English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bir şeyler yapmalısınız

Bir şeyler yapmalısınız traducir inglés

113 traducción paralela
Çok meşgul biri olduğunuzu biliyorum, ama bir şeyler yapmalısınız.
I know you're a very busy man, but you must do something.
Bayan Antony, bu konuda bir şeyler yapmalısınız.
Mrs. Anthony, you have to make him do something about this.
Bir şeyler yapmalısınız...
You've got to do something...
Barnaby için bir şeyler yapmalısınız hem de hemen.
You've got to do something about Barnaby right away.
Gerçek bu ve bir şeyler yapmalısınız.
- Well, you've got to do something about it.
- Bir şeyler yapmalısınız!
- You must have something!
Kaptan belki de bir şeyler yapmalısınız...
Maybe you have to be, Captain, to do something like this.
Dayanılmaz.Bayan Pinkerton'un disiplinsizliği hakkında bir şeyler yapmalısınız.
Intolerable! Something has to be done about Miss Pinkerton. No discipline.
Bir şeyler yapmalısınız.
That's what I want you to do something about.
Onun için bir şeyler yapmalısınız, hiç olmazsa kilise yapmalı.
Surely, you can do something for him, at least the church can do it.
Evet, boğdu. Bir şeyler yapmalısınız.
Yes, strangled, You must do something,
Kesinlikle bir şeyler yapmalısınız! Örtün üstünü! Kapatın!
You are being an accomplice in this very serious matter.
Fakat bir şeyler yapmalısınız!
But you must do something!
Sivil trafiği hakkında bir şeyler yapmalısınız.
You must do something about the civilian traffic.
Profesör, bir şeyler yapmalısınız.
Professor, you must do something.
- Bir şeyler yapmalısınız.
- You've got to do something.
Bir şeyler yapmalısınız!
You've got to do something!
Ama siz... bir şeyler yapmalısınız.
but you... you have to do something.
Bay Addison, bir şeyler yapmalısınız.
Mr. Addison, you gotta do something.
Kaptan, bir şeyler yapmalısınız.
Captain, you must do something.
- Bir şeyler yapmalısınız!
- You gotta do somethin'!
- Bir şeyler yapmalısınız!
- You've got to do something!
Bir şeyler yapmalısınız.
You gotta do something.
Bir şeyler yapmalısınız, Bay Chaco.
You gotta do something, Mr Chaco.
- Bir şeyler yapmalısınız.
- You have to do something.
Çocuklar bir şeyler yapmalısınız.
You guys gotta do something.
- Bu yüzden bir şeyler yapmalısınız.
- That's what I want you to do something about.
Çocuklar, bir şeyler yapmalısınız!
You guys have to do something!
Onlarla bir şeyler yapmalısınız.
" You know, you've got all these great songs that you do about your Terriers, and you're....
Mekiği yukarı çıkarmak için yüzeyden bir şeyler yapmalısınız.
You're gonna have to build a rig to get this pod back on the surface.
Bir şeyler yapmalısınız.
You must do something.
Bayan Sarah'ın gramofonuyla ilgili bir şeyler yapmalısınız.
Have to do something about Miss Sarah's gramophone.
Eşimi korumak için bir şeyler yapmalısınız.
You have to do something to protect my husband.
- bir şeyler yapmalısınız..
- You've got to do something.
Hükümet yetkilileri olarak bir şeyler yapmalısınız.
As state representatives you should do something.
Doktor, bir şeyler yapmalısınız yoksa onu kaybedeceğiz!
Doctor, you've got to do something or we're gonna lose him!
Her gün, amacınıza ulaşmak için bir şeyler yapmalısınız.
You have to go for it, every day.
Komiser, bir şeyler yapmalısınız.
Captain, you've gotta do something.
Eğer Tim'den daha iyi bir şey bekliyorsanız, daha iyi bir şeyler yapmalısınız.
You guys gotta do better if you gonna get one over on the Tim.
Bir şeyler yapmalısınız.
You guys gotta do something.
- Yaramaz, yaramaz, yaramaz... Bakmanız gereken bir çocuk değil, burası kreş değil. Çocuğa davranır gibi değil, çok daha enerjik bir şeyler yapmalısınız.
You're not guarding a child, you have to be a bit more energetic.
İş, toplumun vekillerini ve Kongre'yi arayıp : "Bir şeyler yapmalısınız ve alacağınız tüm kararlarda biz sizin arkanızdayız." demesine bağlıdır.
It's only about the public that calls their representatives and Congress and says "You must do something and we are prepared to support you in whatever you'll take." You don't have those telephone calls being made today.
Bu konuda gerçekten bir şeyler yapmalısınız.
You really should do something about it.
Ve bu şehirde tutunmak istiyorsanız, kendinizi satmak için daha iyi bir şeyler yapmalısınız.
And if you wanna make it in this town, you're gonna have to do a better job of selling yourselves.
Kardeşlerimizi öldürmeyi doğru bulmuyoruz. Bir şeyler yapmalıyız. Bize paramızı bulacak mısın?
We don't believe in killing our brothers and sisters, but we got to do something, it's only right.
ve eğer çocuk bunun ciddi bir ilişki olmasını istiyorsa... film, burger, arka koltuk, film, burger, arka koltuk döngüsünden daha iyi bir şeyler yapmalı. çünkü etrafta daha güzel arka koltukları olan ve kızı daha güzel yerlere götürebilecek bir çok çocuk var!
and if he does want to go steady he's got to do a lot better than movie, burger, back seat, movie, burger, back seat, because there are plenty of guys with bigger back seats waiting to take her someplace nice!
Ablanın partisini durdurmak için bir şeyler yapmalıyız. Büyütmeye ne gerek var ki?
WE GOT TO DO SOMETHING ABOUT YOUR SISTER'S PARTY.
Bir şeyler yapmalısınız!
Then do something!
Bu Gant olayını Bird'ün üstüne yıkıp o küçük kız hakkında da bir şeyler yapmalısın.
You got to put this Gant thing on Bird... and you got to do something with that other case... the young girl.
Ona bir şeyler daha yapmalısınız, Sayın Hakim.
You need to rip him a new one, Your Honor.
Bize uygun bir şeyler yapmalısın, Samson, yoksa yollarımızı ayırmak zorunda kalacağız.
You've got to make it right for us, Samson, or we're gonna need to go our separate ways.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]