English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yapabilirdim

Yapabilirdim traducir inglés

2,018 traducción paralela
Ne yapabilirdim ki?
What could I do?
Ben daha iyisini yapabilirdim, Sally St. Clair.
I could do a much better job, Sally St. Clair.
- Ne yapabilirdim ki?
- What could I have done?
Tekrar yazmayı yapabilirdim diyorum.
- I'm just saying I could've done the re-write.
Pek değil, Ama Google'da aramamda yardım etti. Evet, tek başıma yapabilirdim, Ama dikkatini dağıtmamı sen söyledin.
Not exactly, but he did help me do a Google search, which, yes, I could have done myself, but you said to distract him.
Bunu yapabilirdim.
I could have.
Hem zaten başka ne yapabilirdim?
And anyway, what else do I do?
Nasıl daha iyi yapabilirdim ki?
How could I make it any better?
- Onların ikisi de arkadaşım ve düğünleri aynı geceye denk geldi, başka ne yapabilirdim ki?
- They're both good friends... and their weddings happened to be on the same night, so what was I supposed to do?
Ama, yani bazen bir Broadway müzikaline gittiğimde orada oturup, düşüyorum, "Biliyorum, bunu yapabilirdim."
But, you know, I mean, sometimes when I go see a Broadway musical, I just kind of sit there and think, " You know, I could've done that.
Sanırım yapabilirdim.
I think I could've.
" Neyi daha iyi yapabilirdim?
" What could I have done better?
Neyi daha farklı yapabilirdim? "
What could I have done different? "
- Ne yapabilirdim ki?
- What was I supposed to do?
Bir gün de yapabilirdim, vaiz.
I can even do it in one day, Preacher.
- Ne yapabilirdim ki?
- What was I supposed to...
Ne yapabilirdim ki?
What could I have done?
Evet farkındayım ama başka ne yapabilirdim ki?
Yes, I do.
Başka ne yapabilirdim?
Yeah, well, what was I supposed to do?
Adamı süperstar yapabilirdim ama o hayvanlara yardım etmeyi yeğledi.
I thought I could make that guy a superstar but he was more interested in helping animals.
Başka ne yapabilirdim ki?
What else was I supposed to do?
Başka ne yapabilirdim ki?
What could I have done?
Evet, sadece birkaç kez yapabilirdim.
Yeah, a few times I could've done that. But it wasn't...
O köpek bile yapması gereken şeyi yapabiliyorsa ben de yapabilirdim.
I thought if that dog could do what it needed to do, so could I.
Ne yapabilirdim ki?
what should I have done?
Başka ne yapabilirdim?
What else was I gonna do?
Daha fazla baskı yapabilirdim. Denemeye devam edebilirdim.
I could've pushed, you know, I could've just kept going.
Son ayrıntı olmadan da yapabilirdim.
Could have done without the last really.
- Evet, bunu ben de yapabilirdim.
- Yeah, I could've done that.
Bana "yapmalıydım, yapabilirdim." demeyin.
Give me a break with your "could haves" and "should haves."
Ne yapabilirdim?
What did I do?
Ne yapabilirdim ki? Ne de olsa kaçak göçmenler birer suçludur.
Well, illegal aliens are criminals, you know.
Yapabilirdim!
I almost could.
Ne yapabilirdim başka?
What else could I do?
Başladığı yere geri döndürmek için her şeyi yapabilirdim.
I'd do anything to take it all back... just start over.
- Ne yapabilirdim ki?
- What was I supposed to have done?
- Yapabilirdim, ama yapmadım.
- I could have done it, but I didn't.
Ne yapabilirdim ki?
What { \ the fuck } am I supposed to do?
- Bir şeyler yapabilirdim ama yapamadım...
- With everything we can do, I can'T...
Ama ben de yapabilirdim.
But so could I.
Ama gece olduğunda soğuk terler içinde uyanıyorum ve bunu nasıl gözden kaçırdım, ne yapabilirdim, ne yapmalıydım, ailelere ve şirkete ne kadar zarar verdim, bunu düşünüyorum.
But at night I wake up in a cold sweat, wondering, how I missed it, what I could have done, what I should have done, how much hurt I've caused, to families, to the company.
Her zaman başka ne yapabilirdim diye merak ederim bir başka insandan sorumlu olmanın gerçek limiti nedir.
I always wonder what else I should have done, what the limits truly are of responsibility to another person.
Robin ve PJ'in ayrılmasıyla birlikte personel değişikliği yapabilirdim.
With Robin and PJ broken up, I was free to make some staffing changes in the office.
Yapabilirdim.
I could have.
Daha güzel bir şey yapabilirdim.
Could have made you something nicer.
Tanrım, birkaç kilo verseydim rahatça yapabilirdim.
Gee whiz! I could do with losing a few kilos, just quietly.
Ve fark ettim ki yapabilirdim, ve yaptım da.
And I realized I could, and I did.
- Başka ne yapabilirdim ki?
- What would you do?
Hayır, yapabilirdim.
No, I could have.
- Engelli koşu yapabilirdim.
- Could have run hurdles.
Silahım yanımda olsaydı şayet, bu konuda bir şey yapabilirdim.
Might have been able to do something about it if I'd had my weapon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]