English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Tamamen değil

Tamamen değil traducir español

1,536 traducción paralela
Tamamen değil.
No del todo.
Tamamen değil.
Para nada.
Hayır tamamen değil.
No, no del todo.
Tamamen değil aslında.
No, nada de eso, en realidad.
Doktor, ameliyattan sonra, Poonam tamamen düzelecek, öyle değil mi?
Doctor, ¿ Poonam se recuperará completamente después de la operación, verdad?
Yalnız küçük değil, tamamen farklılar.
No son simplemente más pequeños.
Aklımdan geçmedi değil tabii ama bu tamamen Buster'la alâkalı?
Claro que sí lo pensé, pero esto es obra de Buster.
Tamamen doğru değil.
Simplemente no es cierto.
Henüz tamamen hazır değil, efendim.
Aún no hemos terminado.
Şimdi tamamen değiştim, değil mi?
Soy totalmente diferente ahora, ¿ cierto?
Benim hakkımda söylediklerin, Metropolis Üni.'ne kaçmam ve evödevime kapanmam... tamamen yanlış değil.
Lo que dijiste sobre mí yéndome a Met U. y poniendo toda mi atención en mi tarea... No es completamente falso.
Nükleer silahları tamamen çalışıyor ve yakında onları ilk saldırı silahı olarak kullanmaya başlayacaklarına inanıyorum sadece Wraithlere değil insanlara karşı da.
Sus armas nucleares están completamente operativas, y es mi sólida creencia que pronto empezarán a usarlas como armas de ataque. No sólo contra los Espectros, sino contra poblaciones humanas también.
Kimsenin kulak memesi tamamen simetrik değil.
Nadie tiene las orejas perfectamente simétricas.
Doktor McKay'in Kadimce olan şeyleri anlaması yıllar sürdü ve hâlâ hepsini tamamen anlamış değil.
Le llevó años al Dr. McKay descubrir todas las cosas de los Antiguos y todavía no las comprende del todo.
Yani Naomi'nin Shiori'yi öldürmesi Planlanmış bir öldürme değil de tamamen bir rastlantı mı?
De modo que, ¿ Naomi debía matar a Shiori? ¿ O fue una coincidencia? Apenas habían posibilidades de que ella matara a Shiori.
Sadece sen tamamen... kızgın ve kararlısın ama gözlerin öyle değil.
Sólo digo que en general eres hosca e inflexible, pero tus ojos no.
Ateşi tamamen düştü, değil mi?
¿ La fiebre se fue completamente?
Onlar göğüs falan değil, onlar tamamen yalan!
¡ No son senos, sino mentiras!
Pegasus Galaksisi'ne tüm o yolu katettiniz, tamamen ortaya çıkmış, yükselmiş bir varlıkla yüzyüze bir karşılaşma yaşadınız, bir değil, iki geçit adresiyle geldiniz ve ikisi de çıkmaz yolmuş, öyle mi?
Recorristeis todo el camino hasta la galaxia Pegasus, tuvisteis un encuentro cara a cara con un ascendido de pura sangre, volvisteis con nada menos que dos direcciones, ¿ y ambas resultaron ser callejones sin salida?
Bu öyle bir ilişki değil. Tamamen entelektüel.
No es una relación de ese tipo.
Elbette, şüphelerin bu basit tesadüf üzerine kurulu değil, değil mi? Ve güç alanı tuzağından kurtulmak için bir varlığımızı vermek zorunda kaldığımızda, yüzüğünün üzerindeki tasarımları farkettim, kelt değildi, birinin de bekleyeceği üzere, bu gezegenin kültürel geçmişini düşünürsek,... -... ama tamamen Ori'dı.
Y cuando llegó el momento de entregar una posesión para liberarnos de la trampa del campo de fuerza me di cuenta que el diseño de tu anillo... no era Celta sino claramente Ori.
Jack, konuyu netleştirelim. Bierko'yu durdurduğumuzda karım ve ben, senin yardımınla... tamamen ortadan kaybolacağız, değil mi?
Jack, sólo para estar de acuerdo detenemos a Bierko, mi esposa y yo desaparecemos para siempre, con tu ayuda, ¿ correcto?
Seni tanımakta nasıl bu kadar yanıldık, inanamıyorum. Ben bile sizin tamamen, alıngan, tamahkar inatçı ve zorba olduğunuzu sanmıştım. Önemli değil, Baba.
No puedo creer como cometimos un error al reconocerte no importa, padre.
En azından tamamen parayla ilgili değil.
No exclusivamente, al menos.
Bak olay tamamen seks ve gülmek, değil mi?
Escucha, todo es sobre sexo y amor, no?
Akustik çalmak tamamen ezikçe ve hiç de metal değil... ama yine de, o Canavar'ı uykuya yatırmazsak... bir daha hiç bir zaman süper hızlı DSL'le e-mail'lerimizi kontrol edemeyiz.
