Yeterince iyi değil traducir español
711 traducción paralela
Yok, bu yeterince iyi değil.
No, esto... no es lo suficientemente bueno.
Yeterince iyi değil.
No es suficiente.
Bira yeterince iyi değil mi?
¿ Así que la cerveza no es tan buena para ti?
O bunun için yeterince iyi değil!
El plan era mío y se los he regalado.
- Senin için yeterince iyi değil miyim?
- No soy lo bastante bueno para ti?
- Hayır. Yeterince iyi değil. - Hayır.
No, no es lo bastante buena.
- Şimdilik, yeterince iyi değil.
- Por ahora no es lo suficientemente bueno.
Notların yeterince iyi değil. Sınavlarını geçmen lazım.
Tus notas no son lo bastante buenas tienes que aprobar los exámenes.
Çünkü sizin için yeterince iyi değil de ondan.
Porque no es suficientemente bueno para usted, por eso.
Benim için yeterince iyi değil.
No es lo suficientemente bueno para mí.
Karımın yanında durmak için yeterince iyi değil miyim? - Kaliteli değilim.
Entiendo, no valgo para mi mujer cuando se codea con la nobleza.
- Döper. - Yeterince iyi değil.
- Dos pares.
Aldığın yüzde yeterince iyi değil mi?
¿ No te basta el porcentaje de la casa?
Çünkü sizin için yeterince iyi değil mi?
¿ No es bastante para ti?
Bu kasaba ve şu giysiler benim için yeterince iyi değil.
Este pueblo no es lo suficientemente grande para mi y ese pollerudo!
bu senin için yeterince iyi değil mi?
¿ Qué pasa, no te gusta?
Yeterince iyi değil.
Doc, busquemos algo mejor.
Ben yeterince iyi değil miyim?
¿ No soy lo suficientemente bueno para ella?
Çiftliğim yeterince iyi değil mi?
¿ Es que no te gusta mi casa?
Onun için yeterince iyi değil miyim? Öyle mi?
No soy bastante buena para él, ¿ verdad?
Yeterince iyi değil.
No es suficientemente bueno.
- Senin için yeterince iyi değil mi?
- ¿ No es lo bastante bueno para ti?
- Hasılat yeterince iyi değil mi?
- ¿ No gana lo suficiente?
- Sence yeterince iyi değil miyim?
Ud. No cree que soy lo suficientemente bueno.
- Yeterince iyi değil.
- Con eso no basta.
- Senin için yeterince iyi değil mi?
- ¿ No es suficiente buena para ti?
Yeterince iyi değil.
Se puede mejorar.
Ancak ne olduğun onlar için yeterince iyi değil.
Pero lo que eres no es suficiente para ellos.
Bu okuyucum için yeterince iyi değil.
Eso no es suficiente para mis lectores.
Hitihiti diyor, kızı İngiltere için yeterince iyi değil ekmek meyvesi yeterince iyi değil.
Hitihiti dice que si su hija no es buena para Inglaterra... el fruto del pan tampoco.
Güzel atın var, ama yeterince iyi değil.
Tienes un buen caballo, pero no lo bastante.
Yeterince iyi değil.
No lo suficientemente bien.
Amerikan motorları senin için yeterince iyi değil mi?
Las motos americanas no son lo suficientemente buenas para ti?
Şu anki durum da yeterince iyi değil, Selina.
El modo en que están, Selina, no es suficientemente bueno.
- Yeterince iyi değil miyim?
- ¿ No soy lo bastante bueno?
Hiçbir şey onun için yeterince iyi değil.
Nada es suficientemente bueno para ella.
Bu sizin için yeterince iyi değil, Bay Büyükfikirler.
Eso no te bastaba, Mr. Grandes-ideas.
- İyi de, yeterince değil.
-? Pero no Io suficiente!
Bu " Javert için çok iyi olabilir fakat kan damlası yeterince büyük değil.
Eso estaría muy bien para "Javert"... pero la mancha de sangre no es bastante grande.
Yeterince iyi birisi değil miyim ki?
Entonces, no soy lo bastante bueno, ¿ eh?
Bizim patenlerimiz oldukça iyi, ama yeterince değil.
Tenemos unos patines que son muy buenos. Pero no lo suficientemente buenos.
Belki de yeterince iyi saklamamışlardır, değil mi Peralta?
Quizás no lo escondieron tan bien. ¿ Eh, Peralta?
Bela çıktığında işimi yeterince iyi yaparsam şehrin ileri gelenleri bana sürekli olarak güvenebilirler, değil mi?
Entonces dime : si puedo desempeñar el cargo si hay barullo ¿ Por qué no me lo dan oficialmente?
Yani, bunun için yeterince iyi degil miyim sence?
Usted quiere decir, que no soy bueno para eso.
Asla yeterince iyi bir evlat olamadım, değil mi?
Nunca encajé en su modelo, ¿ no?
Ama yeterince iyi değil. 3 güzel kız.
Tres lindas damas.
Fakat yeterince iyi bir fiyat değil.
Pero no es lo suficientemente bueno.
- Bu yeterince iyi değil!
- No es suficiente!
İyi el. Ama yeterince değil. As astır.
Buena mano, pero no lo bastante.
Buradaki özellikle çok marifetli değil ama yeterince iyi, öyle değil mi?
No es muy sofisticado, pero es lo suficientemente seguro.
Eğer geçitler küçükse, soğuk su süzülüp,... inecek ve pirinçler yeterince yetişemeyecek. Bu da iyi olmaz, öyle değil mi?
Si los canales son pequeños, el agua fría se filtrará y el arroz no crecerá tanto.
yeterince iyi 39
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28