English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / It looks like a

It looks like a traducir turco

5,964 traducción paralela
It looks like a problem with the neural interfacing.
Sinirsel ara yüzde bir problem var gibi görünüyor.
It looks like a swamp. That's what those lots looked like, too. And now, voila!
Şu araziler de öyle görünüyordu, şimdi bir bakın.
They took a regular van and put the decals on it, so it looks like a paddy wagon.
Normal bir minibüse etiket yapıştırmışlar. Tutuklu aracına benzetilmiş.
From the footprint and shells, it looks like a heavy cyborg... with a high-powered sniper rifle that came from the city side.
Ayak izi ve kovanlara bakılırsa ağır sıklet bir sayborga benziyor. Yüksek güçlü keskin nişan tüfeği var ve şehir tarafından gelmiş.
But it looks like a warehouse.
Depo gibi bir yere benziyor.
It looks like a tiny piece of shrapnel transected the kid's ureter.
Sanki bir şarapnel parçası idrar yolunu ikiye ayırmış gibi görünüyor.
- So it looks like a malpractice suit?
- Mesleki hata davası mı açılacak?
Well, it looks like a little packet of white powder to me.
Bana küçük bir paket beyaz toz gibi geldi.
It looks like a castle.
Turizm iyidir.
And these things, when you dissect them, don't look very human, it looks like a wax model in a lot of ways, but then you hit the hand.
Bu kadavralar pek insana benzemiyor. Birçok yönden, mumdan heykellere daha çok benziyorlar. Ama sonra, ellere geliyorsunuz.
Yeah. It looks like a five-star resort.
Evet 5 yildizli Otel gibi..
Even though it looks like an easy feast, this is actually a desperate struggle for survival.
Kolay bir şölen gibi görünüyor olsa da,.. ... aslında bu, hayatta kalmak için verilen umutsuz bir mücadeledir.
So it looks like a constellation.
Yani şiir takımyıldızı gibi görünüyor.
It looks like a bomb went off, and it's a shame too, because it's one of those new Japanese models with the... [Makes whooshing sound] swirly water.
Sanki bomba infilak etmiş gibi, dönen sulu yeni Japon modeline de çok yazık oldu
It looks like a peanut.
Yer fıstığına benziyor.
It looks like a blunt trauma to the neck, zone 2.
Boynuna künt travma, ikinci bölge.
According to these financial records, it looks like Michael Smith is more than a Mecklenburg State booster, he's also kind of shady.
Finansal kayıtlara göre Michael Smith Mecklenburg'ün ayağından fazlası ayrıca kötü çocuğu. - Nasıl yani?
This looks like it was filled out by a toddler.
Bu, 3 yaşında çocuk tarafından doldurulmuş gibi görünüyor.
... and put it in the thing that looks like a pipe bomb.
- Boru tipi bombaya benzeyen şeye tak.
It looks like your guy's sending a text.
Senin adam mesaj yolluyor sanırım.
Looks like it's been sitting around a while.
Bir süredir yerinde duruyormuş gibi görünüyor.
Looks like it comes out of a terminator.
- Terminatör'den çıkmış sanki.
Because it looks like I'm doing a pretty good job of it right now.
Çümkü şu anda çok iyi iş çıkarmış gibi görünüyorum.
Looks like we have our answer. Oh, it's gonna be one hell of a sign.
Çok sağlam bir tabela olacak.
All right, so it looks like witnesses spotted a vehicle matching Alan Lim's near the beach the night Corey Johnson disappeared.
Görgü tanıkları Alan'ın arabasına benzeyen bir aracı Corey'in kaybolduğu gece sahilde görmüşler.
I mean, I-I know it's not really him. Just a stranger or someone on the street that looks like him.
O olmadığını biliyorum ama yolda görüdüğüm yabancılar hep ona benziyor.
Looks like it's just gonna be me and you for a while, little buddy.
Görünüşe göre bir süre birlikte takılacağız küçük dostum.
It looks like you could use a friend.
Bir dosta ihtiyacın var gibisin.
Well, it looks like she packed a few things before someone forced their way in here.
Görünüşe göre biri onları burada tutmadan önce birkaç şeyini toplamış.
Looks like it won't be a commitment you'll have to keep much longer.
Seni yakalayacağım!
I returned from court and I'm staring at a computer that looks like mine, but they've stuck the Post-it notes in the wrong places.
Duruşmadan dönmüştüm ve benimkine benzeyen bir bilgisayara bakıyordum,... ama Post-it notlarımı yanlış yerlere yapıştırmışlar.
It looks like Son's been chatting over the Internet with a top-tier Al-Qaeda figure in Yemen, for over a year.
Görünüşe göre Son, bir yıldır El-Kaide'nin Yemen'deki üst düzey yöneticilerinden biriyle görüşüyormuş.
Okay, well, it looks like they've been getting some bad press lately- - allegations that their weed-killer contaminated the drinking water in Waialua, causing a number of residents to develop cancer.
Son zamanlarda haklarında kötü haberler çıkmış. İddialara göre, yabani ot öldürücüleri Waialua'daki içme suyuna karışmış ve bölge sakinlerinden bazıları kansere yakalanmış.
- Looks like it found a good home. How's that look?
Nasıl oldu?
It looks like you have a lot of work to do.
Çok işin var gibi gözüküyor.
When Shahrukh Khan spreads his arms and says it, he looks like a hero.
Shahrukh Khan kollarını yayıp söylediğinde, kahraman gibi görünüyor.
Cos they just sees it on the water and they just thinks, "That looks like a dragonfly."
Çünkü suyun üstünde görüyor sadece ve "yusufçuğa benziyor şu" diye düşünüyor.
Why? Is it... is it cos a fish can tell a fake worm but he doesn't know what a... what a real dragonfly looks like?
Balık sahte solucanı anlayıp gerçek yusufçuğun neye benzediğini bilmediği için mi?
It looks like there's a government project to digitize all federal paper records and enter them onto the Social Security registry.
Görünüşe göre, bütün hükümet projelerini... dijital ortama geçirdiklerini... ve onları Sosyal Güvenlik Sistemine aktardıkları yer.
So this is what a body looks like after it drops 60 stories.
İşte ardında 60 suç hikayesi bıraktıktan sonra... bir ceset böyle görünür.
Well, it looks like we're gonna be working together a lot, so if there's anything...
Sık sık birlikte çalışacakmışız gibi gözüküyor, eğer birşeyler...
It looks like you're having a special occasion.
Özel bir gün gibi görünüyor.
It looks like Ben mallory was a doctor.
Ben Mallory bir doktormuş gibi görünüyor.
No-one's going to really look that closely but it looks like we're spending 53p for every pound we raise.
Kimse buna bu kadar yakından bakmıyor, ama anlaşılan kazandığımız her bir pound'a karşılık 53 kuruş harcama yapıyoruz.
Well, it looks like we're not gonna be a fraternity anymore.
Artık kardeşlik birliği diye bir şey olmayacak anlaşılan.
and it looks like we've got ourselves a deer problem.
Bir de geyik problemimiz var gibi görünüyor.
It was a big deal, especially coming from a guy who looks like a Southwest flight attendant.
Benim için çok önemliydi. Hele uçuş görevlisi gibi birinden gelince.
Well, it looks like you're doing a good job.
İyi gidiyor gibi görünüyor.
It looks like he's having a nice time.
İyi vakit geçiriyor gibi.
It's weird that the house looks like a box...
- Bu evin kutu gibi olması ne garip.
My God, he looks like Aaron. I know, it...
- Aman Tanrım, Aaron'a çok benziyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]