English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Benimle birlikte

Benimle birlikte traducir español

4,145 traducción paralela
Ama savaşta karşılaştığımız anda Warwick bırakıp benimle birlikte savaşacak.
Pero tan pronto nos enfrentemos, dejará a Warwick y peleará a mi lado.
Bitirebildiysen benimle birlikte işe yürüyebilirsin.
¿ Terminaste con eso? Puedes acompañarme al trabajo.
Bu hafta sonu Casey'nin ayinine benimle birlikte gelir misin lütfen?
Por favor, ¿ vendrás conmigo al servicio de Casey este fin de semana?
Şimdi gözlerini kapat, ve benimle birlikte hayal et. Tiyatro, hınca hınç dolu.
- Así que, ahora cierra los ojos, e imagina conmigo... el teatro está lleno.
Neden benimle birlikte gelip bir süre ev-teknemde yaşamıyorsun? Karavanın tamir edilene kadar?
¿ Por qué no vienes a vivir conmigo a mi barco un tiempo hasta que arreglen tu tráiler?
Benimle birlikte olması için kandırmaya çalışıyorum.
Estoy intentando engañarla para que se acueste conmigo.
Bunu benimle birlikte dik.
Dispara una conmigo, ¿ colega?
Hayır, hayır. Benimle birlikte söyleme. Ritmimi sikiyor.
* No, no cantes conmigo * * eso me rompe las bolas *
Tüm bunları benimle birlikte olmak için yaptığına inanamıyorum.
No entiendo que hagas todo esto por estar conmigo.
Bay Bates onu öldürünce... Kocamı asarlarken benimle birlikte hapishaneye gelirsiniz o zaman.
¿ Y cuando el Sr. Bates lo haya matado, vendrá conmigo a la cárcel cuando mi marido sea ahorcado?
İlk günden benimle birlikte neye bulaştığını biliyordun.
Tú siempre has sabido en qué te metías al estar conmigo.
Benimle birlikte.
Conmigo.
Aslinda... benimle birlikte.
De hecho... está conmigo.
Gel buraya. Benimle birlikte gel, tamam mı?
Ven conmigo, ¿ de acuerdo?
Neden benimle birlikte olunca hep fakir olacağını düşünüyorsun?
¿ Por qué piensas que si te quedas conmigo serás siempre pobre?
Bayan benimle birlikte.
La dama está conmigo.
Benimle birlikte yürüyebilirsin.
Puedes pasear conmigo.
Benimle birlikte seyretmek ister misin?
¿ Quieres verla conmigo?
Benimle birlikte olsaydın, başka şeyler de görecektin.
Si estuvieras conmigo, verías algo más.
Bak, şu an ona kızgın olduğunu biliyorum, ama, al işte... Evet, zorla tutuluyorsun, ama hâlâ onu anlamaya çalışıyorsun ve benimle birlikte olmayı seçmesini anlamaya çalışıyorsun.
Mira, sé que estás furiosa con ella ahora mismo, pero ahora estás aquí... sí, fue en contra de tu voluntad... pero, ya sabes, todavía estás intentando comprenderla, y entender la elección que hizo estando conmigo.
Benimle birlikte nefes al.
Respira conmigo.
Benimle birlikte diğer cesetlere de bakmalısın.
Necesito que eches un vistazo en el otro cuerpo conmigo.
- Benimle birlikte dua edin.
- Discúlpeme.
Tamam millet, benimle birlikte aynı anda itin.
Bueno, todo el mundo empuje hacia abajo conmigo al mismo tiempo.
Bunu kimseye söylemedim. Sen Mühürleme ekibinden bahsettikten sonra Sonya'dan benimle birlikte buradan ayrılmasını istedim.
No le he dicho esto a nadie más, pero justo después de que alertaras la amenaza de las tropas de Seal, le pregunté a Sonya si quería irse conmigo.
Bilseydi benimle birlikte olmazdı.
Si lo supiera, no habría estado conmigo.
Çünkü ilk kez benimle birlikte olmaya başladığı zaman bunu programına koymuştu.
Porque eso es lo que puso en su agenda cuando nos fuimos juntos la primera vez.
Neden benimle birlikte tekne evimde yaşamıyorsun?
¿ Por qué no vienes a vivir conmigo a mi barco?
Ve bunu yaparken benimle birlikte olman gerektiğini düşünüyorum.
Y creí que querrías que te acompañara mientras lo hacemos.
Şimdi benimle birlikte şarkı söyleyin, kardeşlerim.
Hermanos y hermanas, canten juntos.
Benimle birlikte!
¡ Cantad conmigo!
Benimle birlikte savaşacak mısınız?
¿ cabalgarán junto a mí?
Benimle birlikte arkada mı oturmak istiyorsun?
Lo que quiere decir es que quiere ir conmigo atrás.
" Ölümün gölgesi vadisinden geçiyorum kötülükten korkmuyorum. Benimle birlikte olduğun için.
" Aunque pase por el valle de sombra de muerte no temeré mal alguno, porque tú estás conmigo.
- Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum ama işe yaramaz çünkü benimle birlikte değildi,..
Mira, lo que acabas de intentar hacer no va a funcionar porque en realidad ella no quería nada conmigo.
Uçağa binene kadar Fiona ile sen benimle birlikte olacaksınız.
Mantendré a Fiona y a tí conmigo hasta estar en el avión.
Benimle birlikte gitmek ister misin?
- Si gusta, ¿ quiere venir conmigo?
Benimle birlikte uyumak istediğini söyledin, ben de yatağa girdim.
Dijiste que querías dormir conmigo, así que me metí a la cama.
Benimle birlikte yap.
Haz lo que yo hago.
O benimle birlikte.
Él está conmigo.
Ve bi'de, artık benimle birlikte olmak istemediğine göre dedektife ne söyleyeceğini merak ettim.
Y qué le dirás al inspector ahora que no quieres estar conmigo.
Oğlum da benimle birlikte arabadaydı.
Mi hijo, iba en el coche conmigo.
Bu mutlu çift için benimle birlikte bardak kaldırmanızı rica ediyorum.
Por favor, únanse a mí alzando la copa por la feliz pareja.
Ben kaçmaya gidiyordu şehir, ama, Ben düşmesi düşündüm ve benimle birlikte davet ediyoruz.
Iba a dejar la ciudad, pero pensé en pasarme por aquí e invitarte a venir conmigo.
Blacke McPhee öldürüldüğü gece benimle birlikte yatımdaydı.
Blake estuvo conmigo en mi yate la noche del asesinato de McPhee.
O elemanlar benimle birlikte değil.
Um, estos tipos no están conmigo.
Buradan benimle birlikte dışarı atlamalısın hayatta kalmamızın tek yolu bu!
¡ Tienes que saltar de este carro conmigo, es la única forma en que sobrevivieremos!
Benimle ve bebeğimle birlikte burada olmalıydı.
Lo sé. Debería estar aquí conmigo y con nuestro bebé.
Benimle birlikte umutsuz bir aramaya çıkmak isteyen var mı?
Llámame en cuanto sepas algo.
Benimle yalnızca 11 yıldır birlikte.
Sólo ha estado conmigo 11 años.
Birlikte çalıştığım kişiler, benimle yan yana savaşan kişiler benim ailemdir.
La gente que trabaja conmigo, la gente que lucha a mi lado, es mi familia. No voy a dejar ni a Michael ni a Sonya atrás.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]