... herşeyi tamamen öğrenmemiş olabilirim ama... babamın bana söylediği bir şeyi hatırlıyorum.
I'm not going to be a cry-baby. I remember something about a limbo stick.
Limbo çubuğuyla ilgili bir şey hatırlıyorum.
You didn't, like, offend me or anything... but I remember something that happened with the nuns once.
Hayır, beni kıracak herhangi bir şey yapmadın. Ama bir keresinde rahibelerle alakalı olan bir şeyi hatırlıyorum.
It is something I will always remember.
"Bu her zaman hatırlayacağım bir şey!"
Mike, I want you to remember something.
Mike, bir şeyi hatırlamanı istiyorum.
I want something to remember her by.
Onu hatırlatacak bir şey istedim sadece.
Well, I thought whenever you decided to move back east, you might want something to remember us by, so, here you go.
Şey, bir gün doğuya dönmeye karar verdiğinizde size bizi hatırlatacak bir şey olsun istersiniz diye düşündüm ve işte.
Do you remember, some years ago, when I, uh, I showed you something I'd written?
Hatırlıyor musun, birkaç yıl önce sana yazdığım bir şeyi göstermiştim. Ne dediğini hatırlıyor musun?
I'll tell you something else - and I remember this like it was yesterday - when I was 10, my old man was laid off again, comes home and says,
Sana birşey daha söyleyeceğim - ve bunu dün gibi hatırlıyorum. " 10 yaşındayken, babam yeni işten atılmıştı, eve gelip,
I remember there was a car coming pretty fast up the road behind me... and didn't see me or something... or was in one lane and came into the other lane and I was in that lane... and tried to stop me.
Ardımdan bir arabanın hızlı bir şekilde peşimden geldiğini hatırlıyorum. Beni görmediğini ya da başka bir şeritten benim olduğum şeride geçtiğini ve beni durdurduğunu düşünmüştüm. Yolun sağına çekmişti.
There's something I wanted to tell you, but I don't remember what it was.
Sana söylemek istediğim bir şey vardı, ama ne olduğunu hatırlamıyorum.
I'm gonna show you something. Remember Bobby, my little brother?
Kardeşim Bobby'yi hatırlıyor musun?
I'll always have something beautiful to remember.
Bak, her zaman yaşadığımız o güzel günleri hatırlayacağım.
I'm gonna die, so I want to give you something to remember me by.
Öleceğim için size beni hatırlatacak bir şey vermek istiyorum.
I'm gonna give you something to remember me by.
Sana, beni hatırlamanı sağlayacak birşey vereceğim.
Now I'll have something to remember you by when you're dead.
Şimdi senden bana bir hatıra kalacak ölümünden sonra yadigar.
It's time I got an income That ain't From stealing horses. Well, you remember Something, pat.
At çalmaktan başka bir şeyle geçinmemin zamanı geldi.
I know Walter had something in mind, but I can't remember what.
Walter'ın kafasında bir şey olduğunu biliyorum ama neydi hatırlayamıyorum.
I did remember something, as you asked, about the night Laura died.
Bu arada aklıma bir şey geldi. Laura'nın öldüğü geceyi sormuştunuz ya.
I remember I was coming down Chestnut Street... and I saw Stan running through the park like something was after him.
Chestnut Caddesi'nden geçtiğimi hatırlıyorum... Parkta Stan'i gördüm. Sanki bir şey onu kovalıyormuş gibi koşuyordu.
I remember out there that night you said something... about the wind on the grass.
O gece evin önünde otururken, otlarda esen rüzgar hakkında... söylediğiniz bir şeyi hatırlıyorum.
You will keep it, I hope. Something to remember me by.
Buna baktıkça beni hatırlayın.
I'll bet you that in six months... you're back with Linda, and she's pregnant... and this will all be something you hardly remember.
İddia ediyorum ki, altı ay içinde Linda'ya kavuşacaksın. O hamile kalacak ve bütün bu olanlar, çok zor hatırladığın şeyler olacak.
Let me tell you something. I can't remember when I've liked a guy as much as I like you, but the truth ofthe matter is... you're a wimp.
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim ama sen korkağın tekisin.
I think it's something... something I would probably remember.
Sanırım bunu unutmazdım.
OH, I CAN'T REMEMBER WHAT HAPPENED. IT HAS TO DO WITH SOMETHING...
Ben ne olduğunu hatırlayamıyorum.
I was hoping you might remember something to give us an idea where she is.
Bize nerede olabileceğine dair fikir verebilecek birşeyi hatırlayabileceğinizi umuyorduk.
