Da değil traducir español
41,346 traducción paralela
Bu da değil.
Tampoco.
Kripton,'un hatası da değil.
Ni siquiera es culpa de Krypton.
Herhangi bir istilacı ya da ordu tarafından da değil, bizim tarafımızdan.
Y no por algún invasor o ejército. Por nosotros. Solo por dar todo por sentado.
Rittenhouse'un kim olduğu umrumda değil.
Me da igual quién es Rittenhouse.
Niye Polonya'daki erkekler gibi olamıyor ki? Benim asıl merak ettiğim, bu adam neden Polonya'da değil.
Ellos ni siquiera estarían en la misma habitación que su hija hasta que fuera hora de venderla.
Benim saçım da değil.
Bueno, mío no es.
O yüzden enerji içeceği iç ya da içme veya fitil istetip nerene sokarsan sok umurumda değil.
Así que toma una bebida energética, no tomes una bebida energética. Ordena supositorios y métetelos por donde quieras, ¡ no me importa!
Bu arada, umurumda değil.
Para tu información, me da igual.
Ve evet, bunun hakkında dedikodu yapmamalıyım, ama umurumda değil.
Y sí, sé que no debería estar cotilleando sobre eso, pero me da igual.
Bu kadar da değil.
Y eso no es todo.
Sorun Tricia da değil de belki de bizdedir.
Quizá el problema no es Tricia, ¿ sabes? Quizá somos nosotros.
Hayır, bu da değil. D'nin güvenliği için endişelenmek, bu kesin değil.
Y estoy seguro de que tampoco es miedo por la seguridad de D.
Ya da en iyi arkadaşınıza, gayet iyi olduğunuz hakkında yalan söylemek. Hele de sevgilinizin ihaneti size kafayı yedirmiş ve onu yakalama isteği ile dolup taşmışken hiç iyi değil.
Y mentirle a tu mejor amigo sobre estar al máximo de tus condiciones cuando estás claramente distraído por la traición de tu exnovia y consumido por un deseo de darle caza, tampoco está bien.
- Bu o kadar da kolay değil.
- No es tan sencillo.
Evet, ama, o kadar da zor değil.
Sí, bueno, tampoco es tan difícil.
Paralı asker ya da onun gibi bir şeyler, değil mi?
Son como mercenarios o algo así, ¿ cierto?
O kadar da kötü değil.
No, no está tan mal.
O da bir çocuk, değil mi?
También es hijo único,
Bunun da bir manası olmalı, değil mi?
Y eso tiene que ayudar en algo, ¿ cierto?
Ve herhangi bir işgalci ya da ordu tarafından değil.
Y no por algún invasor o ejército.
Bu insanları öldürmeye çalışan adamı durdurmamıza da yardım edecek. Çünkü ikimiz de biliyoruz ki James Olsen katil değil.
Y ayudará a detener a quien sea que está matando a estas personas, porque tú y yo sabemos muy bien que James Olsen no es un asesino.
Çünkü sadece anlayışlı değil, aynı zamanda cana yakınsın da.
Porque no sólo eres comprensiva, pero también eres gentil.
Nightingale Katili hala dışarıda biliyorsun, değil mi?
¿ Sabes que el asesino de Nightingale aún anda suelto, verdad?
Dostların da buna dahil ki inan bana, onlar senin dostun değil.
Incluyendo a tus amigos. Quienes, créeme, no son tus amigos.
Fikir ayrılığı yaratmak istediğimden değil ama Küçük Jay seni saf dışı bıraksaydı hangi hikaye senin için bir fark yaratırdı?
No es por empezar aquí un incendio forestal, pero si Little Jay te había sacado, ¿ qué más te da cualquier historia?
O iyi, ve bu şu anlama geliyor ki eğer o iyiyse belki de öngörüm çok da önemli değil Belki doğru değil Belki de bütün Kurtarıcılar ölmeyecek
Lo logró, está bien, y de ser así... quizás la visión no sea correcta y no todos los Salvadores mueran, entonces... no importa que no le diga a mi familia porque no hay nada que decir.
