English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Büyük bir tane

Büyük bir tane traducir español

623 traducción paralela
- Sana büyük bir tane.
Toma. Para ti uno grande.
İşte büyük bir tane!
¡ Aquí hay uno grande!
İşte büyük bir tane.
Aquí hay uno grande.
- Büyük bir tane geliyor. - Dikkat et.
Es grande.
Ben büyük bir tane istiyorum.
Quiero una así de grande.
Bir teklifim var. Büyük bir tane.
Tengo una proposición muy importante.
Eğer o kadar zenginsen, neden daha büyük bir tane inşa edemedin?
Si eres tan rico, ¿ por qué no construyes una casa?
Binbaşı, General kendisini aşağılarken çok küçük bir meşale alıyor ve daha büyük bir tane istiyor.
El general ordena que traigan una gran antorcha.
Kendine büyük bir tane yakalamışsın, öyle mi, Cass?
Pescaste uno grande, ¿ verdad, Cass?
Büyük bir tane söyledim sana.
Ya te dije que vales mucho.
Ooh, dikkat et. İşte büyük bir tane geliyor.
Oh, mira. ¡ Ahora viene una grande!
Şöyle büyük bir tane. Park ya da Beşinci Cadde üzerinde falan?
Preferentemente más grande.
Büyük bir tane.
Este es muy grande.
Büyük bir tane, fakat burada.
Me quedo con el grande, pero ahí.
Büyük bir tane geliyor.
Aquí viene uno bueno.
Seni yenmek için gerçekten büyük bir tane gerekiyor.
Será difícil ganarle hoy.
Büyük bir tane yakaladık, değil mi?
Ésta es una gran sorpresa, ¿ verdad?
- Büyük bir tane hem de.
- Uno grande.
Şöyle büyük bir tane getirin.
¿ Me trae uno grande?
Büyük bir tane.
Uno grande.
Eğer o şeye dikkat etmezsen bir gizemin olacak, hem de büyük bir tane.
Si no tiene más cuidado con eso, entonces verá uno. Muy grande.
- Evet, büyük bir tane.
- Sí. Uno muy grande.
( GÜLÜŞME ) Paul Bunyan'ınkinden daha büyük bir tane gördüm.
Ya, y yo soy más famoso que Paul Bunyan.
Yemekhaneye ulaşmadan önce Anzio Annie, bir tane yollardı, büyük bir tane bulutlara kadar çıkandan, bilirsiniz ve siz de otomatikman, patlama anında yere düşerdiniz.
antes de poder bajar a la cocina. y el "Anzio Annie" ( cañón pesado Krupp alemán ) nos disparó una grande una de esas nubes se elevó, ya sabes como es, y de forma automática, tan pronto como sientes la explosión, te tiras al suelo.
Evet, 10 kiloluk büyük bir tane.
Sí, uno 20 grande kilos.
Büyük bir tane.
Un buen montón.
Dostumuz için bir kaç tane kağıttan zincir ve ökseotumuz olmaması büyük talihsizlik.
Es una pena que no tengamos cadenetas de papel y un poco de muérdago para el viejo.
50 tane başrahip tarafından idare edilen büyük bir tapınak düşün.
Hay un gran templo, el templo de la destrucción. Cincuenta sumos sacerdotes lo dirigen.
- Görüşürüz, Murph. ... en az bir tane büyük salgın yaşandı.
Hubo, al menos, un brote importante.
Affedersiniz, büyük bir araba içinde iki tane erkekle beraber bir bayan gördünüz mü?
Disculpe, ¿ ha visto a la chica con dos tipos en un automóvil grande?
Üç tane birden. Bir büyük, iki de küçük.
Uno grande y dos pequeños.
Şimdi sana gerçek bir tane sunacağım - hayatımın büyük sırrını.
Ahora te regalaré uno de verdad. El gran secreto de mi vida.
Sanırım bizim oralarda aynı büyüklükte bir iki tane kıyıdaki ovalarda da birkaç tane daha büyük çiftlik var.
De donde venimos, supongo que hay uno o dos así de grandes, y algunos más grandes en las llanuras costeras.
Dünyanın en büyük ülkesinin başkentinin efendileriyiz, besleyecek bir tane bile sivil yok ve bu raporları alıyorum.
Somos dueños de la capital del mayor país del mundo. No hay ni una sola boca civil que alimentar, y qué me informan.
İçinde küçük bir tane olan büyük bir paket.
Un paquete grande con otro pequeño dentro.
Vegas'daki iki büyük otelin sahibisiniz veya kontrol ediyorsunuz. Bir tane de Reno'da var.
Tienen o controlan dos grandes hoteles en Las Vegas y uno en Reno.
- Güzel, büyük bir tane.
Ese es uno grande.
Bir top istiyorum, büyük kırmızı bir tane.
Quiero una pelota grande y roja.
Büyük bir şehirde kaç tane kapı kulpu var, biliyor musunuz?
No sabe cuántos picaportes hay en una ciudad.
- Öyleyse, büyük bir tane.
- De ser así, sería enorme.
Artık büyük büyükbaban bu kirlenince sana geri getirir ve senin için temiz bir tane koyacağım.
Haz a tu abuelo traerte cuando se ensucie y pondré una limpia.
Benimki gibi büyük bir ailede, yedi çocuğum ve bir tane de bebek vardı.
¿ Cuántos de esos niños sobrevivieron?
Büyük olanın yerine ikinci bir tane oldu.
Debería ser el segundo contando desde el más grande.
"Yüz tane müzisyeni toplayacağım büyük bir kilisede. Ve yüz şarkıcıyı."
" con mil músicos, y los colocó a todos en una iglesia grande, junto a mil cantantes.
Şey, bu akşam, em, küçük bir martini belki, büyük bir biftek mutlaka, ve iyi bir korku filmi, buralarda bir tane varsa.
Esta noche quizá beberé un martini con seguridad comeré una buena carne y veré una película de terror si hay una cerca.
Sonra başka bir mağazaya gittim bir tane daha aldım, o da çok büyük.
Al salir, fui a comprarme otra, pero esta vez demasiado grande.
Biliyor musun, bana kalırsa Vollmer'in bir tane büyük hatası vardı.
¿ Sabes? Creo que ese fue... el único error grave de Vollmer. ¿ Qué?
Sonuçta hemşeriler. Rönesans dönemimde birçok büyük ressam vardı ama yalnızca bir tane Da Vinci.
Hay muchos grandes pintores en el Renacimiento pero sólo un da Vinci.
Vegas'daki iki büyük otelin sahibisiniz veya kontrol ediyorsunuz. Bir tane de Reno'da var.
Son dueños o controlan los dos mejores hoteles de Las Vegas y otro en Reno.
5. caddenin büyük bölümü onların Boston'da yirmi tane kent merkezi, New Orleans limanının bir bölümü...
Son dueños de parte de la Quinta A venida... veinte edificios del centro de Boston. Una parte del puerto de Nueva Orleans.
Pekala. Bize iki tane sivri uçlu, bir tane de büyük düz ver.
Deme dos con punta y una plana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]