English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Nasıldım

Nasıldım traducir español

1,828 traducción paralela
- Nasıldım? Pekala.
Así que, ¿ cómo lo hice?
Nasıldım!
¿ Qué tal?
Ve ben nasıldım?
¿ Y qué tal yo?
O zamanlar nasıldım, hatırlar mısın, ha?
¿ Te acuerdas de cómo solía ser?
Nasıldım?
¿ Cómo estuve?
Nasıldım?
Entonces, ¿ cómo estuve?
Nasıldım?
¿ Cómo estuve? ¿ Cómo estuvo?
Nasıldım sizce?
¿ Cómo me fue?
Nasıldım?
¿ Cómo lo hice?
- Nasıldım?
¿ Qué tal lo he hecho?
Tamam, nasıldım?
Bien, ¿ cómo estuvo?
- Doğduğumda nasıldım...
- ¿ Tú? - Cuando nací.
Nasıldım hoca?
¿ Cómo lo hago, maestra?
Nasıldım?
¿ Qué tal lo hice?
Peki, sizin işinize baktım Myspace'ten ve tam anlamıyla çıldırdım, hem de nasıl.
Guau Estuve oyendo lo vuestro en MySpace y aluciné a lo grande
O yüzden, ben bunun nasıl olduğunu soracağım, sen de "Ayağım takıldı." diyeceksin.
me tropecé ".
Yarın rapor vermeme ne dersin? Nasıl koştum, ayağım takıldı, suya düştüm, hepsini açıklayayım.
Cómo corrí, cómo tropecé y caí al agua.
Gün batımı nasıldı? Hiç daha iyisini görmemiştim.
- ¿ Cómo estuvo el atardecer?
Hocanın gözbebeğinin nasıl muayene yapıldığını öğrenmesi lazım.
Los preferidos del profesor consiguen hacer exámenes.
"Yolculuk nasıldı" mı?
¿ Un buen viaje?
Sanırım nasıl pencere takıldığını hatırlıyorum. Önemli değil.
Creo que recuerdo cómo reemplazar una ventana.
- Merhaba tatlım. Okul nasıldı?
- Hola, cariño. ¿ Cómo estuvo la escuela?
Günün nasıldı, hayatım?
¿ Cómo estuvo tu día, cariño?
Söyle bakalım, yemek nasıldı?
Bien, uh, dime cómo estuvo, uh, cómo estuvo la cena?
Ve işte, bize geleneksel karabuğdaylı gözlemesinin nasıl yapıldığını öğretecek olan hanım.. Bree Van de Kamp.
Y aquí está la señora que va a enseñarnos cómo hacer sus tradicionales panqueques de trigo Bree Van de Kamp.
Evet, kitabım, yemek ve ailelerle ilgili. Ve yemek yapıldığı zaman, ailelerin nasıl biraraya geldikleriyle ilgili.
Sí, mi libro habla de comida y familias, y cómo la comida junta a las familias cuando hacen de comer.
Daha önce TV'ye çıkmıştım. Nasıl yapıldığını bilirim.
Estuve en T.V. una vez, sé como hacerlo.
Ve ben bu duyguya nasıl kapıldığımı bilmiyorum.
Simplemente no sé cómo llegué a esto.
Davis hakkında nasıl yanıldım?
¿ Cómo pude estar tan equivocado acerca de Davis?
Takım olarak çalışırız. Nasıldır bilirsin, kolektif olarak. Bazen fikrin kimden çıktığını söylemek zordur.
Somos un equipo, cooperamos, a veces es difícil decir de quién fue la idea.
Nasıldın? Demeye çalıştığım, beni aramalılardı,
Estuviste tan fabulosa que deberían llamarlo,
İlk maceran nasıldı bakalım?
¿ Qué opinas de tu primera aventura?
- İş nasıldı? - Bütün yaptığım bu.
Y he dicho alguna vez que no seas lo suficientemente bueno para mi?
