You need to know traducir turco
12,628 traducción paralela
You need to know that.
Bunu bilmen lazım.
There's a lot more you need to know.
Bu konuda daha bilmeniz gereken şeyler var.
You need to know, one way or another.
Öyle ya da böyle.
I already told you everything that you need to know.
Bilmen gereken her şeyi anlattım sana.
Mary, there's something you need to know.
Mary bilmen gereken bir şey var.
I'll tell you everything you need to know. But first, you must do something for me.
İstediğin her şeyi söyleyeceğim ama önce bir şey yapmalısın.
All you need to know is we stand to make a fortune.
Bilmen gereken tek şey, büyük bir servet kovaladığım.
What more do you need to know?
Daha ne öğrenmek istiyorsunuz?
I love you. But I need to know you're all in, that you're doing this because you want to be doing it.
Ama tamamen kendini verdiğini bilmem gerekiyor bunu gerçekten yapmak istediğin için yapmalısın.
I just need to learn how to let you, you know?
Beni sevmene izin vermem gerekiyor, anladın mı?
You need to let people know what's going on.
İnsanların neler olduğunu öğrenmesine izin vermeniz lazım.
And I know your legs are tired, but I need you to put your knees up for me.
Bacakların yoruldu biliyorum, ama bacaklarını bana dayamanı istiyorum.
Look, I-I know you say we're all in this together, but I need to get home to Nick.
Bak bu işte hep beraber olduğumuzu söyleyeceksin biliyorum, ama Nick'in yanına dönmem gerek.
When you need more, Ma, just let us know. We'll send it to you.
Bitince haber ver anne.
I need to know you've got my back.
- Arkamı kollayacak mısın bilmem gerek. - Tabii ki evet.
I hope I'm wrong, I really do, but if I'm not..... I need to know you've got my back?
Umarım yanılıyorumdur, umarım... Ama haklıysam... - Arkamda olduğunu bilmeli miyim?
You know, why is it that women feel the need to hide themselves when they cry?
Neden kadınlar ağlarken kendilerini saklama derdine girerler biliyor musun?
Then you know you need to do this for Christophe.
O zaman Christophe için bunu yapmak zorundasın biliyorsun.
Monty, I need you to look up something for me. If you Americans had any real sense of history, then you would know that your country's very inception is founded upon the acts and atrocities that you so earnestly now condemn.
Siz Amerikalılarda gerçekten tarih bilinci olsa ülkenizin doğumunun şu an ısrarla lanetlediğiniz eylem ve zulümlere dayandığını bilirdiniz.
I know why you think you need to do this.
Bunu niye yapman gerektiğini düşündüğünü biliyorum. - Hiçbir şey bilmiyorsun. - Hiçbir şey bilmiyorsun.
I guess I need to talk to the bank or something, you know?
Galiba bankayla falan konuşmam gerekiyor.
I need to know if you've heard from Eric.
Eric'le görüşüp görüşmediğini bilmem gerek.
If you know about the Black Claw, you need to tell us.
Eğer Kara Pençe'yi biliyorsanız anlatmak zorundasınız.
You know what, we need to close and get out of here.
Ne diyeceğim biliyor musun, burayı kapatıp buradan gitmemiz lazım.
I know this is a lot to take in, so if you need to Take some time and noodle on it, that's cool.
Eğer düşünmek için biraz zaman istiyorsan sorun değil.
You know what you need to do.
Ne yapman gerektiğini biliyorsun.
Because, Barry, I need you to know that it doesn't matter to me if you're The Flash or not.
Çünkü Barry Flash olup olmamanın umurumda olmadığını bilmeni istiyorum.
And I know you'll be there because I'm going to need you.
Yanımda olacağını biliyorum çünkü sana ihtiyacım olacak.
- Things that you still don't need to know.
- Hâlâ da bilmen gerekmeyen şeyler.
How much do you have to know when people are in need?