Big kid. And he was going to beat him up or something, and I remember going up to stand next to him, feeling somebody ought to... help him, and I did for a while, and then I got scared,
Dilekçeyi organize eden kişi benden, kendini ifade eden bir insanın haklarını savunmakla, bu kişinin savunduğu düşünceleri savunmak arasındaki farka işaret ederek ifade özgürlüğü hakkında birkaç genel yorum yazmamı istedi.
So you can't remember a drink recipe for something that I would like to order?
Sipariş etmek istediğim içkinin tarifini vermeyecek misin?
I don't remember, but I know that I survived something. My therapists think so.
Hatırlamıyorum, ama bir şey yaşadığımı biliyorum Terapistlerim öyle düşünüyor.
But something passed me over the head what it made to me remember a thing what I already saw, I heard or noticed her.
Ama aklımdan bir düşünce geçti, daha önce gördüğüm, işittiğim, ya da dikkatimi çekmiş, farketmiş olduğum bir şeyi hatırlarmış gibi.
I remember the sensation of feeling trapped and something about a-a smooth surface.
Kapana kısılıp kalma hissini... ve pürüzsüz bir yüzeyi anımsıyorum.
I want to give you some words to remember me by in case something happens.
Birşeyler yanlış giderse, size, beni hatırlatacak birşeyler söylemek istiyorum.
You remember... like that time I said I'd seen something strange out in the garden, and he said "What was that?"
Hatırlarsın mesela bahçede garip bir şey gördüğümü söylediğim onun da "Neydi peki" dediği zamanki gibi.
I took it because I wanted something to remember Richard by.
Richard'ı anımsamak için aldım.
I remember once when I was young, and I was coming back from a movie or something,
Daha gençtim, sinemadan ya da bir yerlerden dönüyordum.
I'll give her something to remember.
Ona unutamayacağı bir şey yapacağım.
I remember him saying something about that.
Evet, hatırladım. Böyle bir şey söylemişti.
But I seem to remember last year hearing something about an invisibility project.
Ama ben geçen sene bir görünmezlik projesinden bahsettiğinizi hatırlıyorum.
Remember Thaylene, I'm gonna take this gun out your face... when you're ready to say something, okay?
Unutma Thaylene, birşey söylemek için hazır olduğunda bu silahı suratından çekeceğim, tamam mı?
When they flushed your head down the toilet... kicked you up something awful. Do you remember what I did?
Kafanı tuvalete soktuklarında çok kötü kavga çıkarmıştın.
Ever since I could remember even if you knew something, you'd never just say it.
Bilsen bile, hiç kimseye söylemezsin.
I don't remember... it has something to do with not wanting to have babies with people you don't know.
Tam olarak tanımadığın kişilerden çocuk yapmamak ile ilgili olabilir hatırlamıyorum.
Anyway... do you remember that you once asked me... to say something nice about my island... and I couldn't think of anything?
Neyse... Hatırlıyor musunuz bir keresinde bana adam ile ilgili güzel bir şey söyle demiştiniz ve ben bir şey diyememiştim?
Oh, I remember Dan mentioned something about this, that it was all some... Some wild goose chase.
Dan bana biraz bahsetti, kaz avına çıkmışlar.
Why when I see something interesting on the news, I'll say to myself : "Oh, I gotta remember to mention this to Anna later on."
Hâlâ haberlerde ilginç bir şey duyduğumda, kendime "bunu unutmayayım da Anna'ya anlatayım" diyorum.
You remember me telling Jimbo Jones that I'd make something of him one day?
Jimbo Jones'a onu bir gün adam edeceğimi söylediğimi biliyorsunuz?
Sometimes I make something... and then I don't remember having made it.
Bazen bir şey yaparım ve sonra yaptığımı unuturum.
The last time I felt something like that, they shut down the whole power grid in that area, remember?
Böyle bir şey en son o alanı besleyen güç santralini kapattıklarında olmuştu, hatırladın mı?
- I want you to remember something.
- Asla unutmamanı istediğim birşey var.
i remember one time 19
i remember everything 155
i remember nothing 21
i remember that night 20
i remember very well 18
i remember you now 18
i remember it well 51
i remember 2232
i remember that day 26
i remember you 386
i remember everything 155
i remember nothing 21
i remember that night 20
i remember very well 18
i remember you now 18
i remember it well 51
i remember 2232
i remember that day 26
i remember you 386
i remember thinking 64
i remember that 284
i remember it 74
i remembered 63
i remember them 29
i remember this one time 20
i remember now 177
i remembered something 28
i remember this 88
i remember him 118
i remember that 284
i remember it 74
i remembered 63
i remember them 29
i remember this one time 20
i remember now 177
i remembered something 28
i remember this 88
i remember him 118
i remember her 76
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372