English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yakalandı

Yakalandı traducir español

6,358 traducción paralela
Herkes salgına yakalandığı için bugün servisimde stajyer doktor yok.
Ni siquiera tengo un residente hoy y todo el mundo está fuera con la plaga, así que...
Hazırlıksız yakalandık diyorsun yani.
Quieres decir que os pillaron en bragas.
Keg yakalandı.
Se acabó.
- Tuvalette yiyişirken yakalandığınız doğru mu?
- Sí - ¿ Es cierto que usted tomó hacer las cosas en el cuarto de baño?
Bayan Channing'in yerleşkenin içinde kıskıvrak yakalandığını biliyoruz.
Sabemos que la Srta. Channing fue aprehendida en el complejo.
Ve yakalandı.
Y la descubrieron.
Yakalandı mı?
¿ La atraparon?
Cammy yakalandı mı?
¿ Atraparon a Cammy?
Yakalandığın için mi?
¿ Que te pillaron?
Yakalandın mı yoksa Dino?
Para siempre. ¿ Recibió roto, Dino?
Nasıl bu kadar çabuk yakalandınız?
¿ Cómo se dejaron capturar tan fácilmente?
Esrar bulundurmaktan yakalandığımı öğrenirlerse ne olacak?
¿ Y si se enteran de que me arrestaron por tener marihuana?
Şöyle... Aslında, Japon rejiminde, büyükbabam, özgürlükçü eylemleri yüzünden, Japonlar tarafından yakalandı
Durante la colonia japonesa... mi abuelo peleó por la independencia.
İkimizde sekiz topun şehrin dışında yakalandığını biliyoruz.
Ambos sabemos que esa bola ocho fue capturada fuera de la ciudad.
Plastik bir poşet rüzgara yakalandığında keder veya umut hisseder mi?
Cuando una bolsa de plástico es atrapada por el viento, ¿ siento tristeza o esperanza?
Alkollü araç kullanmaktan yakalandım, kocam beni terk etti ve cinayet işlemeyi denedim.
Conduje ebria, mi esposo me dejó y traté de suicidarme.
Uçuk hastalığına yakalandığını ve ayıcıkla yaptığın garip şeyleri anlayacak zamandır.
Lo suficiente para saber que tienes herpes y haces cosas raras con tu osito de peluche.
Sen de mi uçuk hastalığına yakalandın?
¿ Tú también tienes herpes?
- Bu, malla yakalandığım üçüncü sefer.
Esta es la tercera vez que me pillan con este asunto.
Fakat öyle olsa bile Teğmen Belden bana en az 100 kilo kokainin caddelerden temizlendiğini. Yasadışı silahlara el koyuldu yüzlerce hatta binlerce uyuşturucu parasını yakalandı.
Aún así, aquí el Teniente Belden me dijo que sacaron al menos 100 kilos de cocaína de la calle, recuperaron armas ilegales, y cientos de miles de dólares en dinero de drogas.
Yakalandığımdan haberi olmadığından sorgusunu planlayacak vakti yok.
Él no sabría de mi captura. No tendría tiempo para planear su interrogatorio.
Adamlarım seni şatonun dışında, gizlenirken yakalandığında nereye gidiyordun?
¿ A dónde ibas cuando mis hombres te pillaron escapando del castillo?
Güvenlik kameralarına bir rıhtımda yakalandılar.
Las imágenes del dron indican que la siguió hasta el muelle.
Bu yüzden buralı serserilere yakalandım.
Y por eso me atraparon unos imbéciles locales.
Bir sürü insan, uygunsuz durumda yakalandı, tamam mı?
Mucha gente fue descubierta haciendo algo ilegal, ¿ sí?
Charles Stuart'ın, Massachussetts'deki adamlarınca yakalandı.
Perseguido sin descanso por agentes de Charles Stuart en Massachusetts.
Bütün büyük adamlar ya yakalandığına ya da öldürüldüğüne göre eski davanın ateşini artık kim canlı tutacak?
¿ Quién mantendrá la llama de la "Vieja Buena Causa" encendida ahora que todos los hombres influyentes están rodeados o muertos?
Elbette hepimiz yakalandık, ama Fury bende bir şeyler gördü.
Por supuesto que todos fuimos capturados pero Fury vió algo en mi
- Yakalandığına dair dedikodular duydum.
Escuché rumores de que te arrestaron.
Betty büyük bir yalan söylerken yakalandı.
Atraparon a Betty en una gran mentira.
Yakalandın.
- Atrapada.
Sen harika bir anne olacaksın bu hataları yaptığın için bu yüzden ufak kızın bir gün üniversiteden eve gelecek ve "Anne, Emma teyze Yunanistan'da bir adadayken cinsel yolla bulaşan hastalığa yakalandım." diyecek.
Vas a ser la madre más alucinante porque has cometido esos errores, porque esta pequeña niña va a venir a casa un día de la universidad y dirá, "mamá, tía Emma... he cogido una enfermedad de transmisión sexual en una isla en Grecia".
Süreçte yakalandığın için üzgünüm.
Lamento que quedaras atrapado en el proceso.
Sonra yakalandın mı?
¿ Te arrestaron?
Şüphelimiz Ward Center'daki güvenlik kamerasına yakalandı.
Las cámaras de seguridad del Centro Ward acaban de captar a nuestro sospechoso.
De Soto, kayıp listeyle olay yerinden uzaklaşırken yakalandı.
De Soto fue atrapado dejando la escena y en posesión de una lista de cuestas bancarias suizas robadas.
Yakalandık.
Nos ha pillado.
Yakalandık, değil mi Tanzy?
Nos ha pillado, ¿ no es así, Tanzy?
- O anlaşmada yakalandın.
- Te arruinaron ese negocio.
Matty ve ben içerken yakalandık.
Los policías nos pararon por el alcohol.
Gizli görevdeki ajanınız gerçekten yakalandı mı?
¿ Uno de tus agentes encubiertos está realmente capturado?
Bir saniye, bilerek mi yakalandın?
Espera, ¿ quieres decir que hiciste que te cogieran intencionalmente?
BM son teröristi de yakalandı.
Y las Naciones Unidas atraparon al último terrorista, también.
Yakalandın sürtük.
Te tengo, perra.
AIDS'e yakalandıktan sonra kondom kullanmaya başlamak gibi bir şey olur.
Es como el tío que empieza a usar condones cuando ya tiene el sida.
Üzerinde bahis fişleri, yarış kartları,... ve konfetiyle yakalandın.
Tenías en tu posesión boletos de apuestas, programas de carreras... y papel de telégrafo.
Yakalandın mı?
¿ Te han cogido?
Tuzağa yakalandığını anlamıştı.
Supo que era una trampa.
Channing yakalandı, ona ne yaptıklarını bize söyleyen hiç kimse yok o yüzden bizi bulabilecekleri ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıyız.
Así que debemos estar listos por si vienen por nosotros.
Yakalandığımda gözlüklerim düşmüştü.
Golpeó mis gafas Cuando que me agarré.
Baba yakalandı mı? - Hayır.
El padre...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]