English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bu o adam

Bu o adam traducir español

3,794 traducción paralela
Bu, o adam değil, değil mi? Bu o adam.
Este no es el hombre, ¿ verdad?
Bu o adam.
Él es el hombre.
O adamların üçü son altı hafta içinde öldü. Bu adam hariç.
Pero tres de ellos murieron en las últimas seis semanas, salvo este hombre de aquí.
Bu herif, o adamı şahin gibi takip ederdi.
Este tipo, lo miraba como un halcón.
Görünen o ki, Jake bu adamı araştırmamızı istiyor ama...
Evidentemente, Jake quiere que nos interesemos en este tipo, pero...
Yani Vivian'ı öldüren her kimse muhtemelen o da bu adamın peşinde.
Así que quienquiera que matóa Vivian probablemente tembién esté buscándolo.
Ya öyle, ya da bu adam gerçekte söylediği kişi değil.
O eso, o no es quien dice ser que es.
Bu adamın ölümcül bir hastalığı filan mı varmış?
¿ El tipo tenía una enfermedad terminal o algo?
Bu adamı nereden bulurum? Evet, o- - O işte şurada duruyor.
Sí, está... justo ahí.
Eğer bu adamın gerçekten Eli olduğunu düşünüyorsan o zaman seni, ona emanet etmekten onur duyarım.
Y si hombre resulta ser Eli, entonces... Sería un honor entregarte a él.
Sonra birden karşına bir adam çıkıyor. Sana o kadar tanıdık geliyor ki bir gün kendini sürekli onu düşünüp ona bakarken buluyorsun. Eğer çabalarsam, bu insanı hayatımın sonuna kadar sevebilirim diyorsun.
Y de repente, hay un hombre, y se vuelve tan familiar para ti que un día te ves mirándole, pensando, podría querer a esta persona el resto de mi vida si lo intentara, y quiero intentarlo.
Bak, bu adamı tanıyor musun tanımıyor musun?
¿ Conoce al sujeto o no?
Evet, ama bu adamın yeteneği kendini görünmez yapmak. Eğer o tuzakları kurmaya vakti olduysa, mekanını gizlemek için de olmuştur.
Si, pero todo el asunto para este tipo se trata de hacerse invisible, y si tuvo tiempo de preparar esas trampas, tú sabes que se tomó su tiempo escondiendo su base.
Biz Ray için diğer ekipten daha donanımlıyız. Ayrıca o bölgeyi aramak için yeterli adam yoktu, bu yüzden fikir değiştirdim.
Estamos mejor preparados para el perfil de Ray que el otro equipo, y a ellos les falta personal para esa área de búsqqueda, así que cambié la llamada.
Bu şeyi giydiğimde bir şey oluyor benden daha büyük bir şey. O adamın hayatını kurtardım!
Cuando encendí la cosa, algo sucedió, algo más grande que yo, salvé su vida.
- Bu, o adam değil, değil mi?
Este no es el hombre, ¿ no? Es el hombre.
- Bu, o adam. Shelby pisliğin teki ve onu yakalayacağız.
Es un mal tipo y lo atraparemos.
O adamı öldürüp, hayatınızı kurtarmak için kendimi tehlikeye attım ve bu mu yani?
¿ Arriesgué mi vida para salvar sus traseros y derribar a ese tipo y eso es todo?
Korsanlar marjinal guruplar. Kendilerini dünyanın sonunu getirmeye adamış insanlar. Bu yüzden o saatler yalnızca ve yalnızca bizim elimizde...
Los piratas son creyentes radicales comprometidos con hacer que llegue el fin de los días para que solo ellos puedan salvarse.
Bu adam ya seri bir suçlunun kurbanı ya da kendisi seri bir suçlu.
Este hombre, o es víctima de un criminal en serie o lo es él mismo.
Bu genç adam çok ciddi bir mental hastalık geçiriyor o kadar ciddi ki kendi benliğine diğerlerine tehdit -
Este joven sufre una muy seria enfermedad mental, tanto así que es una amenaza para él mismo, y usted sugiere- -
Onun istediği şeyin bu olmadığını pekala biliyorsun. O adamın ne istediğini niye bu kadar önemsiyoruz?
Sabes muy bien que no era lo que queríamos.
Cidden burada bu adam o bebek ve bu ıstakozlarla yaşamak istiyor musun?
¿ Realmente quieres vivir aquí con este chico y ese bebé y estas langostas?
Yoksa bu fikre takılı kalmanın sebebi bu adamı elinden kaçırdığını düşünmen mi?
o que te simplemente se obsesione con la idea porque has pensado que este tipo fue el que se escapó?
Bu... Bu adamın o ilaca ihtiyacı var.
Este... este hombre necesita el medicamento.
Çavuş, buluşacağımız adam o idiyse, Stuttgart trenine binmesi gerekiyordu bu da demektir ki, trene bizim binmemiz lazım.
Sargento, si ese era nuestro contacto, debería estar en el tren a Stuttgart lo que significa que tenemos que abordar ese tren.
