One at traducir turco
36,827 traducción paralela
The one at the end of the hall.
Koridorun sonundaki.
Don't everybody mob me at once. We can high-five one at a time.
Herkes birden atlamasın, teker teker çakarız.
have a complete understanding, he throws parties like the one at Ashworth's place?
O... Ashworth'lerin mekanındaki gibi partiler düzenliyor mu?
Because you are a writer. And a damn good one at that.
Çünkü sen bir yazarsın ve en iyilerden birisin.
One day, Jack rang our door bell at ten in the morning, confident that I would be at school.
Bir gün, Jack, sabahın onunda kapımızı çaldı. Lucy ve benim okulda olduğumuzu sanıyordu.
Well, it's one you don't have to answer for at least two more trimesters.
En azından 6 ay daha bu soruya cevap vermek zorunda değilsin.
So take one last look at us...
Yani bize son bir kez bakın.
We've only had one good night at the dessert bar, and you said we had to keep working at the diner till we made enough to be legally poor.
Tatlı barında daha bir güzel gecemiz oldu ve sen yasal olarak yoksul olana kadar lokantada çalışmamız gerektiğini söylemiştin.
I just looked at the list of scheduled inspections, and there was only one in the month prior.
Teftiş takvimine az önce baktım önceki ay sadece bir tane görünüyordu.
I kept quiet because I didn't want to jinx it, but there's a groundbreaking clinical study on Alzheimer's at Johns Hopkins next month, and I just found out that my mom's gonna be one of the participants. She got in.
Nazar değmesin diye bir şey demedim, ama gelecek ay Johns Hopkins'te Alzheimer ile ilgili çığır açan bir klinik araştırma başlayacak ve annem de katılmaya hak kazanmış.
All right, we're gonna start with the handwriting sample, run it against the note we found on Hank and the one we found at the Larsen crime scene.
El yazısı örneğiyle başlayacağız, Hank'in üzerinde bulduğumuzla karşılaştıracağız ve bir de Larsen'ın cinayet mahallinde bulduğumuzla.
Then at the party, there was one of the men from the motel.
O moteldeki adamlardan biri partideydi.
A lot of these people here... they worked there at one time or another.
Buradaki bir sürü kişi... orada birkaç kez çalışmıştır.
Maybe you're just at one with nature or being your usual brooding self, but you haven't said a word to me since we left the car.
Belki de doğayla bütün oldun ya da her zaman ki düşünceli halin ama arabadan indiğimizden beri tek bir kelime etmedin.
- You know, one step at a time.
- Anlarsın ya, her seferinde bir adım.
Maybe a case where no one's shootin'at us will take everybody's mind off of things.
Belki de kimsenin bize ateş etmediği bir vaka herkesin kafasını rahatlatmasına vesile olur.
One problem at a time.
Bir seferde bir sorun.
I get one last shot at Flynn... you better believe I'm gonna take it.
Flynn'e bir kez ateş edebilme şansı bulursam inanın bana bunu kullanacağım.
At least for one more month, anyway.
En azından bir ay daha.
One last shot.
Son bir atış daha.
So, if we kill him, we're back at square one.
Onu öldürürsek başa döneriz.
Media just shovels sound bite after sound bite at us, while no one wants to talk about the real game that's being played!
Medya konunun içinden ufak bir kısmı seçip köpürterek üstümüze atıyor ama bu arada kimse gerçek... -... meseleyi konuşmak istemiyor!
Call Homeland, tell them you have a security issue you want to check out with whoever's providing the food at Air Force One today.
İç Güvenliği ara ve onlara bugün Air Force One'a yemek getirenlerle ilgili kontrol etmek istediğin bir güvenlik sorunu olduğunu söyle.
One step at a time, my friends.
Her defasında bir adım dostlarım.
One step at a time.
Her defasında bir adım.
one of the hardest things for people and they're sometimes so one of the things I tell why don't you look at the evidence and then decide.
İnsanların bırakmakta en zorlandığı şeylerden biri süt ürünleridir, bazen buna oldukça direnirler. O yüzden onlara derim ki, "Kanıtlara baktıktan sonra karar verin."
for the vast majority of people we ought to be at least 90 we've got good science for that.
Ama çoğunluğun % 90, belki 95 oranında bunu benimsemesi gerektiğini öne sürebilirim. Bunu destekleyen bilimsel kanıtlarımız var.
The armies in the other world made their atomic weapons larger, some a thousand times stronger than the one dropped on Nagasaki.
Diğer dünyada ordular atom silahlarını genişletiyor, Nagasaki'ye atılandan binlerce kez daha güçlü.
Maybe me, Capp, and Tony'll tag along at the next one.
Belki bir daha ki sefer ben, Capp ve Tony'de katılırız.
We're just gonna go meet some friends at the hockey rink, and no one's bringing their dads.
Arkadaşlarla hokey sahasına gideceğiz ve kimse babasını getirmiyor.
