Tekrar yap traducir español
1,541 traducción paralela
Tekrar yap, Toki.
Otra vez, Toki.
Hadi ama evlat. Tekrar yap.
Ahora, venga, hijo hazlo de nuevo.
Tekrar yap. Tekrar yap.
Hazlo otra vez, hazlo otra vez.
Dışarı çık ve tekrar yap. Söz, bu kez izleyeceğiz.
Sal y hazlo de nuevo, prometo que esta vez sí vamos a mirar.
Tekrar yap.
Hazlo de nuevo.
Hapse giriyorsun ama altı ay sonra ben rast gele bir kadını öldürüp karının kafasını onun gövdesine koyuyorum. Böylece senin yapmadığını biliyorlar. İki gün sonra tekrar yapıyorum ki böylece emin oluyorlar.
Pero, seis meses más tarde maté a una mujer al azar y le coloqué la cabeza de tu mujer para que ellos dudaran de tu culpabilidad y dos días después lo hice de nuevo, sólo para que estuvieran seguros.
Tekrar yap, Parker.
Repítelo, Parker.
Tekrar yap, Parker.
- Repítelo, Parker.
Dr. Bailey, bir çocuğun kulaklarının tekrar yapılması için yardım edeceğiz. Hayır işi.
Dra. Bailey, hoy vamos a ayudar a reconstruir las orejas de un niño, gratis.
Fakat bu herif, aynı şeyi tekrar tekrar yapıyor.
Excepto este tipo que lo hace repetidamente...
Bunun başka bir yolu yok. Eğitimin yarın tekrar yapılmasını planladım.
No hay más que hablar, así que he programado el entrenamiento para mañana.
Tekmeye çalışman lazım. Bu gece, 5.000 tekrar yap.
000 repeticiones.
Eee, hadi tekrar yap.
Hazlo otra vez.
Bu garip davranma olayını bir sebep olmadan tekrar yapıyorsun.
Estás haciendo eso de vuelta donde actúas muy extrañamente sin razón.
Yıkıldı, harabeye döndü, tekrar yapıldı, kaldırıldı?
¿ arrasado, demolido, reconstruído, eliminado?
Tekrar yap, Vickie.
Hazlo de nuevo, Vickie.
Devam et, tekrar yap!
Sigue, ¡ hazlo otra vez!
Kimber Bebeğini tekrar yapıyoruz.
Vamos a relanzar la Muñeca Kimber.
Tekrar yap...
Puedes hacerlo otra vez...
Tekrar yapın. Dört farklı yerden alın.
Hazlos de nuevo, aumenta al cuádruple la duración.
Ardından birkaç saat sonra aynı şeyi tekrar yapın. Ölçüm sonucu göreceğiniz şey her iki durumda da Ay'ın kalem üzerindeki boyutunda hiçbir farklılık olmadığıdır.
y haz lo mismo cuando la Luna esté en lo alto del cielo, y verás que la Luna es exactamente del mismo tamaño en relación al borrador del lápiz las dos veces.
Tekrar yap.
Repítelo.
Çok fazla balsam sirkesi var, tekrar yap!
Tiene demasiado vinagre balsámico. ¡ Hazlo otra vez!
Tekrar yap!
¡ Hágalo nuevamente!
nbsp Durun. Tekrar bi araya gelmeme turnesi gibi bir şey yapıp... nbsp bilirsiniz, oraya çıkıp, işte, normal şovumuzu yapsak?
Esperen. ¿ Podemos tener una gira de no reunión en la que salimos y hacemos un show habitual?
- Tekrar yapın!
- ¡ Pues hacedlo otra vez!
Kendini tekrar eden, kirli ve can sıkıcı işler, makineler tarafından yapılacaktır. İnsan, özgür olmak zorundadır. Daha yüce amaçların peşinde koşabilmek için.
Creemos que las máquinas deben hacer los trabajos sucios, repetitivos o aburridos que el hombre tiene que ser libre para perseguir cosas superiores las superiores posibilidades del hombre.
Tekrar ediyorum, Max 40 yaşlarında, yaklaşık 1.95 boyunda, yapılı, koyu renk kısa saçlı, sol kolunda dövme var.
Repitiendo, Max es de unos 40, 1-90, 1-95, fornido, pelo oscuro corto tatuado de su brazo izquierdo.
Seni tekrar Hava Ekibi Kaptanı yapıyorum.
Te voy a volver a hacer CAG.
Çok sevinçliyim. Doğmuş bir bebeğin, tekrar dünyaya gelmesine kadar şenlik yapıyorum.
Me estoy regocijando porque un niño nos ha nacido.
Beni tekrar güzel yapın.