İnsanlar muhtaç durumdayken ne bilmen gerekir?
I-I need to know what you were doing driving that van.
Araba neden sendeydi öğrenmeliyim.
I'm glad to hear that,'cause I need your help in dealing with her before something horrible happens to people I know you still care about.
Bunu duyduğuma sevindim, çünkü senin de değer verdiğin kişilerin başına korkunç şeyler gelmeden bana yardım edebilecek tek kişi sensin.
It's a situation you will encounter in the field and you need to be able to recognize it so you know you have no choice.
Sahada da karşılaşabileceğiniz bir durum Bu durumları anlayabilmeli ve yapacağınız bir şeyin olmadığını bilmelisiniz.
Tom, I really need you to let me know how things are going.
Tom, bana bildirmen için sana ihtiyacım var nasıl gidiyor.
Need you to ping some cell towers let us know where it's been.
Birkaç baz istasyonuna ping atmanı istiyorum, nerelerde bulunduğunu bize söyle.
Yeah, I need to know how you feel about Nick and Adalind and their kid.
Evet, senin Nick, Adalind ve bebekleri hakkında ne düşündüğünü bilmem gerek.
I need you to know that.
Bunu bilmen gerekiyor.
Listen, Sean, but we need to place them in the house and we need to know that you didn't ask them to go there.
Bak Sean. Eve girdiklerini kanıtlamak zorundayız. Oraya senin göndermediğinden de emin olmak zorundayız.
You know, it's like, you have this plan for your life... right, and you know what you need to do and what your responsibilities are.
Sanki... Geleceğin için bir planın vardır yapman gereken şeylerin ve sorumluluklarının farkındasındır.
Tell me what I need to know... or you're gonna lose the other hand... one finger at a time.
Bilmek istediklerimi söyle yoksa diğer elini de kaybedersin. Tüm parmaklarını birer birer...
Gonna need to get to know a girl a little better before she lets you go running around up there.
Önce bir kızı iyice bir tanımalısın ki kız buraya girmene izin versin.
Man, the one time I need you to know this Comic-Con shit.
Bu kitap fuarı şeysini bilmeni istediğim tek sefer, lan.
Look, I know this is a tricky subject, but my friend's life is in danger, and I need to talk to you about Joe.
Bak bu biraz zorlu bir konu biliyorum ama arkadaşımın hayatı tehlikede ve seninle Joe hakkında konuşmam gerek.
Relax, I just need to know if you're telling the truth.
Sakin ol, sadece gerçeği söyleyip söylemediğini bilmem gerek.
So if we are doing this, I need to know you're all on board.
Yani eğer bunu yapacaksak, bu işte olduğunuzu bilmem lazım.
I need you to know why I'm doing this.
Neden bunu yaptığımı anlaman lazım.
Look, I know you've already been through all of this, but I need to do a work-up for my records, all right?
Bunları daha önce de yaşadığını biliyorum ama kayıtlarım için tahlil yaptırmam gerek.
I need to know you understand that.
Bunu anladığından emin olmak istiyorum.
Listen... I know we just met and we're having a great time making jokes, but... I have something really intense I need to talk to you about.
Dinle, yeni tanıştığımızı biliyorum çok güzel zaman geçiriyoruz, şakalaşıyoruz falan ama senle konuşmam gereken çok ciddi bir konu var.
I need to know that you're committed before we do anything else.
Başka bir şey yapmadan önce kendini buna adadığını bilmem gerek.
Need to know exactly why you're making me come down here in the middle of the night.
Gecenin bir yarısı buraya gelip ne istediğini bilmem gerek.
you need to know that 26
you need something 126
you need to rest 177
you need some help 125
you need me 391
you need a ride 61
you need help 387
you need to sleep 33
you need anything 203
you need to relax 122
you need something 126
you need to rest 177
you need some help 125
you need me 391
you need a ride 61
you need help 387
you need to sleep 33
you need anything 203
you need to relax 122