At one point, I think I forgot where the tip of me ended, and the base of the tips began.
Bir noktadan sonra bu saçlar kamuflaj olmaktan çıkıp benim bir parçam oldu.
At that point, no one would want to be left out in the cold.
İş o raddeye geldiğinde kimse çemberin dışında kalmak istemez.
There is no way they armed one of these rockets in time for the launch tonight.
Bu gece roketlerden birinin atılmadan önce silahlandırılması mümkün değil.
Because I'm standing at the point where the train went missing, and... you said there was only one track in this area.
Çünkü trenin kaybolduğu yerdeyim ve... burada tek bir demiryolu olduğunu söylemiştin.
Then why am I looking at another one?
Öyleyse ben neden başka bir tane görüyorum?
Wow. Pat, we had some good times, and then at the end there, we had a really quick bad one that led to this.
Pat, güzel zaman geçirdik ve nihayetinde tek bir kötü anımız oldu ve buna sebep oldu.
Ruth Morrison at that time was married to one James Morrison, her third husband.
Ruth Morrison o zamanlar üçüncü kocası olan James Morrison'la evliydi.
One of them threw herself in front of a horse.
Onlardan birisi kendisini bir atın önüne attı. Bir atın önüne!
Ladies and Gentlemen of the press, for the first time ever it is my pleasure to say... welcome to Bunker Hill, where we are changing the world one patient at a time.
Değerli basın mensupları bunu ilk kez söylemekten büyük memnunluk duyuyorum. Bunker Hill'e hoşgeldiniz. Hastaları birer birer iyileştirerek dünyayı değiştirdiğimiz yere.
The pictures are obviously of Gabriel at different ages, but normally one would arrange them in chronological or reverse chronological order.
Resimler belli ki Gabriel'ın farklı yaşlarına ait, ama normalde bunlar kronolojik ya da ters kronolojik sıraya konur.
There's one more thing Rumplestiltskin's quite good at, and that's finding loopholes.
Rumplestiltskin'ın çok iyi olduğu bir diğer şey de açık kapı bulmaktır.
I have a shift tomorrow, at one.
- Evet. Yarın saat birde vardiyam var.
My life was so much easier when you were a firefighter, and here you are, back on ambo, raising my blood pressure one shift at a time.
Sen itfaiyeciyken hayatım daha kolaydı, ambulansa geri döndün ve her vardiyada tansiyonumu yükseltiyorsun.
We need to make a pact to befriend at least one other married couple.
En azından bir tane evli çiftle, dost olmak için bir anlaşma yapmamız gerekiyor.
Well, here we are, then, at one of Jo'burg's top spinning destinations, the aptly-named Wheelz'n'Smoke Arena.
İşte buradayız Jo'burg'un en popüler yanlama mekanlarından konuya uygun isimli "Lastik ve Duman Arena" da
One of the purposes of the original Grand Tour wasn't just to look at things and learn about things.
Orjinal Grand Tour yalnızca bir şeylere bakmak veya bir şeyler öğrenmek için değildi.
Oh, it's like winning one of those things at the fair.
Lunapark'ta şu şeyleri kazanmak gibi.
At this point, the director said he'd heard enough about shoes for one day and told us to go for a drive.
Bu noktada, yönetmen bir gün için fazlaca ayakkabı mevzusu dinlediğini söyledi. Ve sürüş yapmamızı istedi.
The best thing is, it gives us an opportunity to have one more look at a photograph of the Dutch mountain cop police.
En iyi şey, bunun bize Hollandalı Dağ polislerinin fotoğrafına bir kez daha bakma fırsatı vermesi.
To shut James up, I took one of the spare cars to demonstrate a practice shot.
James'in çenesini kapatmak için, yedek arabalardan birini. ... nasıl atış yapacağını göstermek için kullandım.
One plan would be, if you're playing this at home, do it on a day when there's a lot of barbecues in the area.
Eğer bu oyunu evinizde oynuyorsanız insanların barbekü yaptığı bir günde oynayın.
one at a time 318
attention 2122
athena 123
atlanta 78
atlas 35
atlantis 57
atom 38
attend 22
atmosphere 21
attitude 81
attention 2122
athena 123
atlanta 78
atlas 35
atlantis 57
atom 38
attend 22
atmosphere 21
attitude 81
attack 517
atlantic 17
attorney 223
attraction 18
athens 42
athletic 62
attacked 36
attica 54
atticus 114
attila 22
atlantic 17
attorney 223
attraction 18
athens 42
athletic 62
attacked 36
attica 54
atticus 114
attila 22
attractive 118
attacks 36
athletes 26
atlantic city 73
athelstan 45
attenborough 43
atoms 18
attagirl 140
atten 44
at your service 364
attacks 36
athletes 26
atlantic city 73
athelstan 45
attenborough 43
atoms 18
attagirl 140
atten 44
at your service 364