English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ş ] / Şöyledi

Şöyledi traducir español

106,528 traducción paralela
Bunun yerine yeni avukatları eğitmeye odaklanmayı tercih edeceğini söyledi.
Dijo que prefería enfocarse en criar a esos socios.
Bunu sana kim söyledi? Saçmalığın daniskası.
¿ Quién te dijo eso?
Bu konu üzerinde düşüneceğini söyledi. Ama sonrasında bir şey söylemedi ve söyleyeceğinden de şüpheliyim.
Me dijo que lo pensaría, pero no sé nada aún, y no sé si lo tendré.
- Donna söyledi değil mi?
- Donna te lo dijo, ¿ no?
Şimdi ne yapacağımızı söyledi mi peki?
¿ Te dijo lo que haremos ahora?
Luke onun kayıp olduğunu söyledi. Onu uyandırmamız gerektiğini söyledi.
Luke dijo que se lo estaba perdiendo que mejor la despertábamos.
Bayıldığını söyledi.
Dice que se ha desmayado.
Büyü kitapçılarını geziyordum. Bunları bulduğum yerdeki kadın bunların 16. yüzyıl Sırbistan'ındaki eserlerin kopyası olduğunu söyledi.
Fui a varias librerías oscurantistas y en una, la dueña me dijo que eran copias de obras hechas en Serbia en el siglo XVI.
- Anlaşmadan vazgeçtiğini söyledi sanırım?
¿ Te dijo que renunció al trato?
- Evet söyledi. Avukat olmamanın onun için sorun olmadığını söyledi.
Sí y... a él le parece bien no ser abogado.
- Bu- - - Kim söyledi?
- ¿ Quién te dijo eso?
Ama Stu diğer patentli ürünün sahibiyle görüşüp istisna olması için pazarlık yapabileceğimizi söyledi. Böyle olursa Donna ile yolumuza devam edebileceğiz.
Pero Stu dice que podemos negociar con el dueño de la patente para que nos dé una exclusión y entonces podremos seguir adelante con La Donna.
Nathan'a nerede olduğunu sorduğumda özel işlerin için izin aldığını söyledi.
Porque cuando le pregunté a Nathan dónde estabas, dijo que tomaste un par de días personales.
Benimle olmak istediğinden emin olmadığını söyledi ondan sonra da henüz konuşmadık.
Dijo que no estaba segura de querer seguir conmigo y no he sabido más de ella.
Gretchen patent hakkında konuşmak istediğinizi söyledi.
Gretchen dijo que querías hablarme sobre la patente.
- Yalan söyledi.
Mintió.
Geri adım atmadılar Louis de bu teklif için her şeyi denediğini söyledi.
Se rehúsan a ceder y Louis dijo que hizo uso de todas sus mañas para conseguirnos esto.
Beni affedip affetmeyeceği konusunda düşünmesi gerektiğini söyledi.
Dijo que necesitaba pensar si podía perdonarme o no.
- Başvurusunda yalan söyledi.
- Mintió en su solicitud.
Kevin Bauer PSL'nin randevu için aradığını söyledi ve eminim ki amaçları müvekkilime senin şirketinde isim ortağı olacağımı söylemek değil.
Kevin Bauer me dijo que PSL lo llamó para hacer una cita y por supuesto no iba a decirle a mi propio cliente que voy a ser socio principal en tu firma.
Karşı tarafın avukatı Mike'ın sahtekar olduğunu söyledi.
El otro abogado descubrió el fraude de Mike.
Eğer bu işten kaçarsam, hayatım boyunca her şeyden kaçacağımı söyledi.
- No. Me dijo que si huyo ahora, siempre estaré huyendo.
Görüştüğüm ilk kadın, Harry ve karısı gibi başvurularda yalan söyleyen insanların bunun yanlarına kar kalmasına izin veremeyeceklerini çünkü bunlar yüzünden işlerinden olacaklarını söyledi.
La mujer que conocí allí dijo que no podían dejar que Harry y su esposa se salieran con la suya mintiendo en su solicitud porque no tendrían - más trabajo. - Sí, pero no
- Artık değilim çünkü bana getirdiği son gizemli adam anlaşmamız hakkında hiç bir bilginin açığa çıkmayacağını söyledi.