Tocar con instrumentos acústicos es de débiles y poco pesado pero si no hacemos dormir al trol es posible que no podamos volver a leer el correo con alta velocidad.
İstemek için kelimelere ihtiyacınız yok evren de zaten kelimelerinize değil tamamen düşüncelerinize cevap verir.
No necesitas usar palabras para pedir, de hecho, el Universo ni siquiera está escuchando palabras de tí. El Universo responde completamente a tu pensamiento.
Şarkılar için rastgele bir sıra oluşturan bir algortima tarafından kontrol ediliyorlar ama sıra tamamen rastgele değil çünkü... algoritma bir şarkıyı tekrarlamıyor.
Controlados por un algoritmo que crea un orden aleatorio para las canciones pero el orden no es realmente aleatorio porque el algoritmo nunca repite una canción.
Sonuçların tamamen gizli olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
¿ Es conciente de que los resultados son estrictamente confidenciales?
Bunu yaptığıma tamamen eminsin, değil mi?
¿ Está usted segura? ¿ Yo hice esto no?
Şike yapmakla suçlandığı halde, Jackson tamamen masumdu, değil mi?
Entonces, incluso siendo acusado de tirar la serie entera Jackson fue completamente inocente, ¿ no es así?
Yani şu özür dileme konusu tamamen onunla ilgiliydi, benimle değil.
Entonces, el asunto de la disculpa era sobre ella, no sobre mí.
Sorun değil. Ben sadece yardım etmek istiyordum ve sen bunu tamamen kişiselleştirdin.
Está bien, sólo trato de ayudarte, y te lo tomas todo a pecho.
Ama bu, geçmişi tamamen silemez, değil mi?
Pero no puede borrar completamente el pasado, ¿ verdad?
Bir kerede değil... elimi kestim, bir doz kullandıktan sonra tamamen iyileştim.
Y no sólo una vez. Me corté la mano y después de una inyección, estaba completamente curado.
Bu tamamen kanun dışı, değil mi?
Esto es totalmente ilegal, ¿ verdad?
Costavo'nun tanımlaması Finney'inkiyle tamamen aynı değil, değil mi?
La descripción de Costavo no es la misma que la de Finney, ¿ verdad?
Ayrıca, yaralarının hepsi tamamen iyileşmedi, değil mi?
¿ no?
Hiçbir şey anlamamış gibi konuşuyorsun. Saber tamamen kendi başına savaşmaya gitti, ve sen de onu durdurmaya gittin, değil mi?
Lo dices de tal manera que das a entender lo contrario. ¿ me equivoco?
Shinji her şeyden çok, gülünç derecede kabarık bir gurura sahip, değil mi? Ve şu Toshaka denilen kız bu gururu tamamen parçalamış.
A shinji ya sabes que le sobra el orgullo... y Rin Tohsaka se lo destruyo en pedazos.
Benzer değil, tamamen aynı.
No sólo similar, es exactamente lo mismo.
Belki de başarabileceğimize tamamen inanmıyorsun ve bu sorun değil çünkü ben inanıyorum ve daha önce inanmadığım için özür dilerim.
Y puede que no creas plenamente que vamos a conseguirlo, eso está bien, porque yo lo hago, y lo siento que no lo he hecho antes.
Tamamen senin hatan değil Norman.
La culpa no es toda tuya, Norman.
Tamamen aynı olacak sadece isim "Ian Hainsworth" değil "Mike Delfino" olacak.
Exactamente el mismo, cambia el nombre "Ian Hainsworth" por "Mike Delfino".
Onda her zaman garip bir şeyler olduğunu seziyordum. Tamamen açık değil gibiydi, bir şeyler saklıyor gibi.
Siempre he detectado que hay algo raro... sobre él... como si ocultara algo.
Tamamen benim suçum değil.
No todo es mi culpa.
Hikayeleri abartmadan duramıyorlar,... ama evet, sizin de gördüğünüz gibi, efsane tamamen asılsız değil.
Nunca podían no adornar una historia, pero, sí, como usted vió, el mito no es enteramente sin fundamento.
Gömdüğünde, köpek tamamen ölüydü değil mi?
¿ Y el perro estaba definitivamente cuando lo enterraste?
Tamamen sıyırabilir. Benim işim değil.
- Tenemos que ayudarlo.
Ama tamamen yenilmiş değil.
Pero no está totalmente derrotada.
Doğrudan o takımla ilişkisi olan değil, kurulla ilişkisi olan ve davayı tamamen ele alıp aileler ile görüşecek ve bizden birinin suçlu olmadığını kanıtlayacak ve eğer suçlu varsa, onların cezalarını alacağından emin olacak biri gerekiyor.
Necesitamos a alguien que no esté conectado a la ( Bol. Dog ) y servir de interfaz con el IPCC... ¡ Véase la prueba!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]