Pekala, Booth Ford Tiyatrosu'na tam olarak saat 10 : 00'da girdi, değil mi?
Así que Booth entra al Teatro Ford exactamente a las 10 : 00 a. m.
9 : 56 ya da 10 : 07 değil?
¿ Ni a las 9 : 56, ni a las 10 : 07?
" İnsan, Dünya'da bir kez değil, üç kez yaşar.
" El hombre vive en esta tierra no una, sino tres veces.
Uçan halılar falan yok ama Storybrooke'da fena değil.
No hay alfombras voladoras pero Storybrooke no está tan mal.
Ve bu, dışarıda edepsiz şeyler kaseti satan çocuğun kardeş olup olmadığımızı sormasıyla kısıtlı değil.
Y no solamente porque el chico que está vendiendo películas porno fuera ha preguntado si éramos hermanas.
Bu, senin ya da benimle alakalı değil.
Esto no es acerca de tú y yo.
İstediğim şey beraber olabilmek. Fakat bu da Reddington'ı hayatından çıkarmadığın sürece mümkün değil.
Lo que quiero es que estemos juntos, pero no sucederá hasta que Reddington salga de tu vida.
İyi o zaman, çünkü elimizde iki tane başsız ceset var hemde Meksika'da falan değil
Bien, porque este es el trato, Cruz.
Evet, O kadar da... kötü değil, dimi?
Sí, no se ve muy... luce mal, ¿ no?
Foklar ya da evsizler değil.
Nada de focas o indigentes.
Bu ürkütücü değil mi?
¿ No te da miedo?
Adresi belli değil. Sosyal medyada yok. Google'da çıkmıyor, evi ve işi belli değil.
Sin dirección, sin redes sociales, sin Google, sin trabajo, sin casa, nada.
Yaralanan ilk çocuk değil. Sonuncu da olmayacak.
No es el primero y no será el último.
Anne, Adam bir alkolik ya da uyuşturucu bağımlısı değil, sadece normal bir adam.
Mamá, Adam no es un alcohólico o un drogadicto, es un tío normal.
Bu toplantıda ünlü sayılırsın, ama iyi bir şekilde değil.
eres famosa en esta reunión, pero no forma positiva.
Harvard'da okudum ben, Cirque Du Soleil'de değil.
Formado en la Universidad de Harvard, no Cirque Du Soleil.
Sana göre de bir kadın yaratıp sonra da o ceset torbasıyla sevişmeliydim, değil mi?
¿ Entonces debería haber hecho una mujer para tener sexo con un cadáver?
Düşünüyordum da. Bu kadına karşı beraber iş tutmamızın sence bir sebebi olmalı değil mi?
Sabes, he estado pensando ¿ la forma en que tú y yo caímos por esta tipa y sin ninguna razón?
Yolculukları severdim, dışarıda gördüklerim için değil de, içeride keşfettiklerim için.
Recuerdo que me encantaba el viaje, no por lo que vi fuera, sino por lo que encontré dentro.
Ama zor bir yolu da var, değil mi?
Pero, existe una manera difícil, ¿ verdad?
Ama bir tanecik hatuna da bağlanmak gibi değil, değil mi?
Pero no sabes quedarte atado a una chica viva, ¿ verdad?
Şu an dışarıda olmak için uygun değil.
Ella no está en condiciones de estar en el campo, en este momento.
Bodrum da oyuna dahilmiş. Sandığım gibi sadece sergi katları değil.
El sótano aparece en el juego, también, no sólo las plantas de la exhibición como pensé.
O kadar da kötü değil, değil mi?
No ha estado tan mal, ¿ no?
Bu kadar da değil ama.
No este tipo de inteligencia.
da değilsin 20
da değiliz 32
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
da değiliz 32
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66