Daha fazla değil traducir inglés
1,187 traducción paralela
Daha fazla değil.
No more. Here?
Daha fazla değil.
Not anymore.
Benden daha fazla değil.
No more than I.
Daha fazla değil.
Not any longer.
Daha fazla değil.
But no more than that.
Daha fazla değil.
No more.
- Daha fazla değil.
- Not any more.
- Artık daha fazla değil.
- Not for much longer.
Sizden daha fazla değil.
No more than you.
Benden nefret ettiğini biliyorum Zeyna... kendimden nefret ettiğimden daha fazla değil.
I know you hate me, Xena No more than I hate myself.
Hayır, daha fazla değil.
No, more than that.
Savaşta olacak olandan daha fazla değil, efendim.
No more than it would have if it was in combat, sir.
- Daha fazla değil.
Not anymore.
Çünkü ben bu dünyaya ait değilim, Daha fazla değil.
'Cause I'm not for this world, not anymore.
- Toplam, daha fazla değil.
- Total, nothing more.
Bu mesleki ilgiden... daha fazla bir şey, değil mi Chase?
It's more than just professional interest, isn't it, Chase?
Ulan, gün boyu iyi iş yapmış bir fahişeden daha fazla düzülmüş gibiyiz, değil mi?
Hell, ain't we about more fucked than a whore at closing'time, huh?
Galeri açılırsa bilirsin, normalden çok daha fazla meşgul olacağım yani asıl konumuz bu değil ama... yani demek istediğim galeri oturana kadar.
I realize that for a time I'm going to be busier than usual... and I know that's a sore point, but, you know, it'll be only'til it gets off the ground.
Şhri yakanlardan değil daha fazla benden alacaksın bunu.
If it's dialogue you want, you're more likely to get it from me than from people burning down cities.
Peki ala, şu anda daha fazla bir şey yapabilecek durumda değiliz, öyle değil mi?
Well, there's not much we can do about that now, is there?
rahat ol dürüst olmak için, sen kazanmış degilsin hatta bizi bırakıp egitecek kadar iddialı olabilirsin tek'ler daha fazla kuvvetim var kazanalım kullanılan el yalnız degil, ama her iki el gazetedeki ruhumuz bu!
It depends For righteousness, you won't be alone Even we are abandoned it can be claimed as a training
Mahkeme tarafından mahkum edilmediği sürece sizden daha fazla suçlu değil.
Unless he's convicted in a court of law, he is no more guilty than you are.
En azından daha fazla enerji verir değil mi?
Least it'll give them more energy won't it?
Biri genç diye yarın ölmeyecek değil... yaşlı olan da... bir gün daha fazla yaşamayacak diye birşey yok.
No one is so young that he can't die tomorrow, nor so old that he can't live another day.
kediler bundan daha fazla sex yaparlar, değil mi?
- Cats have more sex than that, don't they?
Onlara daha fazla denetim değil, tatil gerek.
They need vacation, not supervision.
Şahsen, Yıldız Filosu'nun, üniformalarında, subaylarına daha fazla serbestlik tanıması gerektiğini düşünüyorum, öyle değil mi?
Personally, I think Starfleet should allow their officers more latitude in accessorizing their uniforms, hmm?
Daha fazla değil.
No longer
Yarım saat yeterli değil, daha fazla zamana ihtiyacımız var.
We can't do anything in half an hour. We need more time.
Şömine beklenenden de daha fazla ışık yayıyor, değil mi?
The fire gives more light than one expects, doesn't it?
Onlardan daha fazla götürüyoruz diye deliriyorlar değil mi?
They mad'cause we get more pussy than they do?
Daha fazla direnemezsin, değil mi?
You're not holding out, are you?
Ve yazmak istiyorum- - Sadece KF hakkında değil, ama kesinlikle daha fazla tanınır olmak istiyorum.
And I want to write- - not just about CF, but I want definitely to get more known.
Ama Brasov sakinlerinin bundan daha fazla habersiz kalmaları pek olası değil.
But it is unlikely that the Brasov residents... will remain in the dark for much longer.
Onun sebebi daha fazla golf oynamaya ihtiyacım olması değil.
I don't think it was because I needed to play more golf.
Yani bana daha fazla ihtiyacın yok değil mi?
So, you don't need me that much no more, right?
Revir'e çok daha fazla insan eli değmesi gerekiyor, öyle değil mi?
Sick Bay should have a more organic touch, don't you think?
Bu geceki değiştirmenin ardından yeniden konuşuruz ama daha fazla gecikme olmasın, değil mi?
We'll talk again after tonight's tuning, but no more delays, yes?
- Ama halıyı daha fazla yalayamayız, değil mi Alan?
- But we can't keep licking the carpet, can we, Alan?
Seni daha fazla bekletemem, değil mi?
I can't keep you any longer, can I?
Fazla kurnaz değil ve daha çok nedeni var.
He is not so subtle and has even more cause.
İnsanlar daha fazla yurtdışı karışıklığı değil, iyi bir hayat istiyordu.
People wanted the good life, and no more foreign entanglements.
Bitap düşmüş halkına mükafat değil ağır sanayi için daha fazla çalışma, daha fazla 5 yıllık plan vaat etti.
To his exhausted people, he promised no rewards but only more effort, more five-year plans for heavy industry.
Belki insanı yaratmadan önce biraz daha fazla plan yapman yerinde olurdu, değil mi?
Maybe You should have had just a few more brainstorming sessions... prior to Creation.
Evet ama daha fazla.. birşey yapmadın değil mi?
But you didn't do anything else, right?
Daha fazla değil.
like these desks, without any problems.
Bilirsin Mari tabii ki önce seni arayacaktık. Ama hemen caddenin karşısında oturmandan daha fazla faydalanmak istemedik. Çünkü bu hiç adil değil, senin için.
You know, of course, Marie, we would call you first, but we just... we didn't want keep taking advantage of the fact that you live across the street, because...
Belki kanla değil, ama eğer öyle olsaydı seni daha fazla sevemezdi.
Maybe not by blood, but he couldn't love you any more if he were.
Bu daha fazla sorumluluk için beni gizli bir deneme, değil mi?
This is about me bugging you for more responsibility, isn't it?
Jürinin iyi insanları müvekkilim Terrance sizden ya da benden daha fazla katil değil.
- Sustained Good people of the jury, my client Terrance is no more a murderer than you or me.
Elbette dünyanın umutları onlar, ama üniversitede profesör olup dört kat daha fazla para kazanmak da iyi değil mi?
Of course they're the hope of the world, but, really, isn't it just as noble... to be a college professor and earn four times the money?
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla değil 199
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla değil 199
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154