You will be fine traducir turco
512 traducción paralela
- You will be fine here.
- Burada iyi olacaksınız.
Soon you will be fine.
Yakında iyi olacaksın.
Here you will be fine, you ´ ll like this.
Burada iyi olacaksın, bunu seversin.
You will be fine here with us.
- Evet, efendim.
No, you will be fine.
Hayır, iyi olacaksın.
You will be fine.
İyi olacaksın.
Jack... You will be fine, dear.
Sana bir şey olmayacak canım.
You will be fine, Gabriel, just fine.
Her şey yolunda gidecek Gabriel, sorun çıkmayacaktır.
You'll be fine... or I'll fix it so you will be in due time.
İyileşeceksin ya da seni iyileştireceğim ki vaktinde işinin başında olasın.
You will be free to go home, free to live on that fine estate of yours... free to do anything you like, except to leave England.
Yurduna özgür döneceksin, malikanelerinde özgür yaşayacaksın istediğini özgürce yapacaksın, İngiltere'den ayrılmak hariç.
We'll go home and everything will be fine. All you have to do is just leave it to me.
Sen her şeyi bana bırak.
Mitsuko will grow up, and when you have a child of your own - it'll be fine.
Mitsuko büyüyecek, ve kendi çocuğun olduğu zaman - - İyi olacak.
With the fine job you've done I feel free to say, and the judge will bail me out, this town will be safe'til tomorrow.
Çalışmaların sayesinde şunu diyebilirim, ki hakimde benimle aynı görüşte, bu kasaba yarına dek güvende olacaktır.
Tomorrow will be fine. Did you get in touch with Miss Ordway?
Yarın uygun Miss Ordway ile konuştun mu?
Do as you're told and everything will be fine.
Sana söyleneni yap ve her şey yoluna girecek.
Train's on time. The car will be waiting in front of the station like you figured, facing you. Fine.
Evet, tren zamanında geliyor, araba düşündüğün gibi istasyonun önünde bekliyor, tam karşında.
And you open your mouth just like I want and everything will be fine.
Sen de ağzını benim istediğim gibi açarsan her şey iyi olur.
You might do the vacuuming and wash the dishes, that will be fine.
Ortalığı süpürüp, bulaşıkları yıkasan iyi olur.
I trouble to tell you this because you have a fine record. You will be a creative soldier, once you get all this...
Seni bunları söylemek için rahatsız ettim çünkü iyi bir sicilin var.
- This will be fine, thank you.
- Bu gayet iyi, teşekkürler.
We're all for the TVA and we want to help you, so if you'll cooperate on this point, everything will be just fine.
Hepimiz TKV'nın iyiliği için varız ve size yardım etmek istiyoruz Bay Glover. Eğer işbirliği yaparsanız her şey çok iyi olacaktır.
I'm sure that all you fine people are interested in knowing just what portion of this new land will be your new home.
Eminim ki hepiniz yeni bir yuva kurabilmek için bu toprakların ne kadarı size pay edilecek merak ediyorsunuz.
Well, I'm sure the baroness will be able to make things fine for you.
Eminim, Baroness her şeyi sizin için yoluna koyabilir.
I may be fine today, but you never know when the disease will eventually get you.
Bugün iyi olabilirim, fakat hastalığın seni ne zaman yakalayacağını bilemezsin.
One room will be fine. thank you.
Bir oda yeterli olacaktır, sağolun.
Everything will be fine, if you believe in it.
Her şey düzelecek, şayet inanıyorsan.
"and I know that sooner or later, you'll love me, and everything will be fine."
Er veya geç beni seveceksin ve her şey çok iyi olacak diyecek.
The park will be just fine with us, thank you.
Park iyi olur, teşekkür ederiz.
You young ladies are a fine tribute... to the excellence of your head mistress... to whom I will always be indebted.
Siz genç Bayanlar her zaman borçlu kalacağım müdüre hanımın mükemmelliğine çok yakışıyorsunuz. Bana yaptığı şeyi asla unutmayacağım.
Things will be fine in a few days when I finish my business Then I will keep you accompanied
Bir kaç gün sonra herşey yoluna girer işlerim bitince.... artık sana daha fazla vakit ayıracağım
Wherever you touch will be fine, but do it delicately.
Neresi olsa iyi olur, ama büyük bir özenle yap.
Your wife will be fine and healthy as long as you take good care of her.
Karına iyi bakarsan, sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürecektir.
Miss Edie, as long as there are chicken laying'... and truck drivin', and my feet walkin'... you can be sure... that I will bring you the finest of the fine... the largest of the large, and the whitest of the white.
Bayan Edie, tavuklar ürediği sürece... kamyon gittiği sürece ve ben yürüyebildiğim sürece... emin olabilirsiniz... Size iyinin en iyisini... büyüğün en büyüğünü ve beyazın en beyazını getireceğim.
"I do hope everything is fine and you will be here."
"Umarım her şey yolundadır ve buraya gelirsin."
If you'd rather... tomorrow will be fine.
Eğer istersen yarın hava güzel olacak.
I want you to know that the "equipment" we borrowed, is in fine shape and will be returned to you very soon, if nothing interferes with it.
Senden aldığımız malzemeler sağlam durumda. Eğer bir müdahale gerçekleşmezse çok yakında onlara kavuşacaksın.
You'll see, everything will be fine.
Göreceksin her şey yoluna girecek.
Everything will be fine, you'll see...
Sokakları temizleyen Mösyö Musa'nın ikizleri.
Everything will be fine when He's back You'll bring trouble upon He if you refuse
O dönünce herşey bitecektir yoksa işler daha kötü olur!
You just do what we rehearsed and everything will be fine.
Provada yaptığımız gibi yap yeter, bir şey olmaz.
You just act naturally and everything will be fine.
Doğal davranırsan, her şey yoluna girecektir.
You'll be 18 soon and everything will be fine.
Yakında 18'ine gireceksin ve her şey düzelecek.
You may have to pay some back taxes, a big fine, but there will be no prison.
Vergi kaçırdığın için yüklü miktarda ceza ödemen gerekebilir... ama hapisten kurtulacaksın.
If the dog's the only thing standing between you, then if I take her away, everything will be fine for Diane, right?
Eğer köpek aranızdaki tek engel ise onu senden alırsam, Diane için her şey yolunda olacak, değil mi?
- Whatever you have will be fine.
Kendine alacağın içkinin bana uyacağından eminim Norm.
You'll have amniocentesis, and the baby will be fine.
Amniyosentez yaptıracaksın ve bebek iyi olacak.
Are you sure that's not too much air or anything? She will be fine.
- Bir şey olmaz.
My daughter will be fine, thanks to all of you.
Kızımın durumu iyi sizler sayesinde.
You'll be fine, you just lay there. Dr. Horvath will take care of you.
Doktor Horvath, seni iyileştirecek.
Yeah, it's going be fine, will you?
Evet, bir sorun çıkmayacak, tamam mı?
Whatever you do will be fine.
- Ne yaparsan yap iyi olacaktır.
you will be 199
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will never 26
you will lose 34
you will do as i say 21
you will regret this 18
you will 1671
you will stay here 27
you will do it 20
you will pay 32
you will obey me 20
you will pay for this 26
you will lose 34
you will do as i say 21
you will regret this 18
you will 1671
you will stay here 27
you will do it 20
you will pay 32
you will obey me 20
you will pay for this 26