Háganme hermosa otra vez.
Tamam, tekrar soruyorum, ne yapıyorsun?
De acuerdo, una vez más, ¿ Qué estás haciendo?
- Marian, ne yapıyorsun? - Tekrar düşünmenizi rica ediyorum.
- Marian, ¿ que hace?
Burada durup herhangi bir nedenle tekrar ilaç kullanmanı desteklemek... -... istediğimi mi sanıyorsun? - O zaman bunu neden yapıyorsun, anne?
¿ Piensa que quiero permacer aquí apoyándote a usar drogas de nuevo por cualquier motivo?
Tekrar birleştiniz ve tüm gece yatay salsa yapıp uyuyamadınız.
Volviste con Meredith y bailaron toda la noche la "salsa horizontal".
Karımla tekrar bir araya gelmek için, nasıl yapılacağını öğrenmem lazım -... vekilliğin.
Y para lograrlo, tengo que aprender... A delegar.
Ve bunu kabullenemeyip, onunla konuşmak için saçma mazeretler uyduruyorsan. Ya onu tekrar geri kazanmak için yapılan bir plansa.
Y no puedes con ello, así que te inventas una excusa ridícula para hablar con ella en un intento fallido de ganártela.
"Bay Cartwright, bu gece saat 20 : 00'da Dobbler'da yapılacak olan seçim partisine canı gönülden davetlisiniz. Tebrikler ve Omega Chi Delta'ya tekrar hoşgeldiniz."
"Sr. Cartwright, está invitado a asistir a la Fiesta de Iniciación Nocturna esta tarde a las 8 : 00 pm en Dobbler's. Felicitaciones, bienvenido a Omega Chi Delta."
Ben, ortaokuldan beri fantazisini kurduğun herşeyi yapıyorum ama ben küçük birşey isteyince... sana bir öneride bulunayım tekrar azdığında karını aramaya ne dersin Karl?
Te hago cosas con las que has fantaseado desde el instituto, pero luego te pido una cosita... Déjame preguntarte... ¿ Te va a gustar que llame a tu mujer la próxima vez que estés cachondo, Karl?
Tanışın, bir ay iyi bir seks yapın, sonrada sefil hayatlarınızın geri kalanını onu tekrar elde edebilmek için harcayın.
Se conocen, tienen un mes de buen sexo... y luego pasan el resto de sus vidas intentando revivirlo.
Chuck'ın ateşi Lily ve Vivian halalarına göre belki canlı değildi. Ama Olive, onu tekrar ateşlemek için elinden geleni yapıyordu.
El fuego de Chuck quizá no estaba prendido en lo que refería a sus tías Lily y Vivian, pero Olive estaba dando lo mejor de sí para volver a encenderlo.
1600'lerde yapılan bir yarışın temsili tekrarı.
Era una recreación de la carrera que tuvo lugar en el siglo XVII.
DNA'da değişiklik yapıp nesli tükenmiş türleri tekrar yaratabilen bir sakinimiz var.
Tenemos un residente que puede modificar el ADN para crear especies extinguidas.
Onları tekrar görmek uğruna elinden gelen her şeyi yapıyordu. - Fakat buna izin vermedin!
Estaba haciendo todo lo que podía, pero no la dejaste.
- Alıcıyı tekrar ayarlarken Meitner kampüsünden yapılan bir cep telefonu aramasına rastladık.
Mientras reconfigurábamos el receptor accidentalmente interceptamos una llamada telefónica proveniente del campus de Meitner.
Polisin şapkasına tuvaletinizi yapıp sonra onu polisin dul bıraktığınız eşine gönderemez ve tekrar çalamazsınız!
No irías al baño en su casco... para luego enviárselo a la desconsolada viuda del policía... para luego volver a robarlo.
Belediyede yapılan görüşmeleri tekrar inceledim.
He vuelto a revisar las entrevistas del personal.
Tekrar ediyorum ; Aşağı Majestic için zorunlu boşaltma çağrısı yapılıyor.
Repito : evacuación obligatoria de la zona baja de Majestic.
Tekrar buluşuyoruz ve değiş tokuşu yapıyoruz
¡ Suelta el arma!
Uyuyormuş gibi yap ama yanına kim gelirse, bunu ona sapla, tekrar tekrar sapla.
Como que estás dormido, pero si alguien se te acerca, se lo clavas y continúas clavándoselo.
Tekrar yap.
HAZLO OTRA VEZ.
tekrar yapalım 21
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapacak 54
yapamaz 108
yapacak bir şey yok 96
yapın 121
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapacak 54
yapamaz 108
yapacak bir şey yok 96
yapın 121