Ve nasıl ayrıldığımızı da.
Y recuerdo cómo nos separamos.
Bugün okul nasıldı, tatlım?
¿ Cómo te fue hoy en la escuela, cariño?
Selam ufaklık pazar okulu nasıldı bakalım?
Hola, amigo, ¿ qué tal te fue en la escuela dominical hoy?
Bu yayın, FED ve desteklediği küresel ticari bankalar ağı tarafından uygulanan paranın yaratım süreci, nasıl kurumsallaştırıldığını açıklamaktadır.
Esta publicación detalló la práctica institucionalizada de la creación del dinero como la utilizan la FED y la red global de bancos comerciales a los que apoya.
Bilim adamlarına hiç "Sıkıcı ve monoton işlerin ortadan kaldırıldığı bir toplumu nasıl tasarlarsınız?" diye sormadık. "Ulaşım sırasındaki kazaların olmamasını nasıl sağlarız?" diye sormadık. Veya "İnsanların yüksek standartlarda yaşamasını nasıl sağlarız?" diye.
Nunca le hemos dado a nuestros científicos el problema de cómo diseñar una sociedad que eliminaría el aburrimiento y el trabajo monótono, que eliminaría los accidentes en transportes, que le permitiría a la gente tener un alto estandard de vida.
Gözümüzü çevirip gökyüzüne baktığımızda nereden gelmiş olduğumuzu, bütün yıldızların nasıl yaratıldığını bütün elementlerin nasıl oluştuğunu, hatta evrenin kendisinin nasıl meydana geldiğini sorarız.
Cuando contemplamos el cielo, nos preguntamos de donde provenimos, como fueron creadas las estrellas, como fueron hechos todos los elementos, incluso como comenzó el universo mismo.
Amerika'da müşterilere nasıl davranıldığını anlatıyım.
Bueno, déjame decirte algo del servicio al cliente estadounidense.
Futbolu, gençliğimde sokaklarda oynadığımı nasıl açıklayabilirdim berbat bir oyuncu olduğumu ve bu lakabın da orkestra yönetse daha iyi dedikleri için takıldığını nasıl söylerdim ki?
Cómo explicarle que yo sólo jugué fútbol de pibe en las calles, que era malísimo. Y que me gané el sobrenombre, por que siempre me dijeron que mejor me fuera a dirigir una orquesta.
Nasıldım?
¿ Cómo diablos estuve?
Yani şimdi sen bize nasıl açıldığını mı göstereceksin, Bay Kuralcı?
¿ Nos va a mostrar cómo se hace, Sr. Sigo-Las-Reglas?
Ayaklarımı nasıl kuru tutacağımı düşünmekten sıkıldım.
Estoy cansado de preocuparme en cómo mantener Los pies secos.
Tatlım, Nasıl olduğunu bilemezsin, O çıldırmıştı!
Cariño, no sabes cómo era... ¡ Estaba loca!
Bir kahraman olmayacağımı bildiğimden bir palyaço oldum. Gölgede yaşamak nasıldır bilir misin?
¿ Sabes lo que es vivir en la sombra?
Nasıl sıkıldım bilemezsin.
No se imagina cómo sufro.
bunu sevdim... nasıl yapıldığını hatırlarsam cidden adamım demektir.
Me gusta. A ver si me acuerdo. Sí es fuerte, como para un hombre.
Burada mı bırakıldım yoksa bu onurlu bir şekilde ölmek için acınası bir girişim mi?
Dirigirme aquí es un penoso intento de morir con dignidad.
Ben kitap yazarım, dedektif öyküleri yazıyorum ve kafama takıldı. Gerçek hayatta, gerçek bir insanı takip etmek nasıldır, bilmek istedim.
Verá, yo... escribo libros historias de detectives, y... se me ha metido en la cabeza averiguar cómo es... seguir a una persona real en la vida real.
Hayatım önceden nasıldı ki?
¿ Qué era mi vida antes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]