English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yapabileceğim bir şey varsa

Yapabileceğim bir şey varsa traducir inglés

562 traducción paralela
Eğer senin için yapabileceğim bir şey varsa...
If there's anything I can ever do for you...
Ve eğer yapabileceğim bir şey varsa...
And if there's anything that I can do...
Yapabileceğim bir şey varsa sevinirim.
Anything I can do. Gladly.
- Yapabileceğim bir şey varsa...
- Lf I could do anything...
- Yapabileceğim bir şey varsa...
- If there's anything I can do...
Yapabileceğim bir şey varsa...
Anything I can do.... - What?
Çünkü sana yardım etmek için yapabileceğim bir şey varsa bana söylemen yeter.
Because if there's anything that I can do to help you... just let me know, and I'll do it.
Eğer yapabileceğim bir şey varsa...
If there's anything I can...
Eğer senin için yapabileceğim bir şey varsa...
If there's ever anything I can do for...
Yapabileceğim bir şey varsa...
If there was something I could do to help him...
Senin için yapabileceğim bir şey varsa, memnuniyetle yaparım.
If there's ever anything I can do for you, I'd be delighted. Honestly.
Yapabileceğim bir şey varsa.
If there's anything I can... do.
Birisi için yapabileceğim bir şey varsa, ertelememe izin verme, bırak yapayım, çünkü bu yoldan bir daha geçmeyeceğim.
If there's any good I can do for anyone... let me do it now and not put it off... for I shall not pass this way again.
Yapabileceğim bir şey varsa söylemeniz yeter. Ne olursa olsun!
If there's anything I can do, just say the word...
Yapabileceğim bir şey varsa, birini dövmek gibi, söyle yeter.
If there's anything I can do, break anyone's neck, just say the word.
Bak Kik. Eğer onun ana binaya dönmesi için yapabileceğim bir şey varsa söyle yeter.
Look, Kik, if there's anything I can do to help get her back into reception...
Ama yapabileceğim bir şey varsa- -
- But if there's anything I can do...
Bay Kristo için yapabileceğim bir şey varsa...
Well, if there's anything I can do for Mr. Kristo- -
Sizi temin ederim bayan yapabileceğim bir şey varsa zevkle yaparım.
I most solemnly assure you, madam it would be a pleasure, if there was any assistance I could be of.
Ama yapabileceğim bir şey varsa unutma yaşlı delikanlı Bud her zaman yanında.
But if there's anything I can do, just remember little old Bud's always willing.
Eğer bunun için yapabileceğim bir şey varsa yapacağım.
- Look after these for me. - Yeah.
Yapabileceğim bir şey varsa lütfen söyle.
Well, if there's anything I can do to help.
Yapabileceğim bir şey varsa istemeniz yeterli.
If there is anything I can do to help, you have only to ask
Eğer yapabileceğim bir şey varsa umarım soru sormaktan çekinmezsiniz.
IF THERE'S ANYTHING I CAN DO, I DO HOPE YOU WON'T HESITATE TO ASK.
Sizin için yapabileceğim bir şey varsa, ıslık çalarsınız.
If theres anything I can do for you girls, you just whistle.
- Yapabileceğim bir şey varsa...
- If there's anything I can do to help.
Peder, yapabileceğim bir şey varsa, burada kalmaktan memnun olurum.
If there's anything else I can do, Father, I'd be delighted to stay.
Yapabileceğim bir şey varsa.
If there's anything I can do.
Yapabileceğim bir şey varsa, hemen haber ver.
If there's anything I can do, just let me know.
Yapabileceğim bir şey varsa haberdar et.
Let me know if there's anything I can do.
Cidden, Tony, Shelley'le evlenmek dışında yapabileceğim bir şey varsa, beni haberdar et.
Seriously, Tony, if there's anything I can do short of marrying Shelley myself, just let me know.
- Yapabileceğim bir şey varsa?
- Isn't there anything I can do...?
Eğer gitmeden önce senin için yapabileceğim bir şey varsa...
If there's anything I can do for you before I go...
Yani seni ve zavallı ukeleleni düşününce. Senin için yapabileceğim bir şey varsa. Milyonlarca şey var.
I mean, when I think about you and your poor ukulele... lf there's ever anyzhing I can do for you... I can think of a million things.
- Senin için yapabileceğim bir şey varsa...
- If there's anything I can do for you...
Eğer Senin için yapabileceğim bir şey varsa...
If there's anything I can do for you...
Senin için yapabileceğim bir şey varsa söylemen yeter.
If there's anything I can do, just tell me.
Edie, yapabileceğim bir şey varsa, ne olursa söyle.
Edie, if there's anything I can do, anything. Nothing.
♪ Yapabileceğim bir şey varsa ♪
♪ If there's anything I can do ♪
Benim yapabileceğim, bir şey varsa...
If there's anything I can do...
Bak, senin için yapabileceğim herhangi bir şey falan varsa...
- Let the thing ride along as it is...
Eğer yapabileceğim başka bir şey varsa.
If there's anything I can do.
Bay Craig, yapabileceğim herhangi bir şey varsa...
Oh, Mr. Craig, if there's any little thing that I can do...
Yapabileceğim başka bir şey varsa söylemen yeter.
- Anything else I can do, let me know.
Yapabileceğim başka bir şey varsa söylemeniz yeterli.
Anything else I can do, I'll be glad to help you.
Yani yapabileceğim yahut da yapılması gereken bir şey varsa bana bu konudan bahsederseniz müteşekkir olurum.
So, if there's anything I can do, or anything that ought to be done, I'd appreciate you telling me about it.
Yapabileceğim her hangi bir şey varsa yapabilirim.
If only there was something I could do.
Lütfen, yapabileceğim başka bir şey varsa?
To please me if nothing else.
- Yapabileceğim başka bir şey varsa...
- And if I can do anything else - - Hold it!
Yapabileceğim herhangi bir şey varsa, Bay Brian...
If there's anything I can do, Mr. Brian...
- Yapabileceğim bir şey varsa.
- If I can.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]