Şimdi olduğu gibi traducir español
313 traducción paralela
Seni o zaman sevdim Bill, aynı şimdi olduğu gibi.
Te amé entonces, Bill, igual que ahora.
Tarzan inan bana ay üç kez safari yaptıktan sonra, üç kez nehirden kocaman ve yuvarlak çıkınca bize bakacak ve ay bizi şimdi olduğu gibi burada bulacak.
Tarzán, créeme cuando la luna haya ido de safari tres veces tres veces, y salga por encima del río grande y redonda mirará hacia aquí y nos encontrará como ahora.
Şimdi olduğu gibi, senin masumiyetine sağlam şekilde inanıyor olmalı.
Deberá estar tan convencido de tu inocencia como lo está ahora.
İlk bölüm konuşmalarla geçer, şimdi olduğu gibi...
El primer capítulo es una conversación como la de ahora.
Güneşin doğuşunu, saçlarını şimdi olduğu gibi aydınlatışını.
Cuando sale el sol, iluminando tu cabello como ahora.
Sizinle şimdi olduğu gibi yalnız başımıza buluşmayı umuyordum.
Esperaba conocerlo así algún día, solo.
Şimdi olduğu gibi.
Como ahora.
Şimdi olduğu gibi bir şeye üzüldüğünde...
Cuando te preocupes por algo, como ahora, por ejemplo...
Şimdi olduğu gibi, hep seninle birlikte olmayı istedim.
Sólo quería estar contigo, como ahora.
Şimdi olduğu gibi.
Como estamos ahora.
- Hem ayrıca orkestra şimdi olduğu gibi devam ederse birkaç yıl içerisinde... durulur, seyahat etmeyi bırakır ve sıkıcı, basmakalıp...
- Y ¿ Sabes algo? Si la banda continúa de este modo... en un par de años, podremos asentarnos parar de viajar y tener una verdadera familia cursi a la vieja usanza.
Ben bazen şimdi olduğu gibi, keşke seninle hiç çalışmasaydı diyorum.
Hay momentos, como éste en los que me gustaría que no trabajase para ti.
Babam şimdi olduğu gibi devam etmek istiyor ama bu şüpheli.
Él quiere resistir mientras papá esté saludable, pero no sé que pasará.
Hakkımızda yanılmıştın, şimdi olduğu gibi.
Te equivocaste con nosotros entonces, al igual que ahora.
Kardeşim, ne zaman buraya gelsem, geçen sene ve şimdi olduğu gibi, Ortalığı boş yere karıştırıyorum.
Hermano, siempre que vengo a este lugar, como el año pasado y ahora de nuevo este año, me veo enredado en asuntos desagradables.
Evet ve sen cigara içiyordun. Şimdi olduğu gibi.
Cuando me dejaste plantada abajo, tú cerraste el contrato.
Şimdi olduğu gibi, insanların acı çektiği zor zamanlarda polis, insanların dikkatini dağıtmanın yollarını bulmak zorundadır.
En tiempos como los que vivimos, cuando la gente padece tantos sufrimientos, más que nunca, la policía debe tener en cuenta las distracciones de la población.
Şimdi olduğu gibi, dün mahkemedeki gibi.
Ahora, ayer en el juicio...
Aksi halde bizi orada bekliyor olur, tιpkι şimdi olduğu gibi.
Si no, estará esperándonos allí, igual que ahora.
Birkaç küçük sokağı görebiliyorum, şimdi olduğu gibi,... hiçbir yere çıkmıyorlar.
Puedo ver unas pocas callejuelas, las cuales, tal cual están las cosas, no conducen a ninguna parte.
Sonra, şimdi olduğu gibi, bir bakireyi kurban ederdik. Toprağın bereketi adına..... ve kabilemizin zenginliği için.
Entonces, como ahora, se sacrificaba a una virgen por la fertilidad de la tierra y la prosperidad de nuestra tribu.
Ama şimdi olduğu gibi bazen...
Pero en estos tiempos...
Şimdi olduğu gibi, bundan sonrada... sizi seveceğim.
La amé entonces. A primera vista. Y la amo ahora.
Bütün dünya, şimdi olduğu gibi, bizi kullanıyor. Toplumları birbirlerine karşı silahlandırıp Afrika'yı yok ediyorlar.
Todo el mundo nos usa armando grupos contra grupos, destruyendo África...
Ateş ettikten kısa bir süre sonra nişan aldığım bölgede, tıpkı şimdi olduğu gibi bir gürültü koptu.
Tan pronto como disparé una serie de voces llegaron del lugar al que había apuntado...
Şimdi olduğu gibi.
Como te necesito ahora
Sonra elbisen hafifçe açıldı. Tıpkı şimdi olduğu gibi yani. Ve içimi bir anda dayanılmaz bir ateş sardı.
