Odasında değil traducir español
372 traducción paralela
Odasında değil mi?
¿ No está ella en su habitación?
- Çalışma odasında değil mi?
- ¿ No está en su estudio, señor?
Odasında değil.
No está ahí.
Captain Vickery odasında değil, efendim, ve Binbaşı Langford'a benziyen birisini havuza doğru giderken gördüm.
El capitán Vickery no está en su habitación, señor. Me ha parecido ver al Mayor Langford dirigirse hacia el estanque.
- Odasında değil.
- No esta en su habitación
Odasında değil mi?
¿ No está en su habitación?
- Hayır, odasında değil.
- No, no está en su pieza.
- Odasında değil mi?
- Supongo que está en tu habitación.
- Odasında değil.
- No está en su habitación.
Sanırım bu konuyu başka bir zaman tartışabiliriz... günah çıkarma odasında değil tabii?
Lo discutiremos en otro momento y fuera del confesionario. Buenas noches, padre.
- Odasında değil.
- No está en su cuarto.
Odasında değil.
No está en su habitación.
Evet, ama cinayetin işlendiği sabah odasında değildi, değil mi?
Pero ella no estaba arriba cuando se cometió el crimen, ¿ no?
Soyunma odasında değil.
No está en su vestuario.
- Hayır. Odasında değil mi? - Hayır.
No. ¿ Acaso no está en su habitación?
Odasında değil. Bana sorarsanız dün gece orada uyuduğunu sanmıyorum.
No está en su habitación y si me lo pregunta, no creo que haya dormido ahí esta noche.
- Odasında değil.
- En sus aposentos no está.
Bay Gianni odasında değil.
No encuentro al señorito Gianni. No está en su habitación.
Ama neden odasında değil?
¿ Y por qué no en su habitación?
Erzak ya da bakım odasında değil.
No está en Abastecimiento, Sulu.
Aç kapıyı! - O, gittti! Odasında değil!
Abre, se ha ido, no está en su cuarto.
- Kumanda odasında değil mi?
- ¿ No está en el Puesto de Comando?
- Hayır. Odasında değil mi?
No. ¿ No está en su habitación?
Bay Carsini şu anda odasında değil.
El Sr. Carsini no está en este momento.
- Ama kesinlikle dua odasında değil.
- Pero no en el confesionario.
Odasında değil, Christine'le değil, Alice ve Anthony de uyumuşlar.
Ni en el tuyo. Ni con Christine. Y los otros duermen.
Kocam yukarıda çalışma odasında değil.
Mi marido no está en el estudio.
Odasında değil.
¿ No está en su habitación?
Burun ameliyat odasında değil mi?
La nariz está en la sala de operaciones.
- Erzak ya da bakım odasında değil.
- No está en Mantenimiento.
Odasında değil de.
Ella no está en su habitación.
Evet ama, Bay Tyler'ın odasında toplanıp... şekerleme közlerken filan... kimi aranıza alacağınızı konuşuyorsunuz, değil mi?
Sí, pero cuando se reúnen en el cuarto del señor Tyler para asar malvaviscos y esas cosas hablan de la gente que van a admitir, ¿ no?
Odasında kalacağına ihtimal vermezsin, öyle değil mi?
Y supongo que no se quedará en su habitación. No.
Odasında ne halt ettiği umurumda değil, ama o kızla ilişkisi ciddileşmeye başladı.
No me importaría que tonteara con ella en el despacho, pero va en serio.
Çalışma odasında, değil mi?
Yo Io sirvo.
Odasında da değil.
Tampoco está en la habitación.
Bayan Robey uyuyakalmış. Celia odasında bile değil
Miss Robey todavía duerme y Celia no está en su habitación.
Yatak odasında. - Sonra da David'i göndereceksin değil mi?
- ¿ No querrás que nos sorprenda David?
Orada değil, ama odasında bulduğum şeye bak.
No está, pero mira lo que he encontrado en su habitación.
- Odasında. - Neden gemisinin başında değil?
- Cómo te deja a ti al mando?
Senatör, yarın gece bir randevunuz olduğu doğru değil mi? General Haynesworth'un özel gösterim odasında'Yalnız'Rhodes ile'Madison Bulvarı İstişaresi'olarak bilinen bir toplantı?
Senador, ¿ no es cierto que mañana tiene una cita para el "Entrenamiento de Avenida Madison", por Solitario Rhodes en la sala privada del general Haynesworth?
Bürstner'in odası değil mi? - Elbette. Odasında yabancıların ne aradığını biliyordur.
Usted iba hacia allí. ¿ Es la habitación de la Srta. Burstner, no?
Çocuk odasında falan değil, burada.
No es cerca del cuarto de la niña, es aquí abajo.
Odasında olmalı. Anahtarı burada değil.
Probablemente este ahi, no esta la llave.
Ama bu mümkün değil. Şu anda odasında yazı yazıyor.
Está escribiendo en su oficina.
Kalk. Bir erkekle otel odasında olduğunun farkında değil misin?
Levántate. ¿ Te das cuenta de que estás a solas con un hombre en un hotel?
Tamam, yatak odasında bir çamaşır torbası vardı, öyle değil mi?
Hay una cesta de ropa sucia en el dormitorio, ¿ no?
Odasında yok. Müzik odasında da değil.
No está en su habitación ni en el salón de música.
- Sorun değil. Yatak odasında olacağız.
Estaremos en la habitación.
Onun yatağında değil de çalışma odasında.
En su cama no, pero en su estudio sí.
Orada değil, oturma odasında.
Allí no, en la sala de estar.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56