Bir öpücük traducir inglés
3,526 traducción paralela
Bir öpücük.
- A kiss.
Bir öpücük. Sürgünüm kadar uzak. İntikamım kadar tatlı.
O, a kiss long as my exile sweet as my revenge.
Öyle zayıfsın ki bir öpücük bile seni öldürebilir
You are so weak. I would kiss and kill you.
Anneni kucakla ve kocaman bir öpücük ver, ona : " Seni seviyorum,
Give mommy a big hug and kiss and say, " l love you.
küçük bir sır, Sen on üç yaşındayken arka bahçede bir öpücük çalmıştın.
The small bike, the stolen kiss in the garden if you're thirteen.
Bir öpücük alabilir miyiz?
Please can we have a kiss?
Bir öpücük ver.
- ♪ Oh yeah, oh yeah... ♪ - Gimme a kiss.
Annene bir öpücük ver bakayım.
Give your mama a kiss.
Bana bir öpücük verdi ve bütün kardeşlerine banyo yaptırdı. Aynı annesi gibi.
Then she gave me a kiss, washed the whole brood and replaced her mother.
Hanımefendiye de bir öpücük yolla.
Blow a kiss to his lady.
Ve bana bir öpücük verdi.
And the postman gave me a kiss.
Bir öpücük ver.
Give me a kiss.
Bir öpücük daha ver, ineyim aşağıya.
One kiss, and I'll descend.
Tek tesellim, yukarı uyumaya gittiğimde, yatakta yatarken annem bana.. bir öpücük verirdi.
My only consolation was, when I went upstairs to sleep, that mom would come to give me a kiss, when I lay in bed.
Bir öpücük ver.
- Give me a kiss.
Bu şarkı beraber olduğumuzda sonunda kendimi bir öpücük için yalvarırken bulduğum yerle ilgili.
This song is about the place I usually find myself when we're together which is begging for a kiss.
Bir öpücük ver bana
Give me just one kiss
Yanağıma bir öpücük Aşkın bir izini bırak
A kiss on my cheeks Leaving a mark of love
Kalbimden bir öpücük Bana seni çok özletir
A kiss in my heart Makes me miss you so
Dudaklara bir öpücük, sonra dilini ağzından içeri sok ve daireler çiz.
Un beso on the lips. But then put your tongue inside his mouth and move it in circles.
Dudaklara bir öpücük!
A kiss on the lips!
Kocaman bir öpücük verecek misin?
Do you want to give me a big kiss?
Kocaman bir öpücük.
Give me a big kiss.
"Bir öpücük versene"
"Give me a kiss."
Şimdi bir öpücük çalmaya çalışacak mısın?
Are you gonna try and steal a kiss now?
- Sadece küçük bir öpücük.
- Just a little kiss.
Bir öpücük.
A kiss.
Elbette Bayan Temple onursal G-Woman olmayı ve bir öpücük vermeyi kabul ederseniz neden olmasın.
Why, yes, Miss Temple. If you agree to be an honorary G-Woman, and give me one little kiss.
Eğer bana bir öpücük verirsen, haraç almayacağım.
If you agree to kiss me, there will be no fine.
Umarım beni dövmek yerine bir öpücük verirsin.
I hope you don't slap me and call it a kiss.
Cambridge'e giden trene bindiği zamanki gibi küçük kasabasına son bir kez daha bakıp, ona bir öpücük atıp "hayat, işte ben geliyorum" diye düşündü.
As she boarded the train for Cambridge, she took one last look at her small town and blew it a kiss thinking, "Life, here I come."
Öylesine mi yoksa harbi bir öpücük mü?
Is it a soft kiss or a deep kiss?
Annem bize yıllardır yaşattığı acıyı ya da hayal kırıklığını kuru bir öpücük, aile yemeği ya da sarılarak telafi etmeye çalıştıkça kafama bir tane sıkasım geliyor.
You know, I want to shoot myself in the head when I think about mom trying to wipe away years and years of pain and disappointment with a hug or a kiss or a fucking family dinner.
Hadi, bir öpücük ver bana.
Come on, give me a kiss.
Sadece bir öpücük.
Just one kiss.
Bir öpücük bebeğim, lütfen.
One kiss, baby, please.
Annene bir öpücük vereyim.
I will give a kiss to mama.
Yürekten bir öpücük.
Just as cordial.
O yüzden bir öpüşme standı açıyorum Bir dolara bir öpücük ve kazandığım para Glee kulübünün yani bizim olucak.
So, I'm setting up a kissing booth for a dollar a smooch, and donating the proceeds to Glee Club to help us...
Ben hala gerçek bir öpücük istiyorum.
I still want a real kiss.
Açıkçası randevumuz sonuna yaklaşırken küçük bir öpücük bekledim ama... -... sanırım zamanlaması uygun değildi.
Frankly, I did expect a little snog as the date drew to a close... but I guess the timing just wasn't right.
* Ve senden... * * Bir öpücük *
♪ and your... kiss. ♪
Biliyorsun, her şeyden bir öpücük için vazgeçtin.
You know, you gave it all up for one kiss.
Bir öpücük.
One kiss.
Sana büyük bir öpücük verecektim ama nefesin bu sabah çok kötü kokuyor.
I'd give you a big kiss on the mouth but your breath is very bad this morning.
Tek bir öpücük, o zaman kesin kez bilebiliriz.
Just one kiss, then we can know without a doubt.
Scrum'ın bir deniz kızından öpücük aldığını herkesin duymasını sağlarım.
But, by God, I'll have it said That Scrum had himself a kiss from a proper mermaid!
İnternette gösteren bir video var 2 tane.. biri normal öpücük diğeri tutkulu
They have a video on the Internet that shows you. Two. One for regular kissing, and one for passionate kissing.
Bu bir dolarlık öpücük değildi.
That was not a dollar kiss.
Bir öpücük kondurmak için sabırsızlanıyorum.
I just can't wait to lay one on him.
* Bir öpücük *
♪ kiss. ♪
bir öpücük ver 95
öpücük 65
öpücükler 18
öpücük yok mu 21
öpücük ver 20
öpücük mü 16
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir oğlan 76
bir oda 17
öpücük 65
öpücükler 18
öpücük yok mu 21
öpücük ver 20
öpücük mü 16
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir oğlan 76
bir oda 17