English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Birazdan gelecek

Birazdan gelecek traducir francés

367 traducción paralela
Günaydın. Bay Marsh birazdan gelecek.
Bonjour, M. Marsh sera là dans un instant.
Birazdan gelecek.
Elle vient tout de suite.
Siz burada bekleyin. Kocanız da birazdan gelecek.
Attendez, votre mari va venir.
Birazdan gelecek.
Il nous rejoindra.
- Birazdan gelecek.
- Il va venir bientôt.
Yerime geçecek olan kişi birazdan gelecek.
Mon successeur va bientôt arriver.
Doktor birazdan gelecek, ve onu iyileştirecek.
Le docteur vous le rendra tout neuf.
Hammond birazdan gelecek.
Hammond doit me relever dans 2 heures.
Bay Fabian birazdan gelecek.
M. Fabian ne va pas tarder à descendre.
Bizi eve götürmek için birazdan gelecek.
Il va venir nous chercher.
- Birazdan gelecek.
Il sera la dans un moment.
"Toby" 1910'da New York'da geçer, sizin televizyon ekranınıza ise birazdan gelecek.
"Toby" se passe à New York en 1910 et sur votre écran de télévision dans un instant.
Birazdan gelecek.
Elle sera là dans un instant.
Söyle bir dakika beklesin. Birazdan gelecek.
Dis-lui qu'il vienne.
Annen birazdan gelecek.
Maman arrive tout de suite.
Röntgen sonuçları birazdan gelecek.
- On vous apporte les radios.
- Birazdan gelecek. İngiltere'yle bir telefon konuşması yapmalıyım. Çok acil.
Je dois appeler l'Angleterre d'urgence.
Bana bak, kabalaşmak istemem ama birazdan gelecek olan arkadaşlarımı bekliyorum neden gitmiyorsun artık?
Je ne veux pas être grossière, mais j'ai des amis et ils reviennent, alors pourquoi ne partez-vous pas?
Pencereye sıkışmış. Birazdan gelecek.
Elle était coincée dans la fenêtre.
- Tony birazdan gelecek.
- Je passe prendre Tony.
- Birazdan gelecek. Biliyorum.
- Il sera là dans une minute.
Diğerleri birazdan gelecek.
Les autres arrivent.
- Teşekkür ederim. - Bayan Nash birazdan yanınıza gelecek.
Mlle Nash ne va pas tarder.
Birazdan gelecek.
Charlie ne descend pas? Elle arrive dans un instant.
Birazdan gelecek.
Il va arriver.
Konuşsan iyi olur, tatlım, çünkü birazdan dalgalar gelecek ve sonra çok geç olacak.
Tu ferais bien de parler, ma chère. La marée va bientôt monter, et il sera trop tard.
Harvey birazdan beni almaya gelecek.
Harvey va passer me prendre.
Bay Roberts, yerinize gelecek kişi nerede? Birazdan gelir.
M. Roberts, on vous relève?
Birşey değil. Birazdan kendine gelecek.
Ce n'est rien, elle reviendra à elle sous peu.
- Buyurun. Birazdan bir araç gelecek.
Notre voiture sera là tout à l'heure.
Birazdan Bay Hearndan adında bir beyefendi gelecek.
Un monsieur va passer, un certain M. Hearndan.
Birazdan seni görmeye gelecek.
II doit venir vous voir d'un instant à l'autre.
Peggy birazdan Tommy'e bakmak için gelecek.
Peggy va bientôt arriver pour garder Tommy.
Birazdan Bay Cassard gelecek, seninde burada bulunmanı istiyorum.
D'ailleurs, M. Cassard ne tardera pas et j'aimerais que tu assistes à cet entretien.
Birazdan Alfie gelecek.
Alfie va arriver.
- Burada, birazdan gelecek!
Il est la!
Lord McRashley birazdan görüşmeye gelecek. Kabul edeceğine inanıyor musunuz?
Lord Rashley va vous recevoir tout de suite.
Şimdi burada duruyor, ama birazdan seni öpmeye, kucaklamaya gelecek.
Elle est là et va venir t'embrasser.
Birazdan arkadaşlarım gelecek.
Vous ne pouvez pas attendre dans cette suite.
Lejiana adlı garip isimli bir kadın birazdan buraya gelecek.
J'ai une séance avec une certaine Lejiana.
Birazdan sizin sıranız gelecek!
C'était génial! Bientôt ce sera votre tour!
Buraya birazdan bir bayan gelecek ve ona dalma dersleri vereceğime söz verdim.
J'attends quelqu'un d'une minute à l'autre et j'ai promis à cette personne de lui apprendre à plonger.
Birazdan baban gelecek.
Tu vas voir le papa..
Albay Thompson birazdan yanınıza gelecek efendim.
Le colonel Thompson va vous rejoindre dans un instant.
Bay McCabe birazdan yanınıza gelecek. Siz burada bekleyin.
M. McCabe descend tout de suite.
Henüz burada değil ama birazdan gelecek.
Elle arrive.
Birazdan misafirlerimiz gelecek.
Nos invités seront bientôt là.
Birazdan size yardıma gelecek.
Il ne devrait pas tarder. Veuillez vous asseoir.
Grissom dış uzaydaki yolculuğunun tepe noktasına az önce vardı... ve birazdan dünya yörüngesindeki gelecek uçuşlar için gerekli... çok değerli verilerle aşağı iniyor olacak.
Grissom vient d'atteindre l'apogée de son vol. Il va maintenant rentrer dans l'atmosphère.
Baban birazdan yemeğe gelecek ve eğer seni gene radyo başında yakalarsa geçireceği sinir krizini tahmin edersin.
Ton père sera bientôt ici pour le dîner... et tu vas certainement le faire fâcher... s'il te trouve encore devant la radio.
Çok isterdim, ama çok önemli bir müşterim gelecek birazdan.
J'aimerais beaucoup, mais j'attends un client important. Une minute.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]