Taş kafa traducir inglés
187 traducción paralela
Taş kafa. Benimle oynamak ister misin?
Hey rockhead, let's play with me
Taş kafa!
Rock head!
Taş kafa.
Rockhead
Tanrı kompleksi olan taş kafa olduğum için mi?
A beaker head with a God complex?
Eee, taş kafa?
So, porcupine-head?
Taş kafa, geçen seneki gibi tüm eğlenceyi kaçıracaksın. Öyle konuşma.
- You blockhead, you're gonna miss all the fun just like last year.
O taş kafa Linus için fazladan bir şey istemek çok utanç verici.
It's so embarrassing to have to ask for something extra for that blockhead Linus.
Gittim seni dinledim. Taş kafa.
But no, I had to listen to you, you blockhead.
Oh, bu taş kafa bunu asla bilemez.
Oh, boy, that blockhead will never get this one.
Neden, seni taş kafa? Bu daha başlangıç.
Why, you blockhead, this is just the beginning.
Bu o taş kafa Charlie Brown'un suçu.
It's that blockhead Charlie Brown's fault.
Bu taş kafa elinden geleni yapsa iyi olur.
That blockhead better deliver.
Bu taş kafa, uyudu uyuyacak.
That blockhead. He's falling asleep.
- Git bir fıçı öp, taş kafa.
- I said go kiss a duck, marble-head.
- Taş kafa.
- The stone head!
Kaplumbağa yemeğinin parasını öde, taş kafa.
You gotta pay for that turtle food, rock head.
Al bakalım, taş kafa, şunu bir dene!
It works! Here, hard nut, try this!
Şu taş kafa Daihachi muhtemelen içmek için işten kaytardığım için bana darılmıştır.
That incorruptible Daihachi. He's probably pissed off at me for drinking on the job. Come on!
Sen zaten donuksun, taş kafa.
You're already frozen, popsicIehead.
Murphy, taş kafa.
Murphy, brick brain.
Pekala, taş kafa, bunu kendin istedin.
Okay, bonehead, you want it, you got it.
- sende bir taş kafa olacaksın!
- You'll be a bonehead! - Put it all on 41.
Nesin sen, taş kafa falan mı?
Are you some kind of bonehead or what?
Aptal, taş kafa.
Stupid Dummkopf.
Taş kafa.
Dummkopf.
Yine ne oldu, taş kafa?
What about it, rubber head?
Hey taş kafa!
Hey, lava head!
Hadi, taş kafa uyan.
Come on, hard head. Wake up.
Taşı ver seni taş kafa!
Give me the rock, rockhead!
- Seninle işimin bittiğini daha söylemedim taş kafa!
I didn't say I was finished with you, rock head!
Geçen sefer aptallık ettim taş kafa, ama bu sefer oyunu kurallarına göre oynayacağım haberin olsun.
I was sloppy last time, Crypt Keeper! This time I'm at the top of my game!
Bak ne diyeceğim. Eve gidip top oynamaya ne dersin taş kafa?
What'd I tell you about playing ball in the house, young man?
Taş kafa olmaması ne kadar üzücü.
It's a shame he wasn't more headstrong.
- Taş kafa.
Rockhead!
Omuzlarının üstünde kafa yerine ne taşıyorsun?
What have you on your shoulder for heads?
Arpa çuvalı taşımak için öyle kafa istemez.
I guess it don't take much brains to buck barley bags.
Omuzlarının üzerinde son derece güzel bir kafa taşıyorsun.
That's a mighty pretty head you got on your shoulders.
Hiç bir şekilde asil olmayan bir kafa tasına ise Einstein sahip. Bu açıkça ortada.
Einstein's scull is even less appropriate, can't you see?
Kafa tasın falan mı çatladı?
Are you outta your skull?
"bu şerif omuzlarınnın üzerinde doğru ve şerefli bir kafa taşıyor."
"That sheriff has his head set squarely on his shoulders."
Konu şu ; eğer o odayı sevmediğiniz ortaya çıkarsa... o odayı bunun kadar beğenmediğinize kesin karar verene dek... sizi her zaman buraya taşıyabiliriz, ama bence buna gerek yok.... o durumda oturur konuşuruz, yuvarlak masada tartışır, kafa patlatırız... ve de bu... çocuk oyuncağı olur. Ne acaba?
What is...?
- Tam bir taş kafa.
- Oh, yeah.
Atomik kafa tası ezicisi!
The atomic skull crusher.
Omuzlarımın üstünde kafa yerine küre taşıyormuşum gibi hissettiriyor bu.
It feels as if I have a globe rather than a head.
Omuzlarının üstünde iyi bir kafa taşıyor.
Has good head on his shoulders.
Omuzlarının üzerinde oldukça iyi bir kafa taşıyormuş gibi görünüyor.
From what I saw of her, she seemed to have a pretty good head on her shoulders.
O yaşlı huysuzun omuzlarının üstünde iyi bir kafa taşıdığı zamanlar da vardı.
And there was a time when the old cuss had a pretty good head on his shoulders, too.
Taş kafa.
Bonehead!
Tüm Dünya Birliği'ne ve iki taşıma gerisine kafa tuttuk.
We went up against the entire Earth Alliance and two carrier groups.
Evet, bildiğini düşünüyorum Eğer çantamda bir kafa taşısaydım, öyle düşünürdüm.
Yes, I think you'd know If I had a head in my bag, I think I'd know
Sadece tenin ve kaslarını kaybetmedin kafa tasında yamulmuş senin.
You didn't just lose your skin and muscles you've also suffered a complicated skull fracture.
kafam 26
kafa 44
kafana takma 74
kafam karıştı 117
kafayı yiyeceğim 19
kafayı mı yedin 119
kafam karışık 29
kafası 23
kafayı mı yedin sen 54
kafayı yemişsin sen 19
kafa 44
kafana takma 74
kafam karıştı 117
kafayı yiyeceğim 19
kafayı mı yedin 119
kafam karışık 29
kafası 23
kafayı mı yedin sen 54
kafayı yemişsin sen 19