Nasıl buldun traducir español
3,449 traducción paralela
Ayrıca beni nasıl buldun yahu?
¿ y cómo demonios me has encontrado?
Sen nasıl buldun?
¿ De dónde sacaste eso?
- Beni nasıl buldun?
¿ Cómo me has encontrado?
Burayı nasıl buldun?
Pero, ¿ cómo encontraste este lugar.
Diamond Snow'u yerini, ilk nasıl buldun?
¿ Pero como encontraste la nieve diamante?
Bu arada seti nasıl buldun?
Por cierto, ¿ qué piensas de la actuación?
Beni nasıl buldun?
¿ Cómo... cómo me encontraste?
- Bu numarayı nasıl buldun?
¿ Cómo conseguiste este número?
Kendinde bu gücü nasıl buldun?
¿ De dónde sacaste... la fuerza?
- Beni nasıl buldun?
- ¿ Cómo me has encontrado?
- Beni nasıl buldun, Johnny?
¿ Y cómo hizo para encontrarme, Johnny?
Mekanımı nasıl buldun?
¿ Te gusta mi casa?
Beni nasıl buldun?
Intenta huir y prometo que el próximo no lo será.
Ama daha da önemlisi, Andy ile randevum için seçtiğim vintage marka kazağımı nasıl buldun?
Para más importante, ¿ qué piensas de este abrigo antiguo que elegí para mi cita con Andy?
Nasıl buldun?
Así, ¿ qué piensas?
Beni nasıl buldun?
¿ Cómo me has encontrado?
O zaman bunları kafatasında nasıl buldun?
¿ Entonces cómo llegaron dentro del cráneo?
- Peki, bunu nasıl buldun?
Bien, ¿ cómo lo descubriste?
Billy, beni nasıl buldun?
Billy, ¿ cómo me encontraste?
Zushi, nasıl buldun?
¿ qué opinas?
Stüdyonun yerini nasıl buldun?
¿ Cómo conseguiste la dirección de mi estudio?
Nasıl buldun?
¿ Qué opinas?
- Beni nasıl buldun?
¿ Cómo me encontraste?
Kimsin ve burayı nasıl buldun?
¿ Quién eres tú, y cómo llegaste aquí?
Nasıl buldun?
¿ Qué te parece?
- Geçenkini nasıl buldun?
驴Qu茅 te pareci贸? - Magistral.
- Beni nasıl buldun?
- ¿ Cómo me encontró?
Jurgen, bu işi nasıl buldun?
Oye, Jurgen, ¿ y cómo es que conseguiste este trabajo?
Bu cehennemi nasıl buldun, Heidi, ha?
Cómo diablos has encontrado este lugar, Heidi, ¿ eh?
- Bu yeri nasıl buldun?
¿ Cómo encontraste este sitio?
Hey beni nasıl buldun?
Oiga. ¿ Cómo me encontró?
Hayır. Lafımı nasıl buldun? "Yalancı tavşan".
No. ¿ De lo que dije? "Antes que a un cojo".
Bunları nasıl buldun, Jorge?
¿ Cómo encontraste esto, George?
Bu numarayı nasıl buldun?
¿ Cómo consiguieron este número?
Zach'i nasıl buldun?
¿ Qué piensas de Zach?
Ee, nasıl buldun baba?
¿ Qué dices, papá?
Nasıl buldun?
¿ Cómo la conseguiste?
Adresimi nasıl buldun sen?
¿ Cómo conseguiste mi dirección?
Burayı nasıl buldun?
¿ Cómo encontraste este lugar?
- Bunu nasıl buldun?
Así que si alguien pudiera ayudarme ahora... - te ayudaría también a ti. - ¿ Cómo encontraste esto?
Sorina'yı nasıl buldun?
¿ Qué te parece Sorina?
Nasıl buldun beni?
- ¿ Cómo me encontró?
Beni nasıl buldun?
¿ Cómo me encontraste?
Cereza'mı nasıl buldun?
¿ Qué piensas de mi Cereza?
Beni nasıl buldun?
¿ Fry? ¿ Cómo me encontraste?
Buldun. Nasıl?
Lo has cogido. ¿ Cómo?
Ee, nasıl buldun? Bayağı iyi, ha?
Así que, ¿ qué piensas?
- Bizi nasıl buldun?
- ¿ Cómo nos encontraste?
Klaus'a bir avcı ve bir melezi kaybettiğini nasıl açıklayacağını buldun mu?
¿ Ya pensaste cómo le dirás a Klaus que has perdido a un cazador y a un híbrido?
Ne kadar meşgul biri olduğunu düşünürsek, balığa gitmeye nasıl vakit buldun, hayret.
- ¿ De verdad tenías tiempo para ir a pescar?
- Benim kızı nasıl buldun? - Artık İspanyolca konuşuyor musun?
¿ Ya hablas bien en español?
nasıl buldunuz 51
buldun mu 125
buldun 31
buldunuz mu 39
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
buldun mu 125
buldun 31
buldunuz mu 39
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41