English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Silahlılar

Silahlılar traducir español

371 traducción paralela
Silahlılar. Teşekkürler Willy.
Gracias, Willy.
Ama silahlılar. Boğazkesen bunlar!
- Pero están armados.Son unos asesinos.
Çok tehlikeli ve silahlılar.
Son peligrosos y están armados.
Huzuru sağlamak için tüm silahlıları içeri tıkmam bile gerekse yapacağım.
Mantendré el orden aunque deba encerrar a todos los pistoleros del pueblo.
Silahlılar, onları koruyan hipodrom bekçileri de öyle. Onlara bürodan arabaya eşlik ediyorlar.
Llevan armas, como los detectives del hipódromo que los cubren del auto a la oficina y de regreso.
Silahlılar.Evet efendim
Van armados - sí, señor.
- Silahlılar mı?
- ¿ Con escolta?
İlkin otomatik silahlıları vurun.
Primero las automáticas.
Silahlılar.
Están armados.
Ve silahlılar!
Y están armados!
Siz silahlılar, beni takip edin.
Los que vais armados, seguidme.
Mahkumlar, korumaya saldırarak kaçtılar, silahlılar.
Los prisioneros atacaron al guardia y escaparon.
Silahlılar.
Deben ser encontrados.
Onlar silahlılar ve tehlikeliler.
Están armados y son peligrosos.
- AKŞAM YEMEĞİ... silahlılar. KAHVALTI - ÖĞLE YEMEĞİ
DESAYUNO
Silahlılar mıydı yoksa sizi durdurabilmeyi mi umuyorlardı?
¿ Estaban armados o esperaban detenerlo con el puro fuego?
Balkonda insanlar var. Silahlılar!
¡ Hay gente armada en el balcón!
İki atlı. Silahlılar.
Dos hombres a caballo,... están armados...
Bizi arıyorlar ve silahlılar.
A nosotros y armados.
- Silahlılar. - Evet.
- ¿ Con pistolas?
Sürekli silahlılar ve benimle ilgili aynı işi yaparak onlara rakip olmamdan korkuyorlar.
- ¿ Por qué? Siempre van armados. Temen que haga mis pequeños negocios paralelamente.
Zorla alıkoyma, silahlılar.
Secuestro, van armados. No es muy pronto.
Dikkatli olun, silahlılar.
Cuidado, van armados.
Hafif silahlılar tepede mevzilenecek.
Nos disparan con armas ligeras.
Silahlı güçler yoldan Riverview'in yukarılarına kadar devriye geziyor.
Hay guardias patrullando la carretera hasta Riverview
Tüm birimler, silahlı çatışma, 3216 River Drive.... Bu çağrıların hepsine polis desteği gönderiyoruz...
Enviamos ayuda policíaca a cada llamada.
... kendilerine bir eğlence yarattılar... 200 den fazla silahlı adam uyuyan köye baskın yapıp.
Eran algo mas de 200 y entraron mjentras la gente dormia.
Tepeden tırnağa silahlıydılar, ama korkularından... bir kez bile ateş açamadılar.
Han navegado con cada arma que pudieron traer y temieron disparar un tiro.
İkinci kaptan, ve kıyıda gördüğünüz silahlı kişiler başlattılar.
Organizado por mi oficial de cubierta, ayudado por esos a quienes ha visto desembarcando.
Yeni Zelanda'nın savaşçıları Orta Doğu'da savaşırken cesur ülkeleri, çapadan başka bir şeyle silahlı değildi.
La fuerza aérea de Nueva Zelanda estaba en el Medio Oriente quedándose este valeroso país prácticamente indefenso.
Bu Silahlı Kuvvetler'i aşağılayıp, askerlikten kaçmaya teşvik ediyor. - Orduya karşı saldırılar...
Es casi una invitación a la deserción, un vilipendio a las Fuerzas Armadas, ofende al ejército...
Silahlı mılar?
¿ Está armado?
Silahlı bir polis mangası hasta yükü altında ezilen doktorlara... üçüncü grupta bulunanların acılarına son vermekte yardım ediyor.
Un pelotón de policía armada ayudando a los doctores desbordados a aliviar el sufrimiento de los de la categoría tres.
Letonya'da 300 ajanımızın, füze mevzilerini parçaladığını bütün profesyonel sabotajcıların silahlı ayaklanmaya hazır olduğunu söylüyordum.
Que tenemos 300 agentes en Letonia desmantelando bases de cohetes. Todos los saboteadores profesionales listos para la insurrección.
On yıldır yüzbaşılar ve öteki silahlı düşmanlar yoluyla bize uyarılar gönderildi.
Durante diez años me contestó con hombres armados.
Silahlı mıydılar?
- ¿ Iban armados?
Şu noktada silahlı mücadele sadece sabotaj eylemleri olarak değil nerede ne şekilde olursa olsun emperyalizmin tüm güçlerine karşı aleni saldırılar şeklinde yaygınlaşıyor.
En este momento... la lucha armada se está generalizando cada vez más. Y no bajo la forma de un simple sabotaje... sino como ataque directo... directo contra todas las fuerzas... sean las que sean, estén donde estén... del sistema imperialista.
Emlakçılar buraların reklamını yapıyor. 24 saat silahlı güvenlik.
Las inmobiliarias los anuncian. Vigilancia armada 24 horas.
Aşırı çevreci radikal bir grup, Okyanus Kurtarıcıları, Menfez maden platformumuza silahlı bir saldırı düzenledi.
Un grupo ambiental extremadamente radical, los Ocean Saviors,... ha organizado un asalto armado contra nuestra plataforma de extracción de respiraderos.
Neden, silahlı adamlar kiraladılar.
Pero son pistoleros profesionales.
- Silahlıydılar.
- Me dieron mala espina...
Silahlılar!
- ¡ Dios Santo!
Komuta kademesi, Fransa'nın olası bir silahlı reaksiyonuna karşı, geri çekilmeye hazırdılar.
Los Jefes militares, llevaban la secreta consigna de retirarse por el río si Francia daba alguna señal de lucha.
Kortej yolu boyunca bütün çatılarda silahlı adamlar ve nişancılar olacak.
Tendremos bomberos y francotiradores en cada tejado... a lo largo de la ruta del desfile.
Geçen gece silahlı adamlar burayı bastılar, talan ettiler, Babamı ve bir çok kızılderiliyi öldürdüler... - Başınız sağolsun.
Anoche hombres armados arrasaron el poblado, mataron a mi padre y a muchos indios.
28 Ekim 1940. Bu sabah saat 5.30'da, İtalyan Silahlı kuvvetleri, Arnavutluk sınırı üzerinden, topraklarımıza saldırdılar.
Las tropas italianas, a las 5 : 30 de hoy... 28 de octubre de 1940... han atacado nuestra frontera con Albania.
Karılar silahlı!
¡ Están armadas!
On metre uzaktaki arabalarına geri dönerlerken, silahlı saldırıya uğradılar.
Mientras caminaban hacia su auto que estaba estacionado a sólo 10 metros... son asaltados a punta de pistola.
Jamaikalılar silahlı saldırıdan sonra minibüsü terk edip yeni bir araca geçmişler.
Abandonaron la camioneta después del tiroteo y robaron otro auto.
- Ukraynalıların hepsi silahlı, değil mi?
- Los ucranianos están armados, ¿ cierto?
Silahlı Kuvvetler bagajınızın kaybolması nedeniyle yaşadığınız sıkıntılar için özür diler.
Las Fuerzas Armadas lamentan los inconvenientes causados por pérdida de equipaje.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]