English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / One of mine

One of mine traducir turco

908 traducción paralela
Here, you'd better smoke one of mine.
Al. Benimkilerden birini içsen daha iyi olur.
You're going to look awfully nice in one of mine.
Benimkilerden biriyle çok hoş görünürsün.
That gun was a plant, it's one of mine.
O da numaraydi. Benimkilerden biri.
I knew that wasn't one of mine.
Ben yapmadım, biliyordum.
- That's perfectly all right. - In a pinch, you can wear one of mine.
- Gerektiğinde benimkilerden birini giyebilirsin.
- Take one of mine.
- Benimkilerden birini al.
I can't say that it's one of mine.
Öyle bir zaafım olduğunu söyleyemem.
I wanna set this one of mine.
Bunu da ona göre ayarlamak istiyorum.
- One of mine, right? - Uh-huh.
Benim dolaplardan biri değil mi?
Here, have one of mine.
- Benimkinden iç.
Please have one of mine.
Lütfen benimkinden alın.
This isn't one of mine.
Bu benim hatam değil.
No, Your Majesty, it's one of mine.
Yo, Majesteleri, benimkilerden biri.
Here, you take one of mine.
Benimkinden biraz iç.
I suppose this is one of mine, huh?
Galiba bu benimki, ha?
Here, have one of mine.
İşte, benimkinden bir tane al.
That one of mine goes in Drawing Room A.
Benim bavulum A kompartımanına gidecek.
One of mine?
Benimkilerden mi?
One of mine that got away, you might say.
Bendekilerden biri gitti denilebilir.
Have one of mine.
Benimkinden bir tane yakın.
- Have one of mine.
Benimkilerden alın.
- Well, have one of mine. Mm?
Tamam siz benden alın.
- Yes. And more than that. You'll not be using one of mine.
Ve dahası, benim bisikletlerimden birini kullanmayacaksın.
It's an old one of mine.
Benim eski rozetlerimden biri.
Floyd, I'm sorry. lt's one of mine.
Floyd, özür dilerim benimkilerden biri.
The one of mine is completely different.
Benimki tamamen farklı.
One night, as I lay in my tent with this... this head of mine... a terrible thought crept like a snake into my brain.
Bir gece çadırımda yatıyordum başım bu halde korkunç bir düşünce adeta yılan gibi zihnime süzüldü.
That suit of mine does the greatest one-step you ever saw.
O elbisem, tek adım dansını çok güzel yapar.
Now I'm not going to waste your valuable time or mine in trying to get one half of what this beautiful doll is worth.
Şimdi bu güzel oyuncak bebeği değerinin yarısına satmağa çalışarak ne sizin ne de benim değerli zamanımı boş yere harcamayacağım.
Racket'll have a little one, just alongside of mine.
Biraz da eğlencede olacak tabii, bunun yanısıra.
- Sure. I wouldn't wish one on him if was a friend of mine though.
Tabi, ama arkadaşın olmasaydı ona oda vermezdim.
One thing without stain, unspotted from the world, in spite of doom, mine own,... and that is... my... white... plume...
Lekesiz, kötü talihime rağmen tertemiz kalmış bir şey ; bu benim gururum.
I took one of them in mine.
Onlardan birini içime aldım.
Eleven. Why is it, every time we drag in one of you bums... you've got $ 1,400 in your kick, I got $ 11 in mine?
Nasıl oluyor da, siz serserilerin cebinde... 1400 dolar, benimkinde 11 dolar oluyor?
But my own act, the one thing that's really mine, that I've worked on for three years, that you toss right out of the centre ring.
Fakat benim kendi numaram, Bu numarayı sadece ben yapıyorum üstünde üç yıl çalıştım, Sen beni orta ringten atıverdin.
When I was born, they took one look at this... puss of mine and told me to get lost.
Doğduğum zaman, gelip ufacık suratıma şöyle bir bakmışlar ve sonra bırakıp gitmişler.
A friend of mine at mission preparatory had his head torn from his body by one of them beasts.
Göreve çıkan arkadaşlarımdan birinin kafası o canavarlar tarafından koparıldı.
A friend of mine chose a one-legged man just to get married.
Bir arkadaşım sadece evlenmiş olmak için tek bacaklı bir adamı seçti.
I came home unexpectedly one Christmas... and found my wife giving a friend of mine a present.
Noel günü habersiz eve geldim... ve karımı, bir arkadaşıma hediye verirken yakaladım.
ONE NIGHT, A NEIGHBOR OF MINE GOT IN A QUARREL WITH A STRANGER.
Bir akşam, bir komşum yabancı biriyle münakaşaya girdi.
A cousin of mine in Cologne owns one of your works.
Kuzenimin Köln'de ki galerisinde tablonuz var.
A friend of mine got one just like this in Germany.
Aynısından bir arkadaşım almıştı Almanya'dan.
Well now, Miss Maragon, if this son of mine is so offensive to your delicate sensibilities, there's more than one way to tree a coon.
Pekâlâ, Bayan Maragon, her ne kadar oğlum sizin hassas duygularınıza karşı kırıcı olsa da bu sorunu halletmenin başka yolları da var.
I paid that Ben Quick friend of yours... one thousand dollars for the rights to this land... and everything I find here is mine! Who knows?
Arkadaşın Ben Quick'e 1000 dolar ödedim, bu arazinin hakları için. Ve burada bulduğum her şey benim! Kim bilir?
Instead, I wanted something no one could take from me, mine alone, this eternal image of you.
Onun yerine, kimsenin benden alamayacağı, sadece bana ait olacak bir şeyi istiyordum : Sonsuza dek bende kalacak imajını...
Which one of these involvements is mine?
Karışmak için testerelerin hangisini alayım?
It's best to contact her through one of her relatives, a friend of mine.
En iyi bağlantı bir akranından ya da arkadaşından olur.
A friend of mine, the one from Genoa.
- Kim? Cenovalı olan. Benim arkadaşım.
One day I met a friend of mine.
O zamanlar belki bana her şey güzel görünürdü.
There's only one safe way in and out of the mine and I know it.
Madene girip çıkmanın tek güvenli yolu var.
Tush, Gremio... though it pass your patience and mine to endure her loud alarums... there'd be good fellows in the world, if one could but light on them... would take her with all het faults for the sake of her father's fortune.
Asla! Niye olmasın, Gremio. Sen ve ben onun zırıltısına dayanıyor olabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]