- Es una espía corporativa. - Ya no... porque el último hombre misterioso que trajo dijo que nadie sabría nada de nuestro acuerdo.
Bu öğleden sonra geleceğini söyledi.
Me dijo que volvería a última hora de la tarde.
Bizi diğer tarafta bekleyeceğini söyledi.
Dijo que nos esperaría al otro lado.
Girmeden önce Frost söyledi.
Frost me lo dijo antes de que entráramos.
Komutan Guthrie, son iki damızlıkla yatıyormuş. Hanımı öyle söyledi.
El comandante Guthrie se ha acostado con sus últimas dos Criadas, según su Marta.
Yaveri de, ulaşım bütçesini kullandığını söyledi.
Su ayudante me dice que roba de los viáticos de transporte.
Alma söyledi diye hayatını riske atıyorsun.
Mejor, porque esto es ridículo. ¿ Arriesgas tu vida porque Alma te lo pidió?
Bazı şeyler duyup bana birşey söyledi.
Usó sus influencias y tenemos luz amarilla.
Bana nakit ödememi söyledi. Kitapları kimin aldığına dair bir kayıt yok.
No hay constancia del comprador.
Üniformanı giyebileceğini kim söyledi?
¿ Quién te ha dejado ponerte el uniforme?
Değeceğini söyledi!
¡ Dijo que valdría la pena!
Gariptir ki gelemeyeceğini söyledi. Nedenini sormak kabalık olur, dedim.
Dijo que no podría venir al muelle, y no quise preguntar por qué.
Taksici büyük bir kasırganın geldiğini söyledi.
El taxista dijo que hay una gran tormenta en camino.
Aradığımız tüm cevapların kütüphanesinde olduğunu söyledi ama dil bilgisi hatası yaptı.
La tía Josephine dijo que las respuestas estaban en su biblioteca, pero cometió un error gramatical.
Josephine, bizimkilerle gizli şifreler geliştirdiklerini söyledi.
La tía Josephine dijo que ella y papá y mamá crearon códigos secretos.
Abe aramalarına cevap vermediğini söyledi.
Abe dijo que no le devolvías las llamadas.
Kim canımın bir şeye sıkıldığını söyledi?
¿ Quién dice que algo que me molesta?
Bana onun düşüncelerine güvenmediğimi söyledi.
Me dijo que nunca confío en su juicio.
Polis sadece kaçak olduğunu söyledi.
La policía solo dice que ha huido.
Tanıdığım bir muhabir arkadaşım var ve annen onu sana ne olduğunu bulması için ikna etti. Ve bana söyledi, bu yüzden buradayım.
Mi amiga es reportera y tu madre la convenció para que averiguara lo que había pasado contigo.
Jax bana 1776'da Rip'i öldürmek üzere olduğunu ve onu senin durdurduğunu söyledi.
Jax me contó cómo iba a matar a Rip en 1776, y cómo tú lo detuviste.
Mızrağın gerçekliği değiştirebildiğini, hiçbir insanın sahip olamayacağı kadar güçlü olduğunu söyledi. Biz de dört parçaya böldük.
Dijo que la Lanza podía alterar la realidad... que era demasiado poderosa para que la poseyera cualquier hombre o mujer, así que la rompió en cuatro fragmentos.
Gitmeden önce kraliçeye saygılarını sunmakla ilgili bir şeyler söyledi.
Dijo algo sobre ofrecer sus respetos a la reina antes de irnos.
Çok garip, Sara da aynısını söyledi.
Qué gracioso, Sara dijo exactamente lo mismo.
- Hayır, birçok şey söyledi.
No, me ha dicho muchas cosas.
Gideon, iyi durumda olduğunu söyledi.
Gideon dice que está bien.
Senin ırkına yardım etmeye çalıştığını söyledi.
Ella dijo que trató de ayudar a tu gente.
Verdiğim fiyatın çok yüksek olduğunu söyledi.
Dije que mi valoración era demasiado alta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]