English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Naş

Naş traducir español

513,840 traducción paralela
Eğer bu kadar etkilenmişse dışarıda nasıl dolaşıyor?
¿ Si es tan contagiosa cómo está en libertad?
Bu nasıl mümkün olur?
¿ Y eso cómo es posible?
Nasıl?
¿ Cómo?
Bir köpekbalığı yüzmekten ya da yemekten nasıl vazgeçemez ise o da bunu yapmayı bırakamaz.
No puede escoger dejarlo, al igual que un gran tiburón blanco no puede escoger dejar de nadar y de comer.
O işi nasıl başardın?
¿ Cómo narices se las arregló con ese?
Gerçek önemli değil. Bu dünyada önemli olan tek şey, gerçeğin nasıl göründüğüdür dedin.
Que la verdad no importa, que la única cosa que importa en este mundo es la apariencia de la verdad.
Nasıl gitti?
¿ Cómo te ha ido?
- İş nasıldı?
- ¿ Qué tal el trabajo?
Eğer dizlerimiz öbür tarafa bükülseydi sandalyeler nasıl görünürdü? Çeviren : kermitthegray İyi seyirler. Bu, hayatımdaki en iyi duştu.
¿ Cómo serían las sillas si las rodillas se doblaran hacia dentro? Ha sido la mejor ducha de toda mi vida.
Nasıl atlanacağını nasıl bilmezsin?
¿ Cómo no puedes saber saltar?
Kekler olmadan nasıl ayık kalacağım?
¿ Cómo diablos se supone que me mantendré sobria sin magdalenas?
Adam arıyor. Nasıl görünüyorum?
Es Adam. ¿ Qué tal estoy?
Esrarın tadının nasıl olduğunu biliyorum ve onların tadı esrar gibi değildi.
Sé cómo sabe la hierba y esas no sabían a hierba.
Şu anda buna nasıl gülebiliyorsun?
¿ Cómo puedes reírte en este momento?
Bir bağımlıyla çıkarken nasıl uyuşturucuları etrafta bırakabilirsin?
¿ Cómo dejas drogas por ahí cuando estás saliendo con una adicta?
Selam kızlar. Nasıl gidiyor?
Hola, chicas. ¿ Cómo estáis?
Bu nasıl olabilir?
¿ Cómo es posible?
Bana nasıl atlanacağını öğrettiğine sevindim.
Me ha gustado enseñarte a dar saltitos.
Kızlar nasıl?
¿ Cómo están las chicas?
Yani bu sabah nasıl hissettiğini biliyorsun.
Entonces recuerdas cómo te encuentras por la mañana.
Selam Christy. Büyük buluşman nasıldı?
Hola, Christy. ¿ Qué tal tu gran cita?
Nasıl gidiyor?
Hola, ¿ qué tal?
Google'dan sahte soygun nasıl yapılıra bakıyorum.
Gogleando cómo fingir un robo.
- Yemek nasıldı?
- ¿ Qué tal la cena?
Nasıldı?
¿ Qué tal estaba?
Nasıl damdan düşer gibi olur?
¿ Cómo que ha sido por sorpresa?
Tanrım, Adam'a nasıl söyleyeceğim?
Dios mío, ¿ cómo se lo voy a decir a Adam?
Nasıl bilebilirsin ki? Pikniğe gidebilmek için fazlasıyla akşamdan kalma olurdun.
Tendrías demasiada resaca para ir ni de picnic.
Nasıl göründüğü de budur.
Eso es lo que parece.
AVERY : Nasılsın?
¿ Cómo está?
Şimdi Murtaugh'nun nasıl hissettiğini biliyorum.
Ahora sé cómo se siente Murtaugh.
- Nasıl girdin?
¿ Cómo entraste?
O kıza nasıl araba kullanacağını hatırlamıyorum, değil mi?
No recuerdo haberle enseñado a esa chica a manejar, ¿ y tú?
Hey, nasılsın Other Doc?
Hola, ¿ cómo te va, otro doctor?
Uzak durmayan şey, herkese nasıl bakmaya başladığındır. Sanki sadece sana zarar vermelerini bekliyormuşsun gibi.
Lo que no se va es como empiezas a ver a los demás como si estuvieras esperando que ellos te hieran.
O nasıl?
¿ Cómo está?
- Nasılsın?
- ¿ Cómo está?
Hey, bebeğim, bundan nasıl istersen bilirsin Randevu gecemizi geçirmek için mi?
Oye, cariño, ¿ estás segura que así es como quieres pasar nuestra noche de cita?
Bir de benim nasıl hissettiğimi hayal et.
Imagina cómo me siento yo.
Ama anlamadım. Bu kişinin, tüm bunlarla nasıl bir bağlantısı var?
Pero no lo entiendo. ¿ Qué conecta a esta persona con todo esto?
Dr. Moreau'nun adasındayız, nasıl boktan tuhaf bir şey olursa bu kesinlikle büyük evden kaynaklanıyordur.
Estamos en la isla del Dr. Moreau, cualquier cosa rara que pase viene de la casa grande.
Ve beni nasıl sinirlendireceğini de çok iyi biliyor.
Y sabe exactamente cómo enfadarme.
TSSB'nun majör depresif bozukluklarla nasıl gerçekleştiğini araştırıyorum.
Investigo cómo el TEPT coexiste con la mayoría de enfermedades depresivas.
Ama bana bazı şeyler gösteriyor mesela nasıl özel olduğumla ilgili.
Pero ella me enseña cosas, como por qué soy especial.
- Hell-Wizard bunu nasıl bulmuş?
¿ Cómo lo ha averiguado el maldito Brujo del Infierno?
Onunla ve çılgın vizyonuyla nasıl çalışabildiğini anlamıyorum.
No sé cómo puedes trabajar para él y su descabellada visión.
- Bu nasıl, efendim?
- ¿ A qué se refiere, señor?
- Helena ve hamileliliği nasıl gidiyor?
¿ Qué tal Helena y el embarazo?
Nasıl olduğunu anlat.
Dinos quién era.
Susan Duncan. Bu nasıl oldu?
Susan Duncan. ¿ Cómo ocurrió?
- O nasıl?
¿ Cómo está?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]