Bu sadece bir oyun traducir inglés
338 traducción paralela
Sonuçta bu sadece bir oyun.
What does it matter? It's only a game, anyway.
Bu sadece bir oyun, durma ateş et.
- It's just a game. Go ahead.
Yani bu sadece bir oyun mu?
You mean this is only a game?
Siz subaylar için bu sadece bir oyun...
For you officers, it's just a passing game.
Sonuçta, bu sadece bir oyun.
It's just a game, after all.
Bu sadece bir oyun.
It's only a game.
Bu sadece bir oyun. "
It's only a game. "
Bu sadece bir oyun mu? " dedi.
It's only a game "?
Bu sadece bir oyun.
It's only a play.
Bu sadece bir oyun. "
[Laughing]
- Bu sadece bir oyun, Silvia.
- It's just a game, Silvia.
Bu sadece bir oyun.
It's only a trick.
Bu sadece bir oyun. Abartmayın...
Tell yourself it's just a game... a dramatization.
Bu sadece bir oyun.
Sucker's game.
Bu sadece bir oyun mu?
It's only a game?
Bu sadece bir oyun!
It's just a game!
Boş ver Evelyn, bu sadece bir oyun.
There, there, Evelyn, it's only a play.
- Bu sadece bir oyun unuttun mu?
- It's just a game, remember?
Aptallaşma, bu sadece bir oyun.
Don't be such a fool, it's just a game.
Hey, bu sadece bir oyun.
It's just a game.
Bu sadece bir oyun.
But it's all in the game.
Bu sadece bir oyun, dostum.
It's just a game, man.
Sana hatırlamak istemem ama bu sadece bir oyun.
I hate to tell you this, but it's only a game.
Bu sadece bir oyun.
It's a simple game.
John, bu sadece bir oyun.
John, it's only a game.
- Ekselansları, bu sadece bir oyun.
- Your Highness, it's only a play.
"Bu sadece bir oyun" demek, geride kalan yavrucakları ne doyurur, ne de giydirir. Çağırın askerleri!
Saying "it's only a play" will not feed and clothe the little ones he leaves behind.
Yeterince iyiyim ve bu sadece bir oyun.
I'm good enough, and it's just a game.
Her şeyin ötesinde, bu sadece bir oyun.
After all, this is just a game.
Haydi, bu sadece bir oyun.
Come, it's just a game.
Bu sadece bir oyun.
It is just a game.
- Bu sadece bir oyun.
- It's only bingo!
Sen söyledin, bu sadece bir oyun.
You said yourself, it'sjust a game.
Bu sadece bir oyun.
It's just a game.
O prenses değil. Tehlikeli bir kadın. Bu büyük aşk sadece bir oyun.
She's just a common adventuress and he was the biggest asset aboard.
Bu sadece arkadaş arasında küçük bir oyun.
It's only a friendly little game.
Yani bu oyun sadece bir şaka mıydı?
You mean it was just a joke?
Bu sadece yeni bir oyun.
It's just that this is a new kind of caper.
Bu savaş sadece bir oyun.
This is just a game, this war.
Tüm bu aptal hayvan insanların her birinin içinde sadece oyun oynarken dışa vurdukları bir kişilikleri var.
In each one of these dumb human animals there is a personality which shows itself only in play.
- Bu bir çeşit oyun olmalı. - Sadece kadınlar var.
- It must be some sort of game.
Bu oyun sadece iptal edilmekle kalmayacak, fakat sizlerden hiçbirinin herhangi bir sahnede çalışmamanızı da sağlayacağım!
This play is not only canceled, but I'll see to it that neither one of you ever works again on any stage!
- Bu oyun sadece bir oyun mu?
- Is this game only a game?
Bu sadece sekiz maçlık bir oyun.
It's only eight games.
Bu sadece dostlarımla oynadığım bir oyun.
Nothing, it's just a little game I play with my buddies.
- Bu nasıl bir numara. - Sadece oyun.
That is in conspiracy That's fun
Bu oyun sadece gerçeği gizleyen bir perde.
This game is just a smoke screen.
Camorristler bu oyunun küçük bir parçası sadece, bu çok daha büyük bir oyun.
The camorrists are part of a game that is greater than them.
Worf, bu sadece dostça bir oyun.
Worf, it's just a friendly game.
Sadece bir oyun bu.
It's only a game.
Bu senin için sadece bir oyun mu?
Is this all just a game to you?
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sadece bir başlangıç 18
bu sadece bir formalite 16
sadece bir oyun 25
bir oyun 38
bir oyun daha 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sadece bir başlangıç 18
bu sadece bir formalite 16
sadece bir oyun 25
bir oyun 38
bir oyun daha 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu saçma 71
bu sana bağlı 53
bu sanki 45
bu sabah mı 20
bu sayılmaz 22
bu sana kalmış 47
bu şaka değil 41
bu şahane 17
bu şaşırtıcı 16
bu saçma 71
bu sana bağlı 53
bu sanki 45
bu sabah mı 20
bu sayılmaz 22
bu sana kalmış 47
bu şaka değil 41
bu şahane 17
bu şaşırtıcı 16