Bir şey yapma traducir inglés
1,831 traducción paralela
Benim yapmayacağım bir şey yapma.
Don't do anything I wouldn't do.
Sadece oralığı karıştıracak kıçını kovduracağın bir şey yapma, tamam mı?
A lot, okay? Don't do anything to mess up and make me have to can your ass.
Sakın bir daha öyle bir şey yapma.
Don't ever do it again.
Buraya gelmek istedi Sadece kötü bir şey yapma, tamammı?
He wanted to come around. Just don't do anything bad, OK?
Anlaşmayı riske atacak bir şey yapma.
Do nothing to jeopardise the arrangement.
Ona bir şey yapmasını söylemedim. Yapma baba.
I do not I told him to make a beautiful thing.
Lütfen Jun Pyo'yu utandıracak bir şey yapma.
Jaegyeong, stop acting like a tomboy. Please behave yourself, so you don't embarrass Junpyo.
Tanrı aşkına, kötü bir şey yapma.
For sake, don't do anything drastic.
Sakın pişman olacağım bir şey yapma.
Don't do anything I'll regret.
Arthur, aptalca bir şey yapma.
- arthur, don't do anything foolish.
Bir daha böyle bir şey yapma.
Don't ever do that again.
Teddy, aptalca bir şey yapma.
Teddy, don't do anything stupid.
Evde kalman daha iyi, bir süre bir şey yapma.
You better stay home, do nothing for a while.
Farklı bir şey yapma.
don't deviate from your routine.
- Bir daha sakın böyle bir şey yapma.
Don't ever do anything like that ever again.
Şimdi gerçekten geleceği olan bir şey yapma fırsatı geçti elime.
And now I have this opportunity to do something that really does have a future.
Bir şey yapma, tamam mı?
Don't do anything, all right?
Nami! Çılgınca bir şey yapma!
Nami, don't be reckless!
Onları sinirlendirecek bir şey yapma.
Don't do anything to piss them off.
Ben de daha özel bir şey yapma yetkisini kendime verdim.
I have taken it upon myself to do something a little more special.
Lütfen onu incitecek bir şey yapma.
Please, do not do anything that's gonna hurt him.
Pişman olacağın bir şey yapma, kızım.
Don't do anything you might regret, girly.
- Bir şey yapma mı diyorsun?
So I let it go, do nothing?
Tamam, ama bir şey yapma.
Okay, just don't do anything.
Hayır! Çocuklara bir şey yapma!
Not the children!
Hayır, bir şey yapma.
No, no, no. Don't do anything.
Sadece ona bir şey yapma.
Look, just don't hurt her.
- Ne var be? - Irkla ilgili bir şey yapma.
TWO GAYS GUYS WALK IN A BAR...
Cinsel bir şey yapma sakın.
Well, don't do anything sexual.
Lütfen, onlara bir şey yapma.
Please, don't do anything to them.
Aptalca bir şey yapma yoksa kız ölür.
Don't be stupid. Or she's dead.
Aptalca bir şey yapma.
Don't do anything stupid.
Bununla ilgili bir şey yapma.
I think you should just let this blow over.
Peki, düşme ya da kendine zarar verme ya da bu kanyonda seni öldürmeye sebep olacak hiç bir şey yapma.
Okay, don't fall or get hurt or do anything that might cause you to die in this canyon.
Olumlu bir şey yapma şansınız var artık.
This is your chance to do something positive.
Biraz önce bana, elini sallayarak bir şey yapma emri mi verdi o?
Did he just order me to do something by waving his hand?
Eğer önünde onu aramak gibi bir olasılık olsaydı buna ihtiyacın olsaydı ama buna engel olsaydın... Yani onu aramayı istiyorsun ve telefonun bu seferlik hoş karşılanacağını da düşünüyorsun. Eğer farklı bir şey yapma şansı olan bir adam olsaydın mesela buna romantik bir şey diyelim.
If you knew a certain gesture, like, say, calling... would be considered "needy", and therefore a turnoff... but you wanted to call, and you felt... this call could be welcomed this one time... if you were the one person who took a chance to do something different... maybe even some would call it romantic... like calling for another date... a date that... if someone were counting, could be numbered above five... say six... do you think that would be considered manly?
Lütfen bir şey yapma.
Please don't do anything.
Yapma. Yok öyle bir şey.
Oh, please, there's no such thing.
Canım yapma bu son parti.Harika olacak 30 yılda 1 gelen bir şey
Babe, come on. This is the last party of my college career. It's going to be amazing.
Yapma, herkes seksi bir şey olmak istiyor.
Morning, Son.
- Konuşacak bir şey yok. - Yapma ama.
- There's nothing to talk about.
Tanrım, sanki Morgan ailesi laneti gibi bir şey var... Olabilecek en kötü seçimi yapma konusunda.
God, it's like a Morgan family curse or something - make the worst choice possible.
Yapma, sürpriz diye bir şey yoktur.
Oh, please, there's no such thing.
Hayır. Bir şey yapma uzaklaş.
Don't do anything.
- Sonra birden bir şey "hayır, yapma" dedi.
- And then something said "no, don't."
Hiçbir şey, yapma dediğimiz bir şeyi yaptığın gerçeğini değiştiremez.
None of it changes the fact that we told you not to do something, and you did it anyway.
Sana katilin kim olduğunu söyledi ve senin de tek yapma gereken şey bir hikaye uydurup parayı almaktı.
And he told you who the killer was, and all you had to do was come up with a story and collect the money.
Başka bir şey yapma.
You're off the case.
Bir süreliğine, ne istersen yapma hakkı kazandığını hatırlatsın. ister bu ister başka bir şey.
And that you... you earned the right to do exactly what you want for a while, whether it's this or... anything else.
Şimdi, aşırı tepki verme ama belki şeyi konuşmaya başlamalıyız bir tür şey yapma ihtimalini ne deniyordu onlara? "Anlaşma".
Now, don't overreact, but maybe we should start talking about, you know, the possibility of getting some kind of a- - what do you call them? - - prenup.
bir şey yapmadım 49
bir şey yapmalısın 18
bir şey yapmayacağım 29
bir şey yapmalıyız 45
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şey yapmalısın 18
bir şey yapmayacağım 29
bir şey yapmalıyız 45
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17