English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir iyilik yap

Bir iyilik yap traducir español

5,054 traducción paralela
Bana bir iyilik yapıp yapamayacağını merak ediyordum.
Me estaba preguntando si podría pedirte un favor.
Nereden biliyorsunuz? Bak, ikimize de bir iyilik yap.
Escúchame, haznos a ambos un favor.
Neden gümrük çalışanına bir iyilik yapıyorsun?
¿ Por me qué hacen este favor?
Alicia, bana bir iyilik yap, bunun hakkında bir düşün.
Alicia, hazme un favor, piénsalo.
Bana bir iyilik yap.
Hazme este único favor.
Ama bana bir iyilik yap, Sher tatlım?
Pero hazme un favor, Sher Bear.
Kendine bir iyilik yap.
Hazte un favor, viejo.
Bana bir iyilik yap.
Hazme un favor.
Bana bir iyilik yap, olur mu, Harker?
¿ Me hará un favor, Harker?
Şimdi bana bir iyilik yap ve o silahı yere at- -
Ahora hazme un favor y arroja el arma que..
Şimdi bir iyilik yap da kemerindeki silahı bırak.
Hágame un favor y quítese el arma que lleva en la espalda.
Şimdi bana bir iyilik yap ve o silahı yere at- -
Hágame un favor y quítese el arma...
Şimdi, kendine bir iyilik yapıp burada oturup suçu kabulleneceksin.
Ahora... ¿ vas a hacerte un favor y te vas a sentar y aceptarlo?
Bana bir iyilik yap...
Hazme un favor.
Bana bir iyilik yapıp bunları kardeşine götür müsün?
¿ Me harías un favor y le llevarías esto a tu hermano?
Dinle, bize bir iyilik yapıp Dubay'a bunların hepsini yarın bırakacağımı söyleyebilir misin?
Escucha, ¿ me haces un favor? ¿ puedes decirle a Dubay que me desharé de todo esto mañana?
Kendine bir iyilik yap.
Hazte un favor a ti misma.
Bana bir iyilik yap : Şu hayvan sakatlama olaylarına bak.
Hazme un favor, busca estas mutilaciones de ganado.
Bunu duyuyor musun bilmiyorum ama lütfen bana bir iyilik yap ve beni sonra ara, teşekkürler.
Entonces no sé si estás oyendo esto, pero por favor, llámame más tarde. Em, gracias. Adiós.
Parçalayıcı, kendine bir iyilik yap ve "Foot" tan çık.
Pulverizador, hazte un favor y renuncia al Clan del Pie.
Sen burada bana bir iyilik yapıyorsun bu yüzden bendensin. - Peki.
- De acuerdo.
Bana bir iyilik yap ve Rafael Salgado'nun yerini söyle.
Así que por favor, dígame, Rafael Salgado... ¿ dónde está?
Bana çok büyük bir iyilik yapıyorsun.
Me haces un gran favor.
- Bir iyilik yapın.
- Hazme un favor.
İkimize de bir iyilik yap.
Haznos un favor.
Bana bir iyilik yapıp Ishani'yi kontrol eder misin?
¿ Puedes ver cómo está Ishani?
Kendine bir iyilik yap. Hâlâ fırsatın varken git buradan.
Vete mientras aún puedas.
- Köprü Kasabı mı? - Manny, bana bir iyilik yap.
The Butcher Bridge?
Ama karşılığında sana bir iyilik yapıyor.
Pero a cambio te hizo un favor.
O yüzden bana bir iyilik yap ve giderken müziği aç.
Así que me hagas un favor y subir la música en su salida.
Ayrıca kendine bir iyilik yap ve Tahoe'dayken Kate'i unutup, eğlenmene bak.
Y hazte un favor. Cuando estés en Tahoe olvídate de Kate. Diviértete.
Bana bir iyilik yap ve tek başıma izlediğimi ona söyleme.
Hazme un favor, no le digas que la vi solo.
Bana bir iyilik yapıp şu camı biraz dağıtabilir misin?
¿ Puedes hacerme un favor y romper este vidrio?
- Bu arada bana bir iyilik yap.
- De paso, también, Hazme un favor.
Bir iyilik yap.
Hazme un favor.
Bana bir iyilik yapın da şu parayı sayın.
Hazme un favor, cuenta esto.
Seni takip falan etmiyorum ama bana bir iyilik yapıp, 20 dakikalığına olduğun yerde kalabilir misin?
No te estoy siguiendo ni nada de eso, pero, ¿ podrías hacerme un favor y quedarte los próximos 20 minutos más o menos?
Bana bir iyilik yapıp şu ukala tavrını bir kenara koyup, şunu halleder misin? - Çünkü gerçekten canım acıyor.
Vale, si pudieras hacerme un favor y coger todos esos sus comentarios sabiondos fuera del camino rápidamente, porque esto duele mucho.
Bana bir iyilik yap.
Solo hazme un favor.
Bana bir iyilik yap. Köftenin tadına bak.
Hazme un favor... prueba esta albóndiga.
% 51-49 olsun olmasın 14 milyonu aldım ve kendi hesabıma geçirdim onun için bir iyilik yap Edward, çıkarken ışıkları söndür.
Y con 51-49 o no, cogí 14 millones y puse el libro de cuentas de mi lado, así que hazme un favor, Edward, y apaga la luz cuando salgas.
Bana bir iyilik yap ve Harvey'e o anlaşmayı alıp götüne sokmasını söyle çünkü bu işi mahkemeye götürüyoruz.
Así que hazme un favor, y dile a Harvey que puede coger ese acuerdo de mierda y metérselo por el culo, porque vamos a ir a juicio.
Onun için bana ufacık bir iyilik yap ve "Bana kızgın olduğunu unuttun." gibi saçma sözler sarf etme.
Así que el pequeño favor que me puedes hacer es no decir algo tan vano como, "olvidaste que estabas enojado conmigo."
Kendine bir iyilik yap.
Hazte un favor. Cálmate.
- Bana bir iyilik yap.
Hazme un favor.
Bana bir iyilik yap ve bodruma dön.
Me encerraste en el sótano con los tarros de pintura.
Bana bir iyilik yapıp şu kapağı açabilir misin?
Hazme un favor. Abre esa compuerta.
Bana bir iyilik yap.
Eh, eh, hazme un favor.
Eğer beni doğrayacaksan bir iyilik yapıp da kulaklarımdan başlar mısın?
Sabes, si me vas a despedazar, ¿ me harías un favor y empezarías con mis oídos?
Bayım, bir iyilik yapıp arabanıza döner misiniz lütfen?
Señor, hágame un favor. Vuelva a su coche, por favor.
Başsavcıyı öldürmedim. Bunu sana yapılmış kişisel bir iyilik olarak görüyorum. Onay görüşmeleri zahmetli olduğunu biliyorum çünkü...
No maté a tu fiscal general como un favor personal hacia tí porque sé que las audiencias de confirmación pueden ser engorrosas... favor número dos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]