Bir oda traducir inglés
6,919 traducción paralela
Yani içinde uyanık olmamak için bir oda mı var?
So you've got a whole room for not being awake in?
Waldorf'da başka bir oda.
Another suite at the Waldorf.
Böyle bir oda için harika olur.
Perfect size for a room like this.
Biliyor musun, İçeride nabzı tavanda seyreden bir oda dolusu insan var.
You know, there is a room full of people whose pulses are probably sky-high with fear right now.
Bir oda dolusu insanın içine dalıp ne olduğumu açığa çıkarmak istemiyorum diye mi böyle diyorsun?
And now I'm what? I'm not willing to jump into some room and expose what I really am in front of all those people?
O'na kendisi için bir oda ayarlayacağım.
I will arrange for her to have chambers of her own.
Siz ikiniz gidin bir oda bulun.
You two, get a room.
Bir oda dolusu satıcıya az önce bir çanta dolusu söz verdim.
I just promised a room full of retailers a briefcase.
Bir oda kiralamak zorunda olmadığım için para biriktireceğim.
I will save money because I won't need to rent a room.
O zaman pencereli bir oda bul ve ay ışığını içeri al.
Then get a room with a window and let the moon shine in.
Bir oda dolusu insana kendi gazımı veriyorum, ve artık kokuyu fark etmiyorlar.
A room full of people so accustomed to their own flatulence, they don't notice the stench anymore.
Ufak bir oda alacaksın ve leş gibi kokacak.
You'll get a tiny room, and it stinks.
Ayda zar zor bir oda alabiliyorum.
I'm barely getting one booking a month.
Bir oda dolusu kadının güleceği kadar komik mi bilmem ama... Hayır, Rita.
I don't know if it's "a room full of women laughing" funny, but...
Daha küçük bir oda bulamadın mı?
I swear on my- - You couldn't find a smaller room for us to talk in?
Lexington'da bir oda tutup, Kendal'a yakın olmalıydım.
I should have gotten a room up in Lexington, stayed close.
Ya başka bir iş bul, ya da başka bir oda.
Eitherfind another job orfind another room.
Siz ikiniz bir oda bulun.
Get a room, you two.
Bir geyşa ile dışarı verme Özel bir oda vardı çünkü Sen aramadın?
You didn't call because you were in a private room making out with a geisha?
- Ben bana bir oda verdi.
Ben gave me a war room.
Yani bir oda boşalacak.
So there's a room free.
Arkada içkilerin yarılandığı bir oda olması lazım ayrıca duvara yeni dalga Fransız filmi yansıtacaklarmış.
There's supposed to be a room in the back where drinks are half off and they project French new-wave cinema onto the wall.
Joe beni COMDEX'in dışında bırakmaya çalışıyor ve sana onun ne kadar sinsi olduğunu söylememe gerek yok ama Strip Otel'de boş sadece bir oda kalmış ve Vegas'a da ilk uçuşu almak zorundaydım.
Joe's trying to box me out of COMDEX and I don't have to tell you what a snake he is, but there was only one room left on the Strip and flights to Vegas were shooting up.
- Otelde bir oda alıyoruz.
- We're gonna make room in the inn.
Ona bir oda kiraladım.
I rent him one room.
Arkada kullanabileceğimiz bir oda var mı?
Is there a back room we can use?
Küçük bir oda var burada.
A little room here.
Aslına bakarsan, takımda her zaman fazladan bir oda vardır.
You know, there's always room on the team for one more.
Merasime katıldık, yürüyüp gittik. Orada küçük bir oda vardı.
We did the ceremony, we all walked away, and there's this little room.
İniş bölgesinden gelirken fark ediyorsunuz âdeta bir lütuf, küçük bir nöbetçi kulübesi, ufacık bir oda.
Like, you notice it when you're coming off the LZ in blessing, kind of going in to blessing, there's a little guard post, a little itty-bity room.
İmkanlardan bahsetmişken yarın için sana bir oda ayarlaşmışlar.
I spoke to a facility, and they're gonna have a room for you starting tomorrow.
Şimdilik değil ama ona bir oda verebiliriz.
Ah, not yet, but we have a spare bedroom.
