Bir oğlum var traducir inglés
1,099 traducción paralela
Küçük bir oğlum var. O çok hasta.
I covered the mirrors for his sake.
Kurnaz bir oğlum var.
I've got one smart son.
Benim bir oğlum var!
I got a son!
Bir oğlum var!
I got a kid!
Küçük bir oğlum var.
I have a little son.
Bir oğlum var.
I have a son.
Başka bir oğlum var.
I have another son.
Mahcubum çünkü kötü giden bir evlilik yaptım,... mantıksız bir işim var,... ve caddede görsem zar zor tanıyacağım bir oğlum var.
Embarrassed that I had a marriage that failed, a job that didn't make sense, a son I'd barely recognize if I passed him on the street.
Tek bir oğlum var, o da bugünü yaşıyor.
I only got one son and he acts like there's no tomorrow.
Bak, tam senin yaşlarında bir oğlum var.
Look, I got a boy just about your age.
Benim de bir oğlum var.
You know, I have a young nipper of my own.
Benim bir oğlum var.
I've got a son.
Senden pek de büyük olmayan bir oğlum var.
I have a son not much older than you.
Bana ihtiyacı olan bir oğlum var.
I have a son who needs me.
Benim bir oğlum var ama yedi yıldır görmedim.
I have a son I've hardly seen in seven years.
Düşünmem gereken bir oğlum var.
I got a little boy to think about, okay?
9, 10 yaşlarında bir oğlum var.
I got this kid, 9, 10 years old.
Benim de küçük bir oğlum var.
I have a boy of my own.
İlk evliliğimden bir oğlum var.
I have one son, Bill, by my first marriage.
gördünb... ben ve bir oğlum var.
You see... I've only one son.
Muhtemelen boşanacağız ama bir oğlum var ve bir babası olmasını istiyorum.
Maybe our marriage is over but I have a son and I want him to have a father.
- İki kızım bir oğlum var.
- l have two girls and a boy.
Beni tanımayan bir oğlum var.
I've got a son who doesn't even know me.
Tek başıma büyüttüğüm bir oğlum var.
I have a son that I'm raising alone.
Benim de bir oğlum var, sizinkinin yaşında.
I have a son of my own, about your boy's age.
Çocuğunuz yok, değil mi? - Beş yaşında bir oğlum var.
- I have a five-year-old son.
Astronot olmak isteyen bir oğlum var.
I got a kid who wants to be an astronaut.
Hey, oğlum, bir şoföre ihtiyacım var.
Hey kid, I need a contract driver.
Oğlum var ya, bir fotoğraf için neler vermezdim.
Boy, what I wouldn ´ t give for just one picture.
Şükürler olsun ki bir oğlum daha var.
Fortunately... I have another son.
Bir sorun mu var, oğlum?
You seem troubled, my son.
Temelde bir bozukluk var, oğlum.
Basically defective, my boy!
Gel oğlum, senin için bir kemiğim var.
Here, boy, I've got another bone for you.
Bu ufaklık Neal Jr, minik mücevherim Marti, ve buralarda bir yerde bebek oğlum Seth var.
This little guy's Neal Jr, my little gem, Marti, and somewhere around here is my little baby boy, Seth.
Bir sorun mu var oğlum?
Something wrong with you, my boy?
Bir oğlum ve bir kızım var.
I have a boy and a girl.
Harika bir mürettebat var burda oğlum ve sana çok değer veriyorlar.
It's a great crew, son. And they think the world of you.
Bir tek oğlum var.
But I should get dowry.
- Bir oğlum var.
I have a son.
- Geber o zaman! Bir oğlan, ha? Benim zaten bir oğlum var!
I already have a son! Behind those mountains is the ocean.
Benim zaten bir oğlum var. Birinin isteyebileceği en iyi oğul.
I already have a son.
Bak, burada asil bir güzel var. Değil mi oğlum.
Hey, here's a proud beauty, hey, boy?
Bir sorun mu var, oğlum?
Is anything the matter, my son?
Sanırım şunu bilmen gerekiyor, Tim son birkaç gündür, seni gördüğüm her zaman sana baktığım her zaman senden aldığım tek karşılık Tanrı'ya şükürler olsun ki bir oğlum daha var oldu.
I think you should know, Tim... the last few days, every time I have seen you... every time I have looked at you... the only response I have had is to thank God I have another son.
İçinde bir ışık var, oğlum.
You've a light in you, boy.
Bir ailem var, bir karım, küçük bir oğlum.
I have a family, a wife, a little boy. Please.
Şimdi oğlum, sırada çok özel bir şey var.
And now, son, something really special.
Zor bir hayatın var, değil mi oğlum?
Life is rough for you, isn't it, son?
En büyük oğlum Timmy'nin ağır bir öğrenme bozukluğu var.
Timmy, my oldest has a learning disability.
Bir oğlum, bir de kızım var.
I have a son and a daughter.
- Ve bir de oğlum var.
- And one boy.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oğlan 76
bir oda 17
bir otel 16
bir oda istiyorum 30
bir oyun daha 18
bir öpücük 47
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oğlan 76
bir oda 17
bir otel 16
bir oda istiyorum 30
bir oyun daha 18
bir öpücük 47