Y entonces se te abrió el manto un poco... sólo un poco, como está ahora... y me inundó un fuerte fervor erótico.
Şimdi olduğu gibi arkamıza yaslanıp felsefe tartıştığımız boş zamanlarımızın bedeli.
Paga el tiempo de ocio que tenemos para sentarnos y hablar de filosofía, como ahora.
Artık yılda bir kere böyle şeyler oluyordu bazen şimdi olduğu gibi çok ağır nüksedip onu ağrılı bir travmaya sokuyordu.
Y ahora tenía ataques severos todos los años... que lo dejaban dolorosamente avergonzado.
Şimdi herkesin banka muhafazalarının anahtarlarının kopyalarına sahibiz ; tıpkı kasa şifrelerine ve alarm sistemlerinin planlarına olduğu gibi.
Ahora nos hallamos en posesión de llaves duplicadas de todas las cámaras acorazadas del banco, de las combinaciones de todas las cajas y de planos de los sistemas de alarma.
Her ikinizden de... en derin sırların ortaya döküleceği... mahşer gününde olduğu gibi cevap verip... yasal olarak evlenmenize engel olacak... bir durum varsa... şimdi itiraf etmenizi istiyorum.
Les solicito a ambos y responderán el día terrible del juicio, cuando los secretos de los corazones sean descubiertos, que si alguno de ustedes conoce un impedimento por el cual no puedan legalmente ser unidos en matrimonio, lo confiese ahora.
Şimdi benim hep ona ihtiyacım olduğu gibi onun bana ihtiyacı olduğunu biliyorum.
Johann, me necesita tanto como yo a él.
Şimdi her zaman olduğu gibi oteline dön.
Vuelva a su hotel, como si nada hubiese pasado.
Şimdi bana sahip olduğu gibi Maxie sana da sahip.
Ahora Maxie te tiene igual que a mí.
Daha önce olduğu gibi şimdi de olacak
¡ Ahora todo volverá a ser...
Ama şimdi aynı Susan'a olduğu gibi bayıldı. Susan bayılmadı.
Pero ahora se ha desmayado, igual que Susan.
Şimdi başlıyor iki hafta önce olduğu gibi.
Está empezando igual que hace dos semanas.
Nedense şimdi kızı olduğu gibi kabul etmem sizin için önemli olmaya başladı.
Parece que es muy importante que empiece a aceptarla, que me guste.
- Şimdi de önce olduğu gibi anlamı yok.
- Eso no significa nada.
Şimdi, yazın olduğu gibi.
Como ahora.
Bu arada Frederick'le ben de geçmişte olduğu gibi... şimdi de işleri idare etmeyi sürdüreceğiz.
Mientras tanto, Frederick y yo continuaremos con el negocio... como siempre lo hemos hecho en el pasado.
Bombaya şan ve şeref ver onun ulu radyoaktif serpintileri aynen eskiden olduğu gibi, şimdi ve her zaman, sonsuz dünyayı korusun.
Gloria a la Bomba y a la Lluvia Radiactiva, como era en el principio, ahora y siempre, por los siglos de los siglos.
Başlangıçta, şimdi ve sonsuza dek olduğu gibi.
Según era en un principio, ahora y siempre.
Şimdi herşey eskiden olduğu gibi, Jane.
Ahora es todo como al principio, Jane.
"Başlangıçta olduğu gibi, şimdi ve daima, dünya ebedidir."
"Así sea por los siglos de los siglos."
Bunun üzerine bana, "Kayzer döneminde olduğu gibi şimdi de seçkin bir birliğimiz var. Adı SS." dedi.
Entonces él dijo : "Bueno, como no era una guardia de elite en el tiempo del Kaiser, hay un guardia de élite ahora en el nuevo movimiento, y esa es la SS".
Ve şimdi de dünyanın tüm uygar ülkelerinde olduğu gibi Brezilya'da da kar var.
Ahora, como cualquier país civilizado en el mundo, Brasil también tiene nieve.
Hayır ben.. ben yakalıyorum şimdi....... herzaman olduğu gibi.
No, no, yo, es así como lo hago, Lo hago siempre.
Başlangıçta olduğu gibi, şimdi ve gelecekte, sonsuz dünya.
Como era en el principio, ahora y siempre, por los siglos de los siglos.
Şimdi, bugün Pazartesi olduğu için ve kalbimden iyilik geldiğinden sanki hiçbir şey olmamış gibi yapacağım ancak rol yapmakta çok kötüyüm.
Ahora bien, porque hoy es Lunes y por la bondad de mi corazón pretenderé como si no hubiera sucedido nada. Sólo que soy malísimo en fingir.
Şimdi ikinizin bir ekip olduğu gibi.
Como ustedes dos ahora.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi gidiyorum 125
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi dinlen 19
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi gidiyorum 125
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi dinlen 19