English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ О ] / Откуда они пришли

Откуда они пришли traducir turco

69 traducción paralela
Откуда они пришли?
Nereden geldiler?
Откуда они пришли?
Nereden geliyorlar?
Там, откуда они пришли, ещё много парней.
Geldikleri yerde daha çok var, inan bana.
- Откуда они пришли?
Hangi yönden geldiler?
Откуда они пришли?
Bunlarda nerden çıktı?
- Откуда они пришли?
- Onlar nereden geliyordu?
Вот откуда они пришли.
Geldikleri yer orası işte.
Узнай откуда они пришли и кто они.
Nereye gittiklerini ve kim olduklarını öğren.
- Я знаю откуда они пришли.
Nereden geldiklerini biliyorum Miles.
Откуда они пришли и сколько их было?
Nereden geldiler, kaç kişiydiler?
Смейтесь, если хотите, но я верю, что нахождение этих Алтеран и того, откуда они пришли, должно быть нашим главным приоритетом в дальнейшем.
Eğer gülmek istiyorsanız gülebilirsiniz, ancak bu Altera'lıları ve nereden geldiklerini bulmak, bu noktadan sonra bizim için en öncelikli iş olmalı.
Отправьте их назад откуда они пришли.
Hepsini geldikleri yere gönderin.
"Те, кто находился там против своей воли и кого эта девочка увидела освободились и вернулись туда, откуда они пришли".
"Rızası olmadan çağırılmış, kızın gözü önünde olanlar azad edildi, düzeltildi ve geldikleri yere geri gönderildi."
Откуда они пришли?
Bunlar nereden geldi?
А Граймс отправляет их туда, откуда они пришли.
Grimes da onları geldikleri yere geri gönderiyor.
я отправил их обратно туда, откуда они пришли.
- Kamyonundaki adamları ne yaptın? - Geldikleri yere geri gönderdim.
Наши сила и дух будут вдохновлением для других. Нью Джерси понемногу отступают к той пустынной земле откуда они пришли
Bu cesaretimizden ilham alan diğer kentlerin sayesinde New Jersey yavaş yavaş geri çekilerek geldikleri perişan kentlerine geri döndüler.
Откуда они пришли?
Bunlar da nereden çıktı?
Включая след денег из прачечной - - откуда они пришли и для чего используются.
Hawala dükkânındaki parayı, paranın nereye gittiğini, ne için kullanıldığı da biliyordur.
Сок, ты должна послать этих грёбанных клыкастых туда, откуда они пришли.
Sook, soktuğumun vampirlerine hangi cehennemden geldilerse oraya dönmelerini söylemen lazım.
Кто-нибудь видел, откуда они пришли? ! Черт, нет!
- Nereden geldiğini gören oldu mu?
Вы спросили, откуда они пришли, кто их хозяин?
Bir kez girdi. Papazla konuşun.
Мы должны возвращать их туда, откуда они пришли.
Geldikleri yere geri göndermemiz gerek.
Им нужно знать откуда они пришли
Nereden geldiklerini bilmeleri gerek.
Она зашли на нашу территорию, и мы отправим их туда откуда они пришли.
Onlar bizi bozamazlar! Topraklarımıza izinsiz girdiler..
Посмотрим откуда они пришли.
Nereden geldiklerini görelim.
Возможно, я способен отправить их назад туда, откуда они пришли.
Sanırım onları geldikleri yere gönderebilirim.
- Откуда они пришли?
- Nereden geliyorlar?
Там, откуда они пришли, их ещё больше.
Geldiğim yerde bundan çok var.
Я хочу знать - откуда они пришли.
Nereden geldiğini bilmek istiyorum.
Теперь они бегут туда, откуда пришли, бегут по землям, которые сами и разорили.
"Saldır" kelimesi sürekli ağzınızda.
Тем не менее, надо противостоять врагам Эльдорадо, откуда бы они не пришли.
Bu nedenle artık Eldorado'nun düşmanları ile yüzleşebilirim, burada ve ülke dışında.
Люди, которые не знают, кто они такие, откуда пришли, но говоришь им, что делать - и они делают!
Kim olduğunu, nereden geldiğini bilmediğin insanlara sahip oluyorsun... ama onlara bir şey yapmalarını söylüyorsun ve yapıyorlar.
Когда они смотрят назад, откуда вы пришли...
Nereden geldiklerine baktıklarında...
Никто не знает, кто они или откуда пришли но они могут чувствовать смерть.
Kimse kim olduklarını ve nereden geldiklerini bilmez ama ölümü hissedebilirler.
Из чего они сделаны - никто не понимает. Откуда пришли к нам - лишь Бог знает.
Nereden geldikleri bir sırdır Hiç kimse bilmez
- Они исчезают. Туда откуда пришли.
Geldikleri yere dönüyorlar.
Откуда бы ни пришли твои догадки, они поразительно точны.
Önsezilerin nereden geliyorsa ürkütücü derecede doğrular.
Значит, в том мире, откуда мы пришли... Они умерли.
Yani, geldiğimiz dünyada öldüler.
Но это первое свидетельство того, что они пришли сюда... - очень давно и откуда-то издалека.
Ancak bu, onların bundan çok çok daha önce buraya çok uzaklarda bir yerden geldiğini gösteren ilk kanıt.
Когда ее не станет род демонов уйдет в небытие, откуда они и пришли.
Onun ölümüyle şeytanlar, geldikleri karanlığa tamamen geri dönecek.
≈ сли эти не вернутс € туда, откуда они, нахер, пришли, нас будут выслеживать.
Eğer geldikleri cehenneme geri dönmezlerse, hepsi peşimize düşer.
У нас нет никакой информации об этих шлюхах Мы не знаем ни кто они, ни откуда пришли
Bu fuhuş çetesiyle ilgili hiçbir bilgimiz yok, kim olduklarını nereden geldiklerini bilmiyoruz.
Если можете выяснить, откуда у них деньги, можете понять, от кого они пришли.
Paralarını nereden aldıklarını bulduysanız nerede geldiklerini de bulmuşsunuz demektir.
Я не знаю, кто они или откуда пришли.
Kim olduğunu ya da nereden geldiğini hiçbir zaman bilemeyeceğim.
И людей, от которых ведут мои корни... они делали это, а ты сама говоришь, да и все остальные тоже, мы те, откуда мы пришли.
Geldiğim yerdeki insanların kim olduklarını bilmek istiyorum. Senin ya da diğerlerinin nereden geldiğini ve bunları neden yaptığımızı bilmek istiyorum.
Так что пусть все они валят туда, откуда пришли.
Böylece hepsi geldikleri yerlere dönebilirler.
Известно, откуда они пришли?
- Nereden geldiğini biliyor muyuz peki?
Я желаю, чтобы они вернулись туда, откуда пришли.
Ait olduklara yere geri gitmelerini istiyorum.
Что ж, откуда бы они не пришли, им не рады в моем королевстве.
Nereden gelirlerse gelsinler benim krallığımda barınamayacaklar.
Нет ничего такого в доставшемся мне наследии, в моих предках, откуда бы они не пришли, в их месте в этом мире, что бы дало мне малейший намек на то, какова будет моя судьба.
Miras kalan hiçbir şey yoktu, ne ailemden, ne geldikleri yerden ne bu dünyadaki konumları sayesinde kaderimdeki yere ulaşmak için avantaj sağlayabileceğim hiçbir şey yoktu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]