Oda B36. Bir çeşit cihaza bağlanmıştı.
She was strapped to some sort of device.
Hayır, bir şey ima etmeye çalıştım, oda arkadaşımın kız arkadaşına çakmamak gibi, yani...
No, I try to make a point of not banging my roommate's girlfriend, so...
Çağırdığı zaman yemin ederim oda buz gibi oldu sanki bir bulut güneşin önüne geçmiş gibi.
And when she did, I swear the room went cold, as if a cloud had passed in front of the sun.
Bak, şimdi gidip webcamde para için striptiz yapacağım, Ama herhangi bir sorun olursa, Oda arkadaşın Sam'e sorarsın.
Listen, I got to do this paid webcam thing in my room, but if you have any other questions, just ask your roommate Sam.
Yani,... oda bombayı üretmeye monte etmeye uygun bir yer miydi? Elbette.
I mean, would the room have bee a convenient place to assemble a bomb?
O zaman neden patlamadan bir gece önce Griffin'de oda kiraladı?
So why did you rent a hotel room at the Griffin the night before the explosion?
Peki kim bu adam, neden ikinci bir telefon, neden 147 nolu oda?
So who is this guy, why a second phone, and why room 147?
Yani demek istediğim, gizli bir telefon.. ... 147 nolu oda, bu komploya daha yatkın bir dava olmalıydı.
I mean, a secret phone, room 147... this case had conspiratorial promise.
Tamamen gurme bir mutfak, eğlence amaçlı bir sürü oda.
Ta-da! Full gourmet kitchen, plenty of room to entertain.
Oda arkadaşıyla konuştuk. Ve onu bir hayran gibi davranması için, tuttuğunuzu söyledi.
We talked to her roommate, and she that you hired her to play groupie last night.
- Başar, o bir hasta olduğu için, Bir kötü kırık bilekle uyurgezerlik, Bir doktor salon oda duvara yazı.
- Awesome, because he is a patient, sleepwalking on a badly broken ankle, writing on a doctor's lounge room wall.
Yılanın dişinden daha keskin bir şey varsa oda nankör bir evlat yetiştirmektir. "
"How sharper than a serpent's tooth it is to have a thankless child."
Ve o benim problemim, çünkü şahit benim, ve oda mahşerin bir atlısı Sen burda yokken savaştığımız bir şey.
And he is my problem, because I am a Witness, and he is one of the Horseman of the Apocalypse, something we have been fighting long before you got here.
Bu oda dünyaların arasındaki bir geçit Leonardo.
This room, Leonardo, is a threshold between worlds.
Sanırım bir kaç hafta oda arkadaşı olacağız.
Guess we're gonna be roomies for a few weeks.
Ertesi gün, aynı kart bir apartta Oda tutmak için kullanılmış.
Next day, same card was used to book a room at an extended stay hotel.
Bir keresinde bir haftalığına oda tutup buradan hiç ayrılmadıklarını biliyor musun?
Do you know once they stayed here for an entire week in bungalow five and never left the room?
O oda için 30 kişilik bir bekleme listem var.
I have a waiting list 30 names long for that room.
Tamam, bakın, her cuma mangırları bir spor çantasına koyarım ve Wint'in toplum merkezine getiririm. 265 numaralı oda ve onlar da hesap cüzdanlarında bunları bunları hayır bağışı olarak işaretlerler.
All right, look, every friday, I put cash into a duffel bag and bring it to Wint community center, room 265, and they mark it down as a charitable donation in their account book.
bir oda istiyorum 30
odasında 65
oda mae 24
odada 25
odama 19
odamda 36
odaklan 47
odaklanın 19
odam 18
odama gel 18
odasında 65
oda mae 24
odada 25
odama 19
odamda 36
odaklan 47
odaklanın 19
odam 18
odama gel 18
odan 25
oda servisi 98
oda ne 16
odana git 107
odasında değil 16
oda servisi mi 22
odanız var mı 16
odamda olacağım 17
bir önemi yok 44
bir oyun 38
oda servisi 98
oda ne 16
odana git 107
odasında değil 16
oda servisi mi 22
odanız var mı 16
odamda olacağım 17
bir önemi yok 44
bir oyun 38