Ama ailesi yokken, vasisi yokken, ya mahkemeye gideceğim ki bu, meninjiyomun boyutuna bakarsak, adamın sahip olmadığı kadar zaman alabilirdi. Ya da basitçe, başka bir cerrahın ameliyatın gerekli ve acil olduğuna dair onayını alırım.
Pero sin familia ni guardián, tendría que ir al tribunal, lo que tomaría el tiempo que no tengo, por el tamaño del meningioma, o solo busco otro médico que diga que la operación es urgente y necesaria.
Bu o deli bilim adamı kostümü, Okul Sonrası Başaranlar etkinliği için.
Esta es la del científico loco del evento de triunfadores post-instituto.
O halde bu adamı tanımıyor musunuz? Daha önce hiç görmediniz mi?
¿ No lo habías visto antes?
Yani bu adamı yakalamak için ya nerede olduğunu ya da nerede olacağını öğrenmemiz gerekiyor.
Así que para atrapar a este tío, tenemos que o bien averiguar dónde está, o dónde va a estar.
Bu yeni bir şey değildi ve o adam bütün hayatın da hiçbir şey yapmadı.... ve o...
Eso no es novedad, ese sujeto no ha hecho nada bien en toda su vida, y él...
Bu o kötü adam.
Ese es el hombre malo.
Eğer bu arabayı sana verirsem, o zaman Chandel beni gebertir, adamım.
Si te doy este coche, Chandel me matará.
Bu adamı o gün bu saatlerde burada gördünüz mü acaba?
Nos preguntábamos si vio a ese hombre como a esta hora, o por la tarde.
İşe aldığınız bu adam aman vermez biri o halde?
¿ Entonces el hombre que contrató es un verdadero perro luchador?
Pekâlâ, bu adam bir artist ya da fotoğrafçı...
Muy bien, este tipo es un artista o un fotógrafo...
Ve bu genç adamın bağlılığını en son o zaman sorguladım.
Y esa fue la última vez cuestioné la integridad de este joven.
Bu o kötü adam, Ian Price.
Ese es el hombre malo, Ian Price.
Yani adam bu aralıktan uzanıp parayı alamazdı.
O sea que el tipo no pudo haber agarrado el dinero por el hueco.
Hızla bunaklık seviyesine gelen yaşlı bir kadın. Bu hikâyedeki kötü adamın o olduğunu mu söyleyeceksin?
Entonces, una anciana con un rápido proceso de demencia ¿ y usted me dice que ella era la mala en esta situación?
Bu dosyaların içerisinde o adamı işaret eden bir şey olmalı.
Tiene que haber algo en estos archivos que nos diga quién es.
Ya da daha kalıplı bir adam tarafından yıl başı süsü gibi bu makineye asılmış.
O puede que le estrangulara un hombre mucho más grandre y luego lo colgara en la máquina como un adorno navideño.
Her ne kadar o tarz bir adam olmadığımı düşünsem de bu kerhaneye sıkça geldiğimi kabul etmeliyim.
Si bien no me considero esa clase de hombre me he convertido en frecuentador de este prostíbulo.
Bu adamı kaybetmeyi göze alabilirim ama. O hiçbir şey bilmiyor Paul!
Este tipo parece ser un cabo muy suelto.
Son birkaç haftadır birlikte çalıştığım adam değil kesinlikle ve ne Joe Carroll ne de bu davayla ilgili bir şey istemiyorsun ama bence buna ihtiyacın olabilir ve benim de sana ihtiyacım var sayılır.
Ciertamente no es el tipo con el que estuve trabajando las últimas semanas y sé que no quieres nada con Joe Carroll o este caso pero creo que puedes necesitarlo y yo te necesito a ti.
Ama ne zaman adamın bir şey yapmaya kalkıştığını görsem bu ya evin yararı için oluyor ya da bizden birisini kurtarmak için.
Cada vez que creo que él hace algún movimiento... me entero de que solo lo hace, por el bien de la casa... o para salvar a alguno de nosotros.
Babamı senelerce yargıladık. Bu ailede ters olan her şeyi o adamın üstüne yıktık.
Juzgamos padre durante años, convirtiéndose en el chivo expiatorio por todo lo que estaba mal con esta familia.
İnsanlara göre, bu çılgın adam o gün farklı kiliselere zorla girerek şarkı söylüyordu... "
Según la gente, el loco entró a varias iglesias ese día, cantando el "Requiem".
Bu, o adam değil, değil mi?
Este no es el hombre, ¿ verdad?
Bu çok tuhaf çünkü onları ilk duyduğumda Mark adında bir adamın Dan'ına sürtünüyordum. O zaman...
Eso es loco porque la primera vez que oí de ellos fué cuando yo estaba follando en seco con un tipo llamado ( Mark ) en su guarida ( Den ), entonces...
Ben bu sandalyede, o adamın eninde sonunda kırılacak adam olduğunu bilecek kadar uzun zamandır oturuyorum.
Mientras entiendas que llevo bastante sentado en esta silla para saber que, en algún momento, ese es el tipo que se rompe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]