English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / Değil mi canım

Değil mi canım traducir español

503 traducción paralela
"Bütün mesele bundan sonra ne olacağı değil mi canım?"
"Sólo importa lo que suceda de ahora en más, ¿ cierto querido?"
Çok çekici, değil mi canım.
Querida, es realmente atractivo.
Değil mi canım?
¿ No, Julia?
- Değil mi canım?
- ¿ Verdad, querido?
Hangi gün olduğunu unutmuş olamazsın, değil mi canım?
¿ No recuerdas qué día es hoy?
Beni anlıyorsun, değil mi canım?
Lo entiendes, ¿ verdad, querida?
Bunu benim için yapacaksın değil mi canım?
Harás eso por mí, ¿ verdad, cariño?
Sahne aşkın yüzünden her şeyi bir oyun gibi görüyorsun öyle değil mi canım?
Todo parece ser un buen papel cuando te fascina el teatro ¿ verdad, cariño?
Bana gülümsemeye bile çalıştı. Öyle değil mi canım?
querido?
Babanla birlikte güzel günler geçiriyor olmalısın, değil mi canım?
¿ Es que habéis perdido las tijeras?
Ama tek kelime okuyamıyoruz, değil mi canım?
Pero no entendemos una palabra, ¿ verdad, querida?
- Albay kızları, değil mi canım?
Las hijas del coronel, querido.
Üşümedin, değil mi canım?
¿ Estás bastante abrigada?
Ama biliyorsun uyku tulumunda uyumayı seviyor. Değil mi canım!
Sí, pero a él le gusta dormir en una bolsa de camping, ¿ verdad, hijo?
Olympia'yı o yaz tedavi etmişti, değil mi canım?
Atendió a Olympia ese verano, ¿ verdad, querida?
- Sen iyi olacaksın, değil mi canım?
- Vas a estar bien, cariño. ¿ Verdad?
Çok stresli, öyle değil mi canım?
Bueno... es demasiado estresante no, lo cree?
Diğerleri nasıl nasıl da bize imrenir ve kıskanırlardı. değil mi canım?
¿ Y cómo los demás se escabulleron y salieron sin darnos cuenta?
Miriam sırtımızdan düşmelerini isteyecek, değil mi canım?
Miriam les dirá adónde pueden irse, ¿ verdad, querida? Ojalá pudiera.
Öyle değil mi canım?
- ¿ Hablemos claro? - Sí, claro.
- Görüyorum. - Değil mi canım?
Ya veo.
Söylesene canım, bir sorun yok, değil mi?
Dime, nena, ¿ hay algo que te preocupe de veras?
Çok can sıkıcı, değil mi hayatım?
Es un aburrimiento, ¿ verdad, cielo?
Bunu anlıyorsun değil mi, canım?
Lo entiendes, ¿ verdad, querida?
Bunu daha önce söylemiştin değil mi, canım?
Acabas de decir lo mismo, ¿ no, cariño?
- Bu Hollanda şapkası değil mi, canım?
- ¿ No es un sombrero holandés hermoso?
- Canım benim. - George bir melek, değil mi?
- ¿ George es un ángel?
Kötü haber değil, değil mi, canım?
¿ No serán malas noticias?
Babanı çok seviyorsun, değil mi, canım?
Te gusta tu padre, ¿ verdad, cielo?
Dinle canım. Sana daha önce hiç yalan söylemedim, değil mi?
Escucha, querido, ¿ verdad que nunca te he mentido?
Değil mi, canım?
Estoy de acuerdo.
Damat burada değil, gördüğünüz gibi. Damat o kadar da önemli değil, değil mi, canım?
Bueno, estoy seguro de que todo irá a la perfección y será una gran boda.
Gergin değilsin, değil mi canım? Gergin değil.
Reverendo, la verdad es que no hemos ensayado.
- Canını yakmadım, değil mi?
- No te he hecho daño, ¿ verdad?
- Canımı yakmayacaksın, değil mi?
- ¿ Va a ser bueno conmigo?
- Selam. Hala canı acımıyor değil mi?
¿ Volvió el dolor?
Bu "kadının" benim karım olduğunu sana söylediler. Hiç canının sıkılmadı değil mi?
Supongo que no se molestó en decirle que esa "chica" era mi esposa.
- Canım kıskanmıyorsun değil mi?
- No estás celoso, ¿ o sí, amor?
Öyle değil mi canım?
¿ Verdad, querida?
Canımı sıkan, oğlumun şu deli kızın peşinden koşması değil.
No me preocupa nada que mi hijo vaya detrás de esa loca.
Ee, canım? Değil mi?
Bueno, cariño, ¿ no es así?
Anemden hala haber alamadım, canımı sıkan o değil, ama iki gün oldu.
Todavía no se nada de mi madre ; no me preocupa, pero ya pasaron dos días...
Hayır canım, fakat bu mümkün değil mi?
No, hijito, pero es una posibilidad, ¿ verdad?
Benim için içki almaya gidersin, değil mi? Çok susadım ve canım bira istiyor. - Evde bira var, efendim.
Barret... ¿ Puede ir al Pub a comprar un litro de cerveza?
Çan hikayesi doğrudur umarım, başka gemi almak için uydurmadın, değil mi?
¿ Lo de la campana es verdad o intentas conseguir otro barco?
Değil mi, canım?
Cariño de papá,
Üzüm canlı değil mi? Onun canı acımaz mı sandın?
Tú no las plantaste, no araste.
Canım Barbara, bir şey yada birini gördüysen, lafı ağzında gevelemenin bir anlamı yok, değil mi?
Mi querida Bárbara, si has visto algo o alguien, no hay sentido en hablar en clave, ¿ no?
Pekala, şimdi bir canlı sıçanımız oldu, değil mi?
Bien, así que tenemos una rata viva y coleando, ¿ verdad?
- Canım hala onu giyiyorsun. - Sorun değil.
- Mi querido, todavía estás usando.
İnanmazsınız ama her şeyi kendimiz yapmak zorunda kalmıştık. Öyle değil mi, canım?
No lo vais a creer... tuvimos que hacerlo todo nosotros mismos. ¿ Verdad, querido?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]